Esnafın Çiftlik Bank'ı da BESAŞ…
Hepimizin malum olduğu güncel bir konu var, “Çiftlik Bank”… Bu Çiftlik Bank’ın dolandırıcılık metodunu aslında esnafın çok yakından bildiği, devamlı yazmam sebebiyle de siz okurlarımın aşina olduğu esnafın şirketi BESAŞ yöneticileri uygulamıştı. BESAŞ’ın ortaklarını bazı esnaf Odaları ve onların üyesi olan küçük esnaflar oluşturmuştu. Bunlar ortak olurken yarınları için umut bağlamış, bunun yanı sıra küçük esnaf ve sanatkara sözde ucuz mal tedarik etmek üzere kurulmuş olan bir şirketti bu BESAŞ…
İster hukuk isterse de kanun devleti olsun, hukukun değil üstünlerin hukukunun ön planda olduğu sürece bu ülkede bazı uyanıklar dün olduğu gibi bu günde, yarında benzerişirketler, holdingler kuracaklar halkı yine dolandıracaklar, bunane kanun ne de nizam engel olamayacak.
Olamayacak çünkü toplumumuz özünden örfünden koparıldı, Allah korkusu yok, kuldan utanma yok, cüzdan vicdanı esir almış, kanunlara bir şartlarda kılıf uydurabiliyor, uydurulan tezgahlada sistem gereği yargılan babam yargılan yıllarca yargılan…
Mağdurlar süreçten bıkıyor, hal böyle olunca Allah ve kanun korkusu olmayan utanmaz arlanmazlar da piyasaya çıkıyor ve bir güzel vatandaşı dolandırıyor…
Her şey iç içe girmiş, sapla saman karışmış, dine saygı yok, siyaset, devlet ve millet için değil, idealler ve partiler için yapılır konuma gelmiş, yapılan her tür yanlışın faturası ya A partiye, ya B partiye, ya devlete ya da İslam dinine kesilerek geçiştiriliyor…
Hal böyle olunca Banker Kastelli’ ler bitmeyecek, makam ve sıfatlar kullanılacak, dinimiz suiistimal edilerek Müslümanlarda soyulacak, saf insanlar üzerinden 220 milyon dolar toplayarak Türkiye aleyhine lobiler oluşturarak hainlik yapan FETÖ benzeri örgütlerin de din bezirganlığı bitmeyecek, bugün olduğu gibi yarın da başka isimler altında tekrar vücut bulacak.
Bu toplum aklını başına almaz ise hep dolandırılacak, dün başkaları, bugün Çiftlik Bank yarın da cambaza bak bank kurulacak, yine soyulacak, çünkü İnsanları soymak soğan soymaktan daha kolay…
Bu ülkede bir gevrek çalan ciddi hapis cezası alırken, bırakın bir koyup on kazanma hırsıyla uyanıklara para kaptıran açıkgözleri, Müslümana güvenilir diye cemaate cemiyete inanıp para kaptıranları, bu ülkede bankaların içini boşaltan Devleti dolandıranlara verilen cezalar nedir? Bu güne kadar kaç hain cezaevinde gebermiştir? Siyasetçiler her üç- beş senede bir af, liderler yerli yersiz gaf, toplum saf olursa, Gebermezler… Çünkü Devletin kalbinde yandaşları bağdaşları otoritedirler, günümüzde de temizlendiğini sanıyoruz ancak temizlenmediğini görüyoruz çünkü Çiftlik Bankı kuran Mehmet Aydın denilen bir manyak çıkıp, bir milyar dolar dolandırabiliyorsa hala devletin bazı kurumlarında bu soysuzların uzantıları görevdedirler.
Her şeyi Hükümetten, Devletten beklemek çare değil, her vatandaş üzerine düşeni yapmalı yeri gelip polis, yeri gelip hakim savcı olmalı, araştırmalı kanunsuz kuralsız uygulama içinde olanlara karşı Devletin ilgili kurumlarına katkıda bulunmalı…
Çiftlik Bank olayını araştırınca, saf köylü, saf esnaf, işçi ve saf Müslümanların aldatıldığını görüyorum, bu konu esnaf olarak ülke genelinde binlerce garip esnafın ölümlük dirimlik birikimlerini yatırarak umut kaynağı olan İstanbul’da TÜMBAK, İzmir’de esnaf ve sanatkarın tedarik şirketi kısaltılmış adıyla BESAŞ aklıma getirdi. İnanın senaryo aynı, taktik aynı fakat oyuncular farklı.
Birinde “Tosuncuk” başrolde, diğerinde ise “Yumurtacı” ve “Turşucu” başrolde
Çiftlik Bank misali; İzmir halkı sanırım hatırlayacaktır, Egenin onuru, gururu ve övünç kaynağı olarak, basın ve yayın kuruluşlarında öncelikli gündeme gelen her yerde ve her güzergahta billboardlarda reklamı yapılan meşhur bir BESAŞ şirketi vardı, oda büyük karlar dağıtıyor borsaya giriyordu, haliyle hisseler karaborsaydı.
Ünü İzmir’i aşıp, ülke genelinde İstanbul başta olmak üzere bir çok ilde esnaf adına kurulan esnaf şirketlerini bünyesine alıp TÜTSAP adında bir imparatorluk kurulmuştu. Açılışlar üstüne açılışlar, izzeti ikramlar, her yıl başlarında ve bayramlarda üst düzey kişilere sepet sepet hediyeler dağıtılıyordu.
Devlet eşrafı yanın da üst düzey bürokratlar davet edilerek, kokteyller eşliğinde sinevizyon, barkovizyon gösterileri yapılıyor ve garip esnafın gözü boyanıyordu.
TEKEL’in özelleştirilmesi sürecinde burayı satın alan konsorsiyumun içinde bu meşhur TUTSAP’ da yer aldı. 296 milyon dolara alınan TEKEL’in % 25 hissedarı oldu, bir yıl gibi kısa bir süre sonra TEKEL’in içki bölümü bir Amerikan şirketi Olan TEXSAS PSİFİX adlı bir şirkete 956 milyon Dolara satıldı, meşhur TÜTSAP bir koydu bin kazandı meşhur BESAŞ’ ise buradan 96 milyon Dolar düştü ve büyük servete kavuştu, buna ortak olan esnaf havalara uçtu, ama kanadı ıslandı sonra hepsi düştü kimi delirdi kiminin yuvası yıkıldı.
Her şey aynı. Farkı Çiftlik Bank’ın dolandırıcısı dışarı kaçtı. BESAŞ’ın içini boşaltanlar ise kaçmadılar.
O zaman bu ülkede hukukun mu üstünlüğü yoksa üstünlerin mi hukuku var hep birlikte göreceğiz…
Birileri hukuksuz işler yapıyor kanunlara kılıf uydurup tarihin en büyük teknik yolsuzluğunu yapıyor, krallar gibi yaşıyor, kamuoyu önünde hava atıp çaka satıyor, bense kamu adına yazıp hesap sorduğum için Adliyelerde yargılanıyorum.
Devamı yazımda bu serüveni kamuoyu ile paylaşacağım.