KADIn ve HAMur
Yağmur yağıyor!
Ama nasıl!
İklimler değişiyor…
Yağmurda yürümeyi severim.
Market alışverişi benim işim bu zamanlar. Markete giderken yol üzeri sırılsıklam olmak üzereyim. Sağnak bir yağış. Yağmur altında köşede, buruş buruş, kenarları erimekte olan bir kitap gördüm. Hemen tamir etmek için aldım. Neredeyse parçalanıyor… Kurtarma isteği oldu. Üzüldüm.

Animist bir tavır. Cansızların ruhu var gibi benimle konuşur. Deli olmadığıma emin olsam bilimsel tabanı için yazarım fakat :)…Bazen odada saatlerce kovaladığım sineğin babamın ruhu olup, beni ders dinlerken ziyaret ettiğine inandığımı hatırlayınca, ötesini aramaktan vazgeçeyim. Öylece bırakırdım vızıldayan o hayvanlığı, yazın sıcağında…Bu kitap da sokak köşesine terkedilmiş bir kedi gibi geldi; eve getirdim. Tek tek sayfaları sildim, yapışmaması için epey itina ile kuruttum. Haklı bir gurur bile oldu içimde. Kahramanıyım bugün bir şeyin. Bugün o kitabın…
Kitabın sayfalarını çeviriyorum. Amerikan Ulusu’nda iz bırakan kadınları anlatıyor. Buranın kahramanları! Kadın her hikayede yetimleri korumaya yönelik işler içinde bir yaşamı yaşamış.
Her biri ünlü ya da çok fiyakalı başkanların eşleri, ya da bazen istila edilen yerlerdeki azize kabul edilen kadınlar…Hepsi aynı kaderin yumuşak merhamet yollarında yürümüşler. Onlara o rol kalmış. Hep yolda bulunmuş kitap gibi, dolu fakat yaşlarla erimiş potansiyel hayatlar…
Neden bu cinse bu rol verilmiş? derken… aklıma bu kitabı da bir kadının çamurdan çekip kurtardığı geldi!
Kadın nihai çamurda var olsa da kaderin çamurundan insanlığı çekip kurtarmıştır.
Çamurdan başlayan yaşamı kurtaran sessiz bir çığlıktır dünyaya. Sinek vızıltısı kadar. O kadar kıymet veriliyor bazı coğrafyalarda.
Aslen sevgi ve merhamet kurtarır.
Bir kitabı,
Bir kadını,
Bir insanı…
Bir SİNEği :)
Bir toplumu!