Yüzyıllık Yalnızlık

06 Şub 2025 - 20:58 YAYINLANMA

1996 İzmir Okuduğumda yaşım 18’den 3 gün büyüktü. Ne romandı ama!..Gabriel García Márquez’in.. Kitapta konu edilen Buendía Ailesi’nin kuşaklar boyunca süren trajedilerini, aşklarından savaşlarına, yalnızlıklarından tutkularına tanık olmaktan garip bir haz alıyordum. Yahu İzmir’in içinde Çamlı yoldan Ege Tıp’a gidip gelen ben için oldukça heyecanlıydı..

Çamlı yoldan sonra inip yürüdüğüm bir yol olurdu. Rüzgarı karayel gibi alır acaip soğuk olurdu. Bornova Soğuğu iliklerimi bir Göztepeli olarak dondururdu. Bu kitabı o bayılmış Arabesk müziği sersemliğinde okurken, yarı açık pencereden esen rüzgar ellerimi dondura dursun, bağrı açık dolmuş şöförlerinin göz kesişlerine denk getirmemek için gömüldüğüm bu kitaptaki yerdi; Macondo kasabası; Bütün yalan dolan işlerin yeri. Günahların cenneti..

Yozlaşan Nobranlıkların adresi.. ‘Dünyanın her şeyinin o kadar taze olduğu, birçok şeyin adının bile olmadığı ve onları işaret ederek anlatmak gerektiği bir sabah Macondo kurulmuştu!’ diyor Gabriel.. Ya var ya yok bir kasabaya, tertemiz başlamış bir umutla.. sonra bir göz kaçamağı ‘yallah şöförden!’ … konu şu sözlere bağlanıyordu. ‘Macondo, yüzyıllık alışkanlıkların, yalnızlıkların ve hayaletlerin ağırlığı altında yerle bir olmuştu.’… Ahlaksızlıklar ve yozluklar ile yok olan ilişkilere geliyordum.. Öyle bir yeri var ki romanın..tam da ben dolmuştan inip o esen yele girerken denk gelmişti; kasabayı temizleyen büyük rüzgar bölümü, bu metaforun zirvesiydi.. Roman boyunca doğanın güçleri, özellikle de rüzgar her yerde..

Macondo’nun zamanla yozlaşması, ahlaki çöküşü ve toplumsal felaketlerle dolu geçmişi, sonunda kasabaya gelen büyük bir rüzgar! Bu rüzgar, kasabanın hafızasını, geçmişteki yalanları ve kötülükleri tamamen yok eden bir doğal bi güç gibi! Bu rüzgar aynı zamanda hakikatle yüzleşme gibi idi… benim için de! o kısa ve soğuk esen yolu yürümeden kampuse gidemeyecektim ve varoluşun sonunda eğitim yuvam vardı..:))

Doğa temizleyici gücünü kullanarak toplumsal ve bireysel arınma istemişti romanda.. O kasabayı bu bataklıktan olsa olsa o kurtarırdı. Şiddetle eserek her pisliği süpüren rüzgar! Macondo yokoldu romanın sonunda, bir rüzgara baktı iş.Olmamışlığı bir rüzgar aldı götürdü.

O romandan geriye bana ne kaldı? Bir söz.. ‘Her şey sonsuza dek tekrarlanabilirdi çünkü zaman bir düz çizgi değil, sonsuz bir döngüydü.’ Döngü müydü? Bugün— olmaz olan bütün işleri doğa yuttu ve yok etti. Ardındaki ve önündeki bütün olmaz işleri de bugün rüzgar aldı götürdü.. Doğa yalanı sevmez. Romanda da bu böyledir. Gerçek hayatta da.. ‘yüzyıllık yalnızlık’ Asrın Yalnızlığına dönülmüşse— ders alma zamanı gelmemiş midir? Bu döngü kırılabilir mi?

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: