Azınlığın Gücü, Çoğunluğun Sessizliği Pareto Yasası Üzerine

28 Eki 2025 - 22:40 YAYINLANMA

Toplumun ritmi hiçbir zaman eşit dağılmaz. Bir avuç insan düşünür, üretir, yönlendirir; geri kalan büyük kitle ise bu hareketin yankısında yaşar. Pareto Yasası, sadece bir ekonomi kuralı değil; toplumsal yapının çıplak bir aynasıdır.

Sonuçların %80’inin, çabanın %20’sinden doğması — bir adaletsizlik değilse bile, bir dengesizliktir. Ve bu dengesizlik, her toplumun kaderine sinmiştir. Bir düşünün! Her şehirde, bir avuç insan kültürü şekillendirir. Her dönemde, birkaç yazar bir kuşağın dilini belirler.

Her politik çağda, küçük bir elit sınıf büyük kararları verir. Pareto’nun oranı, insanlık tarihinin sessiz istatistiği gibidir: Azınlık üretir, çoğunluk sürüklenir. Ama belki de bu yasa, bir uyarı olarak da okunmalı: Çabanın her birimi eşit değildir. Bir toplumun geleceğini belirleyen, gürültü değil; odaktır.

Sürekli konuşan kitleler değil; doğru zamanda, doğru cümleyi kuran o küçük yüzde. Toplumsal değişim, her zaman bu %20’nin içinde başlar.

 Nerede?

Bir kadın kalemini kaldırır, bir genç itiraz eder, bir işçi grev çağrısı yapar — ve o küçük hareket, devasa bir dengeyi yerinden oynatır.

Bu nedenle, Pareto Yasası bazen karamsar görünse de, içinde umut taşır! Dünyayı değiştirmek için herkesin her şeyi yapması gerekmez; yalnızca birkaç kişinin doğru şeyi yapması yeterlidir.

Yine de bu yasayı yalnız verimliliğin değil, vicdanın yasası olarak okumak gerekir. Eğer toplumun %80’i sadece izliyorsa, bu sessizlik de bir sonuçtur. Bir toplum, enerjisini nereye harcadığını sorgulamadan adalet kuramaz. Çünkü bazen en büyük adaletsizlik, çabanın yanlış yere yönelmesidir.

Pareto’nun demek istediği sanırım şu; Hayat, gürültüde değil; etkide ölçülür. Önemli olan, herkesin konuşması değil, birilerinin doğru kelimeyi bulmasıdır. Çünkü tarihin yönünü, çoğunluk değil — anlamlı azınlık çevirir.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: