Huzurun Kalbinde Amacın Sesi

01 Kas 2025 - 22:49 YAYINLANMA

Kimliğin ötesinde, sadece var olmanın bilgeliğinde…

Huzur içinde olmak, olayların içinden değil, dışından bakabilmekle mümkündür. Olayların tam ortasında, rollerin ve kimliklerin arasında kaybolduğumuzda, gözlemci  olduğumuzu unuturuz. Oysa huzur, izleyici koltuğuna yeniden oturmak gibidir; sahnede ne olursa olsun, içinizde derin bir sessizliğin sizi sarmasıdır. Yapanın yaptıranın farkındalığı ile varolmaktır.

İnsana çocukken bir isim verilir, bir kimlik yüklenir. Kurallar, doğrular, başkalarının beklentileri… Tüm bunların içinde özdeki sessiz benlik unutulur. Oysa dünyaya gelişimizin asıl amacı, bizdeki öz değerleri hatırlamak, içimizdeki hediyeyi ortaya çıkarmaktır. Her bir varlık, yeryüzüne bir armağan olarak gelir. Bu armağanı eylem çabasıyla değil, olma haliyle dünyaya sunmak , içsel bilgelikten doğar.

Bir çocuk ağladığında veya kahkaha attığında, bunu bir amaca bağlamadan yapar. Ne yaparsa yapsın “olmak”tadır. Etrafında ne olursa olsun, kalbinde huzur taşır. Çünkü o, hâlâ kaynağını hatırlamaktadır. Bizler büyüdükçe araçları amaç ediniriz. Başkalarını memnun etmeye, sevilmeye, onaylanmaya çalışırız. Böylece kendi öz benliğimizle bağımız zayıflar.

Bir gün gelir, içimizde bir ses sorar:

“Hayat amacım nedir? Neden huzurlu değilim?”

O ses, ilahi bir çağrıdır. O, seni yeniden kendine döndürmek isteyen Tanrısal nefesin yankısıdır.

İnsanın huzursuzluğu aslında öz benliğinden uzak düşmesidir. Huzur, Tanrının bir Evladı olduğunu hatırlamakla mümkündür. Bu hatırlayış, içimizdeki ilahi kıvılcımın tekrar yanmasıdır. İnsan, Tanrının hediyesi olduğunu fark ettiğinde, huzur da onun içinden yeniden doğar. Her insan bu dünyaya öz varlığı sebebiyle bir hediyedir ve ilahi olanın amacına hizmet için yaratılmıştır.

Hizmet , Hazret, Hazır , Hızır insanın huzur makamıdır. Bu makamda soruların cevapları sessizlikte açılır. Sükûnet bir bilgelik hâlidir; zihnin değil, kalbin konuştuğu yerdir. Akılla kalbin buluştuğu yerdir. Evrende hiçbir yaratılmış yalnız bırakılmamıştır. Hiçbir deneyim de boşuna değildir. Her deneyim, her karşılaşma, bir hatırlayışa hizmet eder.

Huzur, dış koşulların değil, iç farkındalığın sonucudur. Dış dünya ne kadar değişirse değişsin, içteki sessizlik sabitse insan sarsılmaz. Çünkü bilir ki, “her olanda bir hayır vardır.” Bu bilgi kalbe yerleştiğinde, kişi artık olaylara direnmez, onları kutsal bir düzenin parçası olarak görür.

Teslimiyet ve güvenle yolunda yürür. İşte Mucizeler de , o anda olur. Bir anda zihnin fırtınası diner ve kalp sessizliğinde Tanrı’nın sesi duyulur. Tanrının nefesine yüklenen huzur tüm fırtınanın içinden geçerken ona seslenir ,

“. Sadece hatırla, O’na dön ve Kendin ol “

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: