Kocaman bir kalbi vurabilir misiniz?
Hikayeye nereden başlamalı?
Buldum!( Evreka!)
Yazarken yanımda oturan evsizin burun bükücü kokusu ile nereden başlayacağıma karar vermek zorlaşıyor. Yaklaşık 48 bine yakın evsizin olduğu New York Şehrinin metrosunda oturdum. Konu evsizler, yerel sağlık politikaları ve evsizlerin istihdamına kayacak gibi …
Düşünmekteyim;
Aklıma Abraham Lincoln geldi. Uzun ve badireli yaşamı ve kaybettiği seçimler. Sonunda suikaste kurban gitmesi…Uzun süredir seçim sonrası yüklenilen bir muhalefet lideri ve onu önce öven sonra döven bir grup insanın olur olmaz kahvehane sohbetlerine denk gelmek aklıma Abraham’ı getirdi.
.jpeg)
Siyahi vatandaşların haklarını savunurken bir tiyatro gecesi, Booth tarafından vurulması.
Washington Müzesi’nde görmüştüm o sahnenin sergilendiği resmi. Birinin karşısına geçip, farklı fikirleri savunmasına müsade vermemek için, onun canını almak. Kanı yerde kalmadıydı çok şükür…
Aslında onlar gelmedi sadece. Görünüşü ile tıp dünyasındaki ender hastalıklardan Marfan Sendromu’na denk durumu. Abraham’ın kalbi büyüktü, boyu da, kulakları ve uzuv parçaları da.
Resmini ilk gördüğümde Tıp Fakültesi 2.sınıf öğrencisiydim. Genetik bir yığın hastalığın biyokimya ve fizyolojisini okuyorduk. Marfan Sendromu da onlardan sadece biriydi. Aslında bu durum ilgimi hep çekmiştir.
.jpeg)
200 bin insanda bir gözüken, FBN-1 adında bir genin mutasyonu ile bağ dokusunda oluşmuş bir dizi büyüme kusuru yaratıyor. Ve çocuklara da gelebiliyordu.
Uzuvlar büyük, eklemler geniş, kıkırdaklar büyük ve geniş, kalp damarları geniş, kalp kapak rahatsızlıkları oluyor fakat erken ölüm beklenmiyor. Erken teşhis ve tıbbı müdahaleler yaşlanma şansı tanıyor. Genetik test ile erken tanı mümkün ve genelde bir diğer gen hastalığı ile ortak tanı alır. Loeys-Dietz sendromu ile. Şimdilerde 70 yaş üzerine kadar çıktı yaşam yaşları. Sıkı takip ve kontrol ile devamlı sağlıklı bir hayat sürebiliyorlar.
Neden Marfan denmiş? Benim sorularım bitmez. Onun da hikayesi aslında Abraham Lincoln ile bağlanan tarafı. Antoine Marfan, Fransız bir pediatrist, o farketmiş bu durumu ilk kez. 1896 yılında yayınlamış. Gabriella diye 5 yaşındaki bir kız çocuğunda farketmiş bu değişiklikleri. Fakat sonradan kızın aslında başka bir mutasyona sahip gen hastalığına uygun olduğu da ortaya çıkmış.Congenital contractural arachnodactyly adı altında başka bir hastalık. Onu sonra anlatırım muhtemel.

Şimdi gelelim Antoine Marfan ile Abraham Lincoln ilişkisine, dananın kuyruğu kopmak üzere.
Antoine 11 Şubat 1942’de ölmüş. Abraham ise 12 Şubat 1809’da doğmuş…
Sayı sürerliği — benim her zaman ilgimi çekmiştir. Aynı durum Mozart ile aynı gün doğup, babamın doğduğu gün yine onun ölüm tarihi olmasıydı. ‘Bizi babam ile Mozart’ın hayatı bağlar!’ diye bir yazıma bile konu olmuştu.
Aslında Abraham’ın başına gelmedik kalmadı. 4 çocuğu oldu, iyi bir baba idi. Çocukları farklı sağlık sebeplerden erken yaşlarında öldü. Melankolik adamdı depresifti derler…
Bunca başarısızlık, çocuk ölümleri, haklıyı ve ezilmişti o dönemler savunmak ve türlü türlü düşman edinmek çok mutlu bir hayata kapı aralamasa gerek!
Benim bildiğim kocaman bir kalbi vardı. Bu yüzden Amerikan Tarihi’ne kurucu babalardan biri olarak geçti. 16. Başkan idi.
Öldüğünde ‘Siyahilerin Musa’sı’ olarak geçti tarihe…ağladılar.
Bazen kaybedersiniz.
Bazen vurulursunuz.
Bazen kırılırsınız.
Bazen öyle doğarsınız.
Bazen öylesine yaşarsınız.
Ve ilk sorumu yanıtlıyorum;
Kocaman bir kalbi vuramazsınız.