Taş, Yontu ve Kayyum

17 Eyl 2025 - 21:54 YAYINLANMA

Bugün sabah Michelangelo’nun bir sözüne uyandım. Dünyanın rezilliği karşısında taş kesilene kadar uyumanın yapılabilecek en iyi şey olduğuna dair. Başka bir sözünü hatırladım.

Ona atfedilen o meşhur bir sözü; “Taşın içinde meleği gördüm, onu özgür bırakana kadar yonttum.”

Yontmak..

Michelangelo, taş bloklarının içinde saklı duran meleği gördüğünü ve onu özgür bırakana dek yonttuğunu söyler. Bu söz, hem sanatın hem siyasetin özünü tarif eder: var olanı, içindeki potansiyeli görünür kılmak. Bugün ülkede demokrasi taşının içinde saklı bir melektir.

Taş serttir, hareketsizdir, kaba görünür. Fakat içinde incelik, adalet ve temsil duygusu gizlidir. Halkın iradesi işte o taşın içindeki melektir.

Michelangelo’nun çekiç ve keskisi sabırla ilerlerken, bizde başka bir el aynı taşı hoyratça kırmaya çalışıyor. Sanatçının “özgürleştirmek” için yaptığına karşılık, kayyum uygulamaları halkın iradesini zapt etmek için taşı paramparça ediyor. Her yere kayyum ihtimali tartışmaları, işte tam da bu noktada, bir medeniyet aynasıdır. Çünkü mesele sadece bir parti değil, taşın içindeki meleğin görülüp görülmemesi meselesidir. Halkın seçme iradesi, tıpkı Michelangelo’nun görüp de sabırla işlediği heykel gibi, özünde vardır. Onu açığa çıkaracak olan şey ise hoyrat darbeler değil, sabırla ve saygıyla işlenen demokrasi sanatıdır.

Bugün taş kesilmek yerine sorulması gereken sorular var; Biz taşın içinde meleği mi görmek istiyoruz, yoksa taşı paramparça ederek o meleği sonsuza dek kaybetmeyi mi? Put gibi durmak yerine, hareket etmek denenmeli mi?

 
 
 
 
 
 
 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: