İyilik Kendi Kimyanı Hatırlamaktır

02 Ara 2025 - 21:19 YAYINLANMA

İyilik…

Bu kelimeyi ne çok duyduk, ne çok kullandık ve belki de ne kadar yüzeysel tarif ettik yıllarca.

İyilik çoğu zaman “birine yardım etmek”, “bir şey vermek”, “bir işi kolaylaştırmak” gibi algılandı.

Sanki iyilik, yapılacaklar listesinin bir maddesiymiş gibi…

Oysa iyilik denen şey, mucize bilincinde bambaşka bir anlama gelir.

İyilik,  aldım–verdime benzeyen bir alışveriş değildir.

İyilik bir karşılık değil, bir dönüşüm hâlidir.

Dışarıda görünür hale gelmeden önce, içeride uyanan bir frekansın tezahürüdür.

Gerçek iyilik, insanın kendi içindeki iyiliği bulmasıyla başlar.

İnsanın kendi öz kimyasını hatırlamasıyla…

O ilk iç ışığın, içsel formülün aktive olmasıyla.

Çünkü biz iyiliği dışarıya bir eylem olarak gösterdiğimizi düşünürken, aslında asıl mucize içeride gerçekleşir:

Kendi kimyamız iyileşir.

Ve insan kendi kimyasını iyileştirdiğinde, başka kimyalar da iyileşmeye başlar.

Başka insanların kalbinde görünmez bir alan açılır.

Bir sözüyle, bir bakışıyla, bir varlığıyla şifa taşır fark etmeden.

Çünkü artık o insan “iyilik yapan” biri değildir;

iyilik olan biridir.

İyilik, Tanrı bilincinin dünyaya dokunan en ince titreşimlerinden biridir.

Koşulsuz sevginin dünyevi karşılığıdır.

Ve iyilik yaptığımızda değil, iyiliği hatırladığımızda bu bilince bağlanırız.

İyilik dışarıdan bir eylem değildir; içeriden dışarıya taşan bir hâl, bir akış, bir ışıktır.

Kendi içindeki iyiliği bulmak, insanın kendi öz formülüne dönmesidir.

Her insanın bir orijinal formülü vardır; doğduğu an yanında getirdiği bir ilahi imza…

Hayatın içinde bu imza tozlanır, kapanır, unutulur bazen.

Ama iyilik, bu imzanın üzerindeki tozları üfleyen ince bir rüzgâr gibidir.

Sen içindeki iyi hali hatırladığında, senin kimyan yeniden kurulduğunda, kâinat senden çıkan ışığa alan açar.

İyilik aslında büyük bir sessizlik öğretmenidir.

Sessizce iyileştirir,

sessizce büyütür,

sessizce birleştirir.

Bazen kimse görmez, bilmez; ama iyilik zaten görünmek için değil, gerçekleşmek için vardır.

Ve iyilik gerçekleştiğinde, bütün evrenin enerjisi bir anlığına hizalanır.

İşte mucize dediğimiz şey tam da budur:

Bir insanın içindeki iyiliğin, dış dünyada gerçeklik yaratması…

Bugün insanlık büyük bir yorgunluk ve arayış içinde.

Kalpler kabuklanmış, zihinler yorulmuş, ruhlar kendi evini özlemiş durumda.

Tam da bu yüzden iyiliğin gerçek tanımı yeniden hatırlanmak zorunda.

“kendini yargısızca iyileştirmek”,

“kendi özünü onurlandırmak”,

“öz formülünü açığa çıkarmak”…

Çünkü ancak kendi öz formülüne dönen insan, başkalarının da formülünü ışıkla aktive edebilir.

Kendi kalbini koşulsuz sevginin sıcaklığına açan insan, Tanrı bilincinin yeryüzündeki temsilcilerinden biri olur.

Bugün bir an dur ve kendine şu soruyu sor:

“Ben içimdeki iyiliği gerçekten biliyor muyum?”

Yanıtını bulduğun an, dışarıda bir şey yapmana bile gerek kalmayacak.

Çünkü sen kendi kimyanı iyileştirdiğinde, dünya senden iyileşmeye başlayacak.

İşte iyilik budur.

İşte mucize bilinci budur.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: