Tayyip Erdoğan Gitsin de Ülke Ne Olursa Olsun
Harici bedbaht kartondan kabadayıların amaçları belli de, dâhili kabadayılara ne demeli? Bu tiplerin tek derdi Sayın R. Tayyip Erdoğan… Erdoğan gitsin de ülkede durum ne olursa olsun umurlarında değil!
Bu düşünceye sahip güruh, Erdoğan’ı, gelişmenin önündeki tek engel olarak görüyor. Oysa asıl engel kendileri! Bu ülkenin seksen yıldır başı göklerdeymiş de sanki Sayın Erdoğan başını eğdirmiş, Erdoğan siyasi bir rakip değil de sanki bir düşman… Tayip Erdoğan kadar başınıza taş düşsün!
Siyasetçiler bir yana onları anlamak mümkün değil de , sosyal medyada paylaşımlara bakınca Ana, baba parası yiyen, altlarında lüks araba, ellerinde üç beş milyonluk telefon, gelecek sevdası olmayan bir kısım yirmi-otuz yaş arası gençleri anlamak mümkün, çünkü onlar 2000 yılı öncesi Türkiye’de olandan bitenden haberdar olmayabilirler ama otuz yaş üstündeki malum şovmenler bu ülkenin o dönemler durumunun ne olduğunu çok iyi bilirler.
Ülke tefecinin eline düşmüş tüccar konumundaydı, iki yakası bir araya gelmiyordu, beş para için takla atıp esas duruşta duruyor adeta Avrupa ve ABD’nin emir kuluyduk, dahası borçlandık diye üzülmeleri gerekirken bir milyon ABD Doları bulduk diye kokteyllerle kutlama yapan hükümetlerimiz vardı. Bütçemizi IMF yapıyordu. Benzin yok, şeker yok, yağ ve tuz yok, bırakın terörle mücadeleyi, şer güçlerle savaşılmıyordu bile… Bir Kıbrıs harekâtı oldu el açtık dilendik, bir yerde bir tüfek patlasa ekonomi felç her şey karaborsa olurdu, emekli maaşını zor alırdı, dahası maaş kuyruklarında insanlar ölürdü…
O karanlık tabloları yaşayan birisi olarak günümüz tablosuna bakınca gerçekten çok kızmaya başladım. Sayın Erdoğan! Sana mı kaldı dula, yetime, bakmak, hastasını tedavi etmek, çocuk parası, işsizlik parası vermek… Bu millet alışmıştı yokluğa kuyruğa, millet kitap, ilaç, ekmek, şeker, benzin kuyruğunda deşarj oluyor, emekliler banka kuyruklarında dostlarını görüyordu. Ölümlük dirimlik yastık altına para koyuyordu, cenazesini kaldırmak, hastalanırsa tedavi yaptırmak için.
Hastalanırsa tedavi ettiriyor, cenazesini kaldırıyor, yaşlısına baktırıyor ve bir de maaş veriyorsun, bu da yetmiyor bir de işsizlik parası veriyorsun. Her ilde üniversite, Oto yol, duble yol, her ile havalimanı, tünel, köprü, Kanal İstanbul, tank top, uçak araba senin neyine, birde uzaya uydu gönderiyorsun.
Bu millete dört ilde havalimanı, tek gidiş geliş yol yeterdi, uçağa zenginlerimiz binerdi, gençlerimiz üniversite okumak için büyük şehirlere giderdi, sen gelenekleri bozdun…
Kâğıt var mürekkep var internet var ekmek aş var, zengini fakiri karıştırdın insanları lükse alıştırdın, seksen yaşındaki analarımızın, on yaşında çocuklarımızın telefonu var, fakirin fukaranın karısının, kızının oğlunun arabası var, aynı şehirde anasıyla babasıyla oturmuyor ayrı dairesi var, sen bu milletin düzenini bozdun…
Ekmek yoksa pasta yerdik, hava kirliliğinden insanları hasta yapardık, benzin yoksa içtik mi derdik, Avrupa’nın verdiği hurda döküntülerle yetinir, geçinir zengini fakiri bilirdik. Yerli diyor milli diyor düzeni değiştiriyorsun, biz bulursak yer bulmazsak yatarız keyfimize bakarız, biz Avrupalıyız Sayın Erdoğan!
Dünya beşten büyük deme, Amerika ve Avrupa ya efelenme. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa elini uzatma, hele birde IMF’ye diz çök bak nasıl muteber oluyorsun…