Dinime Dahleden, Bari Müslüman Olsa

23 May 2016 - 02:03 YAYINLANMA

Yazılarımla siz okuyucularımı aydınlatma ve bilgilendirmenin yanı sıra bilgi dağarcığımdan da bildiğim kadarıyla bir şeyler aktarmayı düstur edindim. Bu vesileyle yazımın başlığıyla ilgili bir bilgi notu aktarayım dedim. Başlıktaki ifade, XVII. yüzyılda yaşamış Osmanlı şeyhülislamlarından Mehmet Bahaî Efendi’nin bir şiirinde yer alıyor: Dine söven kimse, elbette Müslüman olamaz. O sözün aslı, (Dinime dahleden, bari Müslüman olsa) şeklindedir. Yani, din hakkında söz söyleyen kimse, hiç olmazsa Müslüman olsa, belki sözü dinlenip, bu ne diyor diye bakılır. Fakat dinle imanla hiç ilgisi olmayan kimsenin, din hakkında konuşmasına itibar edilmez, demektir.

 

Meclis başkanı geçtiğimiz günlerde bana göre de yerli yersiz bir cümle sarf etti: ““Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır”…Yerli yersiz diyorum çünkü detayına girilirse bu konuda konuşulacak çok şeyler var. Benim derdim, Meclis Başkanının bu ifadesinin üzerine başta terör uşakları olmak üzere ve CHP mal bulmuş mağribi gibi balıklama atlamalarıdır. Adeta kıyamet kopardılar… Devlet elden gidiyormuş! Yıllarca bu ve benzeri safsatalarla insanları uyuttular ama yutmuyoruz artık.

 

Devleti yıkmaya çalışan PKK’ nın parlamentodaki temsilcileri her gün ne anayasa tanıyor ne kanun tanıyorlar, ama her durumda o hainlerle omuz omuzasınız, şehit cenazelerine katılmaz terörist cenazelerinde boy göstermeyi matah sayarsınız, sonra kalkıp “laiklik elden gidiyor” diye karton kabadayı naraları atarsınız. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin asker ve polisini şehit edenlere kol kanat gerin sonra da Atatürk’ün mirası laikliği savunmaya kalkın, bu tutarsız, ilkesiz ve omurgasız tavırlarınızla siz ancak kendinizi kandırırsınız.  

 

Dinime dahleden, bari Müslüman olsa…

Bende Devletin laik olmasından rahatsızım, Devletin dini de olacak dili de olacak, dini cemaatlere, cemiyetlere, tarikatlara bırakmayacak.

Bazı cemaat, cemiyet ve mezhep din adına vatan haini yetiştiriyor, Allah, Allah diyerek Tedbirlerle adam öldüren sözde Müslüman görüntüsündeki hainler, devlet kontrolünde din eğitimi verilen kurumların mahsulleri değildir.

Devletin resmi dinini de dili de olacak eğitimini verecek, diğer dinlerin de eğitimine yardımcı olacak koruyacak kollayacak.

Kaldı ki, laikliği savunanlar resmi nikâhların kilisede kılındığı ve mahkemelerinde İncil’e el basılarak ifade verildiği ülkelere icazet almak için koşa koşa gidiyorlar…

Devletin sahipsizliği yüzünden Türkiye’ de hem maddi hem manevi ciddi yaralar açılmakta telafisi mümkün olmayacak tahribatlar yapılmaktadır…

Anasını babasını döven, söven vatanına ihanet eden, askerlik yapmayı dahi zül gören nesilleri Devlet yetiştirmiyor, bazı tarikatlar, cemiyetler ve cemaatler yetiştiriyor, tablo bu iken Devlet laik olsa ne yazar, olmasa ne yazar.

Adam gibi bu ülkenin üzerine oturacak elbise dikilmeli, konfeksiyon elbise çıkartılıp atılmalı. Fransa’nın, İngiltere’nin, İsviçre’nin ve İtalya’nın kanunları bu ülkenin anatomisine uymuyor artık.

 

Başkanlık sistemi nihayetinde bir kanun düzenlemesiyle gerçekleşebilir. Bu doğal ve legal işleme Kılıçdaroğlu: “Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz" şeklindeki ifadesiyle karşı çıktı. Yani, kanun revizyonunu adam kesme sanıyor ki kandan ve irinden söz ediyor. Buna mukabil kandan irinden beslenen vücut bulmaya çalışan PKK’ nın temsilcileriyle aynı telden çalıyor ve sokak ağzıyla konuşuyor…

 

Cumhuriyetin ilanından bu güne kadar 60’ ın üstünde Hükümet kurulmuştur. Böyle bir rezalet görülmemiştir, sözde mütevazı Cumhurbaşkanlarına yapılmayan saygısızlık üstelik halkın oyuyla seçilen ve buna rağmen diktatör ilan edilen bir Cumhurbaşkanına yapılmaktadır. Diktatör arıyorsanız partinizin tarihi derinliklerine inin Sayın Kılıçdaroğlu… ”DEVRİM” adına kanun çıkartıp kan dökme işini partiniz iktidarı çok iyi yapmıştır… Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü!  

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: