Prangacılar Mutsuz da Olsa 29 Ekim 2018 Türkiye’nin Gurur Günü
Son günler yaratılan gereksiz gündemlere bakınca 29 Ekim 2018 Cumhuriyetimizin 95’ inci kuruluş yıl dönümü bu çevrelerce eskiden izlediğimiz filmlerin tekrar izletilmesine yönelik bir gayret olduğunu görüyoruz, 28 Ekim 2018 Pazar günü CHP’nin organizasyonuyla İzmir’de yapılan sözde Cumhuriyet mitinginde kortejde yürüyenler yanında balkon ve pencerelerden destek verenlerin çoğunluğunun attığı sloganlar bunun en bariz göstergesidir. Atatürk’ü gönülden değil göstermelik sevenler, askerimizi ve Cumhuriyeti özde değil, sözde savunucularının gayretlerinin başka bir amacının olmadığı görülüyor.
Bu modellere ya Atatürk’ten geçinen ya da Atatürkçü geçinenler denir…
Sokaklarda göstermelik yürüyüş yapıp hava atanlar, pencere ve balkonlardan tas tencere çalıp sosyal medya aracılığıyla Cumhuriyet çığırtkanlığı yapanlar, sözde Atatürk’ün askeri olup, gezi olaylarında sokakta yatıp kortejlerin önünde yürüyüp kameralar karşısında, dünyanın en büyük projesi ve en büyük hava limanına karşı çıkmayı marifet sananlar, Atatürk’ ün askeri değil postalının bağacığı dahi olamazlar.
Cumhuriyeti savunmak Atatürk’ün askeri olmak yüce Atatürk’ün emaneti olan bu devleti yüceltmekle olur… Türkiye ye irtica gelmedi laiklik elden gitmedi. Bir yerlerinizi yırtsanızda da dünyanın en büyük havalimanı 29 Ekim 2018 günü Cumhuriyet bayramında bu ülkeye kazandırıldı, onlarca Devlet başkanı ve yüzlerce üst düzey devlet temsilcisinin katılımıyla açıldı ve Cumhuriyete armağan edildi.
Taş taş üstüne koymadan, iki dikili ağacın olmadan Atatürkçüyüm, milliyetçiyim diye bağırman sana hiçbir şey kazandırmaz. Yıllarca ‘Atam İzindeyiz’ deyip hakikaten izin kullanır gibi yan gelip yan yattınız.
Hem Atatürk’ün askeriyiz diye bağıracaksın, hem de Türk askerine kurşun sıkan hain PKK’nın siyasi uzantısı HDP’ ye her evden bir oy vereceksin!
Hem sosyalistim diyeceksin hem de burjuvalar gibi hayat sürüp ülkemizin en elit ve pahalı semtlerinde sırça köşklerde yaşayacaksın!
Bir elinde olimpiyat meşalesi gibi taşıdığın Starbucks termosunda kahveni yudumlayacaksın hem de Atatürk milliyetçiliği taslayacaksın!
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Andımızla büyüttüğün çocuklarını Londra’da, Amerika’da okutacaksın; aman yavrum buralara dönme, orada bir iş bul hayatını kurtar diyeceksin…
Bir dahaki yazımda, ‘Biz 1946'dan bu yana gerçek anlamda demokrasiyi yaşamamış olan bir toplumuz’ diyen lideriniz Kılıçdaroğlu’ na ve size 1919 – 1946 arası nasıl bir demokrasi(!) yaşadığımızı öğreteceğim…
 
                 
            