Biri Irkçılık Diğeri de Dini Kullanarak Halkı Kandırmıştır, Arada ki Fark?

28 Ağu 2016 - 00:33 YAYINLANMA

 

İçlerinden gelmese de içimizdeki hain güçlerin üst akıllarıyani iki yüzlü Devletler koro halinde laf olsun diye Türkiye ile müttefik olmayı şeref dost kalmayı onur saydıklarını söylerken, aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyorlar, neymiş efendim endişeleri Türkiye’nin Suriye'ye müdahalesinin mezhep çatışmasına neden olacağıymış! Ne hikmetse bu endişeyi taşıyanların bu bölgelerle  uzaktan yakından alakaları olmadıkları halde yıllardır Libya, Irak ve Suriye’de ne halt aradıklarını sanki bilmiyoruz!

 

Yıllarca bölge insanlarının basiretini  bağladılar kimilerini kürtçülük, kimilerini din kimilerini de İslam adına kandırıp birbirlerine kırdırdılar. Hainlerinide bu devletlere beslettiler, desteklettiler,kamuoyu oluşturup kul olacak siyasilerinde yetiştirdiler…Basiret bağlanması bir yana birçoğunun beynini yıkadılar bir devletten on devlet bir milletten on millet çıkardılar, mezhepçiliğin daniskasını yaptılar…

 

Zavallı Kaddafi’den milyonlarca dolar seçim yardımı alan batılı devlet adamları, aynı zamanda Kaddafi’ye ilk kurşunu sıkanlardır…

 

Bu soysuzlarınTürkiye’de PKK ve FETÖ/PDY gibi hain yuvalarını besleseler de bu ülkenin her tür entrikaya karşı mukavemet gösterme yanında krizlere de bağışıklık kazanmış bir ülke olduğunu bilemediler. Oyunları tutmamıştır, göz ardı edilen Türk halkının büyük kesiminin devletine aşkıdır. Halk aşkını 15 Temmuz 2016 tarihinde dünyaya göstermiş ve bazı hain devletleri şaşırtmıştır, onlar sanıyordu ki Iraklı ve Suriyeliler gibi eli tutan ayağı basan bu millet zoru görünce kaçacaktır…

 

İki yüzlü batı ve ABD’ye dersini verdikten sonra yani bu saatten sonra önemli olan birlik ve beraberliği bozacak davranışlara fırsat vermemektir. Bu soysuzların oyununa gelmemektir. Günümüzde  öncelikli iş PKK, PYD, YPG FETÖ/PDY örgütüyle topyekun mücadele ve alınması gereken tedbirlerdir. Ama bu konu sulandırılmaya çalışılıyor. Bazı fırsat düşkünlerinin devreye girmesinden endişe duyuyorum. Bu soysuzların daha adı konulmamış alternatif olacak bir çok senaryoyu ve oyuncuları var. Bunları da kullanacaklardır…

 

Öncelikli işimiz bu belaları bertaraf etmekken 28 Şubat süreci (Post modern-Post modern. Her ne zıkkımsa) derin darbeleri ve o süreçteki davalar devreye sokulmaya çalışılıyor, sanki o günler hiçbir şeyler olmamış  gibi yeni mağdurlar yaratma ve ekstra suçlularının aranmasına dikkat çekiliyor. Amaç PKK, PYD, YPG FETÖ/PDY örgütlerine karşı verilen mücadeleyi zayıflatmak ipe sapa gelmeyen tartışmalar yaratmaktır. Örneğin: PKK örgütünü FETÖ/PDY örgütünden farklı görüp ikinci plana atılmaya çalışılması. İkisi de aynı bok, sadece renkleri değişik. FETÖ/PDY örgütüne karşı seferberlik ilan eden basın, yargı ve güvenlik güçleri aynı duyarlılığı PKK için göstermemektedir.

PKK’nın TBMM temsilcisi partinin (L)eş başkanı, ordumuzun Cerablus’a girip DAEŞ’i kovalamasını eleştirebiliyorsa ülkemiz üzerindeki oynanan oyunların boyutunu varın siz düşünün.  

 

Kimileri hain FETÖ/PDY örgütüyle geçmişte tesadüf ya da bir şekilde ilişkisi olduğu ve adı geçtiği için yahut birisinin demesiyle sorgusuz sualsiz toplayıp içeriye atılırken, dahası bu okullarda iyi eğitim veriliyor, daha rahat iş buluyor reklamına kanarak, çocuklarını okutan kamu görevlileri ihraç edilirken, ülke genelinde PKK’lıolduğu ayan beyan ve kamu kurumlarında çaycı, şoför, öğretmen, okul müdürü, doktor hemşire PKK mensubu yüz binlerin göz ardı edilmesi TBMM’ sinde hainlerin temsilcilerinin korunup kollanması bu işin hafife alınması çifte standarttır.

 

Beni, FETÖ/PDY örgütünü filan koruyor sanmayın en fazla kazık yiyen ve aldatılanlardan biri de benim, Devlet ve millete kazık atan hainlik yapan hangi alçak olursa olsun savunmam. Ama burada rahatsızlık veren bazı olaylar var. FETÖ/PDY örgütü temizlensin, peki bu kurumlarda hala görev yapan mevcut diğer örgütlere mensup kişiler yokmu? Bunlar ne olacak? Kanlı örgüt üst düzey yetkilileriyle boy boy resim çektiren gazeteci siyasetçi ve kanı bozuk bazı millet rezilleri ne olacak?

 

Dünyada hangi terör örgütünün siyasi partisi var ve sözcülüğünü yapar, Devletin imkanlarını ülkeyi bölme adına kullanır, ayrıca belediye başkanları olur ve yıkmaya çalıştığı devletin imkanlarını teröristlerin emrine sunar, böyle bir saçmalığın dünyada örneği varmıdır?

 

Siyasi partilerin amaç ve işlevleri yasalarla belirtilmiştir, fiilen bir parti olmadığı halde şeklen bu partinin başkanı kravatlı terörist çıkacak “YPG Fırat’ın ötesine geçecek Türkiye de suyun bu tarafından mal mal izleyecek” diyecek ve bu haliyle adeta köpekleşecek.  Okul müdürleri PKK’ ya kadrolar yetiştirecek.  Milletvekilleri terör örgütüne silah taşıyacak. Ülkede her meslek dalında örneğin turizm, gıda, tekstil enerji inşaat gibi yüzlerce meslek dalında ticari faaliyetlerle bu örgüte kaynak sağlayacak ve bunu da yıllardır yapacak, benim savcılarım ve güvenlik kuvvetlerim bunun farkında olmayacak!

 

3500’ün üstünde hasta sapık adamdan emir alarak görev yapan hakim, savcı vardıysa vay bu Devlet ve bu kurumun haline… Bir o kadar PKK’lı vardır. PYD’li de vardır, adı konulmamış her fırsatta sokaklara inen ve her örgüte uşaklık yapanların temsilcileri vardır, kime güveneceğiz burada? Adaletin adaleti tartışılır.

Kurum içinde tarafsız olan şerefli hakim ve savcılarımızın işi oldukça zormuş bu güne kadar bu hainler içinde.

Garip vatandaşın kandığı ve Allah için verdiği burs ve kurban paralarıyla zengin olan, bu misyonu kullanarak devlet imkanlarından yararlanan A takımı B takımı yani menfaat ilişkisi olan her fert için gereken neyse yapılsın. Başta hasta adam ve ekabir takımının Allah cezasını versin, ama bazı günahsız vatandaşın din adına yapıyorum sanıp kandırıldıkları gözardı edilmesin.

 

Düne kadar bırakın garip vatandaşın kandırılmasını yıllarca hükümetler kanmış, Devlet büyükleri aldatılmış ve Devlete 40 yıl hainlik yapılmış. Bu oyunun içinde rol alan kim varsa bedeli ödetilsin, ama kurunun yanın da yaşta yanmasın.

 

Bu örgütün Amerika’daki sapıktan emir aldığını kimse inkar edemez. Sevdalarınında ne İslam ne de Türkiye olduğunu söyleyemez, Amerika da yaşayacak Türkiye ve İslam için çalışacak, bu konuda sevdiğim bir dostum, yıllar öncesi Ermeni, Yahudi ve Rum Türkiye’nin ve İslam’ın en büyük düşmanıdır. Dolayısıyla bunların baskın olduğu bir ülkede Müslümanlığı ve Türklüğü yayacak, sevdirecek bir faaliyet yapamazsın, demişti.

 

FETÖ/PDY örgütünün üst düzey kadrosuna yapılan operasyonun aynısı PKK’ya PYD’ ye ve Türkiye’nin en küçük bir zaafından yararlanmaya çalışan malum hain unsurlara da gösterilmelidir.

 

Hainin sınıfı statüsü olmaz, en küçük olayda aynı tabağa işerler aynı tabaktan bok yerler. Devletin ve bütün kurum ve kuruluşlarında bu hainler var, örneğin büyükşehir Belediyelerinde, Adliyelerinde, Kaymakamlık, hastane ve postanelerindeki FETÖ/PDY örgütünün olduğu gibi PKK’lı teröristlerde var. Bunlar göz ardı edilmemeli ve ikinci plana atılmamalıdır…

 

Kırk yıldır, Devletin kurumlarına, din adına garip insanların gönlüne yerleşen bir örgütü kırk günde temizlemek mümkün değildir. Ayrıca PKK ile FETÖ/PDY örgütünün farkı yoktur. Yaşananlar karşısında Kürdü, Türkü ve mütevazı tüm vatandaş bunların ne kadar alçak olduğunu görmüştür; bazıları  geçmişte yaptığı yardımların yeterince pişmanlığını da yaşamaktadır. Örneğin son günler HDP’yi savunanlar ve F FETÖ/PDY örgüt liderini tespih gibi zikredenlerin pişmanlığına şahit olduğumuz gibi…

 

Devletin işi insanları ıslah etmek yanlıştan döndürmek, kazanmaktır, kaybetmek örgütün kucağına atmak değildir… Bırakın PKK soysuzlarını ve siyasi rezillerini, Öcalan ve sözde temsilcileriyle görüşen resimler çektiren sözde gazeteci Hasan Cemal, politikacı Doğu Perinçek gibi benzeri onlarcası vardır. Devlet, terazisini adil ve adaletli kullanmalı, hatadan dönenleri ayırt etmeli çifte standart uygulamalarda bulunan bazı etkili ve yetkililere fırsat vermemelidir.

 

 

 

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: