Puslu Havada Avlanan Kurtlar

04 Mar 2018 - 16:15 YAYINLANMA

Türkiye’nin istikrarından rahatsız olan dahili ve harici hainler dünde boş durmadı bu günde boş durmuyor. Amaçları puslu havalarda kaos yaratmak; el etek öpen, yat dediği zaman yatacak, kalk dediği zaman kalkacak, emir eri olacak, bir milyon ABD doları için kapı kapıdolaşıp, tefecinin eline düşmüş tüccar benzeri Türkiye yaratmak…

 

Dâhili ve harici soysuzların ülkemiz üzerinde oynadıkları bu oyuna bakınca merhum dedemin 40 yıl önce anlattıkları aklıma geliyor. Rahmetli dedem kırk yılı aşkın süre askerlik yapmış, savaşlarda yaralanmış uzun bir süre İngilizlere esir düşmüş ve dile kolay tam 114 yıllık ömrünün çoğunu bu devletin bekası ve halkın geleceği için harcamış. Son nefesine kadar da vaktini yaşadığı kasabada orta ve lise öğrencilerine tarih anlatarak geçirmiş, bunu da bir görev olarak benimsemiştir. Etkisi olmuş olacak ki, günümüzde tarihimizle ilgili, okullarda ders olarak okutulan kitapları yazan iki mahdumu da tarih profesörüdür. Merhum yaşayan bir tarihti…

 

Rahmetli dedem herkesi etrafına toplar, “Şunu hiç aklınızdan çıkartmayın: Osmanlının olduğu gibi Türkiye’nin de dostu yok düşmanı çoktur; çünkü geçmişte dünyada iki devlet iki millet vardı, biri Avrupa diğeri Osmanlı. Avrupa ayrı ayrı milletler de olsa Osmanlıya karşı bir millet ve bir devlettir. Bu devletler bir olup Osmanlıyı bölüp parçaladılar ve yüzlerce devlet yarattılar. 22 milyon kilometre kareden ülkeyi 720 bin kilometre kareye düşürdüler, buna rağmen düşmanlık bitmedi bitmez de…Türkiye aleyhine olacak her tür argümanı dünya döndükçe kullanacaklar, bu millet uyanık olmalı oyunlara gelmemeli…” Haksız mı? Rahmetli dedemin 40 yıl önce söylediklerini günümüz Türkiye’sinde görmüyor muyuz, anlamıyor muyuz?

 

Bu kâfir, bu keferelerin oyunları hiç bitmez. Bundan sonra kullanacakları argümanlar din, mezhep, ırk, hatta doğulu, batılı…Ankaralı, İstanbullu, İzmirli, Mardinli, Diyarbakırlı, Konyalı, Hanyalı diye bizleri kışkırtmaya kalkacaklar; bunları kurdukları ya da içimizdeki hainlere kurdurttukları sosyal ve kültürel dernek ve vakıflar eliyle yapacaklardır.

Ağa babaları da siyasi ve ekonomik lobiler oluşturacak, birlik ve beraberliğimizi zaafa uğratacaklardır...

Tabi ki, bunlar benim gibi birçok kişinin öngörüsü… İçimizdeki hainlere rağmen elbette olmasına oluşmasına müsaade etmeyeceğiz. Ahir zamandayız; göklere çıkan binalar, ahlak dışı zinalar, artan boşanmalar, Beytülmal’a (devlet hazinesi) el uzatmalar, bir taraf ağlarken diğer tarafta eğlenmeler gibi günümüzde yaşanan benzeri olumsuz olaylardan, 40 yılönce söz eden rahmetli dedem “oğlum huzur bulmak ve istikrarı yaşamak istiyorsanız gördüğünüz her yanlış karşısında susmayacak, bana ne demeyeceksiniz, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”unutmayın derdi… Mekanı cennet olsun.

 

Dilsiz şeytan olmamak adına ve merhuma layık bir torun olmak adına 30 yıla yakındır haddim olmayan birçok olay karşısında mücadele verdim, gördüğüm yanlışlar karşısında susmadım, kamuoyunu bilgilendirmek için yazdım lakin ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar nedeniyle benim dikkat çektiğim konular ikinci plana atıldı, aynen günümüzde Afrin olayının öncelikli gündem olup bazı kurum ve kişiler hakkında yazdığım konuların gündem dışı kaldığı gibi…

Elbette Afrin olayı önemli! Terörle mücadele eden yiğitlerimiz daha da önemli ve dualarımız değerli güvenlik kuvvetlerimiz içindir. Allah yar ve yardımcıları olsun, ömrünün baharında bu ülke için şehit olan yiğitlerimizin mekânları cennet olsun, ailelerine Mevla’m sabırlar versin.

Beni üzen hatta fena halde kızdıran ise bir tarafta üç beş bin lira maaş alıp yeri geldiğinde ülkemiz için canını veren yiğitlerimiz diğer tarafta ise sözde kamu görevi yapıyor görünüp 20-30 hatta 65-70 bin liraya yakın maaş alan esnaf baronlarıdır... Dahası kurum kesesinden saltanat süren bu asalakların puslu havadan faydalanıp saltanatlılarına devam etmeleri…

Bir yanda asgari ücret dahi etmeyecek performansıyla esnafın sırtından ayda on bin lirayı cebe indiren, teşkilat seçimleri kapıyı çaldığında seçmenlerine gömlek diktirme telaşına giren ‘sığıntı’ şahsiyet, diğer yanda ise aldığı maaş ile yetinmeyip hayatını beleşe getiren, bu da yetmezmiş gibi odasından kendisine her ay yüz litre benzin parası tahsisi yaptıran yüzsüz asalak ve esnafa verdiği kredi faizinden maaş alan sözde esnaf temsilcileri… Diğer yanda ise alınları öpülesi yiğit askerlerimizin ve polislerimizin Afrin mücadelesi…

Daha da ağırıma giden bu asalaklara hesap sorulmaması… Kim bu asalaklar derseniz 25 yıldır yazılarımda dikkat çektiğim sözde kamu kurumu denilen esnaf ve sanatkârlar teşkilatlarını yönetenlerdir. Bu konulara tekrarda olsa yazılarımda dikkat çekip yetkilileri bu konuda uyaracağım aksi halde ömrünün baharında şahadete kavuşan yiğitlerin haklarını ödeyemeyiz.

Vallahi hakları, başta bu kurumlardan sorumlu bakana ve bu durumu bilip de ses çıkartmayan her ferde haram olur. Şehadeti göze almış o aslanlar üç beş bin lira maaş alacak, bizim asalaklar ise saltanat sürdürüp milyonları ceplerine indirecek, haram olsun o esnaf baronlarına…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: