Matrixten Çıkış Vizyonla Gelir
Matrix… Pek çok kişinin zihninde yalnızca bir film sahnesiyle canlansa da, aslında yaşamın içinde var olan görünmez bir rahimde yaşadığı gerçeğidir. . İnsan önce anne rahminden(matrix latince rahim demektir) içinden doğar, dünyada kendini ayrı sandığı için bu seferde zihninin hapishanesine/ rahmine /matrixine düşer. Kendini kısıtlayan zincirlerini fark etmeden yaşamaya devam eden insan, aslında matriksin sınırları içinde dolaşır durur.
Peki, bundan çıkış mümkün müdür?
Evet. Çıkış vizyonla mümkündür.
Vizyon, kelime anlamıyla “görüş”tür. Ama sıradan bir görüş değil, saf algının ışığıyla gelen yüksek bir idrakten söz ediyoruz. Vizyon; sessizlikte duymaktır, dinginlikte her şeyin saklı olduğunu bilmektir. Teslimiyette olmak ancak pasif değil aktif olmaktır. İçsel gözümüzle gördüğümüz bu derin hakikat, bizi sınırlı algıdan sınırsız algıya taşır.
Bugün yaşadığımız dünyaya bakın. Gezegen, insanlığın şu anki bilincine tepki veriyor. Aslında bu tepkiler bir felaket değil, aksine insanlığı matriksten uyandırmak için başlatılmış bir harekettir. Depremler, fırtınalar, sosyal çalkantılar… Hepsi birer uyarı zili, birer davettir. Bu çağrının ardındaki gerçek, insanlığı kendi öz ışığına, birlik bilincine döndürmektir.
Kurtuluşun yolu, önce kişinin kendini aydınlatmasından geçer. Atomik boyutta, her zerrede ayrılık bilincini bitirdiğimizde, evrensel birliği yeniden hatırlarız. Ayrılık bilincinden sıyrılan insan, eski yöntemlerle çözüm aramak yerine yeni vizyonlara yeni fikirlere açılır. Artık yalnızca bireysel bir akılla değil, Evrensel İlahi Zihin’le buluşmuş bir bilinçle hareket eder. İşte burası gerçek dönüşümün kapısıdır.
Bu kapıdan giren insanın hayatı değişir. Çıkmazlar, bilinmezler, korkular… Hepsi yeni bir ışıkla anlamını kaybeder. Olumsuzlukla korkutmak yerine, olumluya davet eden bir varlık haline gelir. Beşeri duyguların ötesinde yüksek duygulara yönelir. Daha çok sevgi içinde olan insanlarla bir araya geldiğinde hüzünlerin nasıl sevince dönüştüğünü fark eder.
Şunu bilmeliyiz: Faydasız şeylerle uğraşan, faydasız bir gelecek inşa eder. O yüzden ilk adım, cevabı başkalarında değil kendi içimizde aramaktır. Dünyanın düzeninin değişebilmesi için önce sevginin gerçeği anlaşılmalıdır
Yeni bir dünyanın temeli, bizim gelişimimizle birlikte atılacaktır. İçimizdeki cevheri ortaya çıkarmanın yolları sandığımızdan daha yakındır. Önemli olan, zorlukların içinde kolaylaştırıcı yöntemleri seçebilmektir. Bu kolaycılık değildir; bilakis zorluğu aşabilen, umutla yoluna devam edebilen vizyoner bir bilinçtir.
Çünkü vizyon, geleceği görmekten çok daha fazlasıdır. Vizyon, geleceği bugünden şekillendirme cesaretidir. Matrixten çıkış da tam burada başlar: Kendi içimizdeki sevgiyi, nefesi ve ilahi iradeyi birleştirdiğimizde.
Birlik bilincine bugün, çok daha fazla ihtiyacımız vardır. Dünyanın din, dil, ırk, ayrımı olmadan kollektif matrixide yenmesi gerekmektedir. Bunun için ihtiyacımız olan tek kuvvet büyük vizyoner olan Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi “Muhtaç olduğumuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur”