Kaynaklar sınırsız değildir

10 Tem 2025 - 21:28 YAYINLANMA

Çim Sulayarak Geleceğimizi Kurutuyoruz

Dünya nüfusu hızla artarken, doğal kaynaklarımız aynı hızla tükeniyor. Üstelik bu tükenişin baş aktörü, kaynakların sınırlı olduğunu bilen ama umursamayan duyarsız insanlar. Su gibi yaşamsal öneme sahip bir kaynağın bilinçsizce tüketilmesi, aslında küresel bir krizin ayak seslerini duyuruyor. Yangınlar, kuraklıklar, kuruyan nehirler, boşalan barajlar… Eğer bu sorumsuz tüketim anlayışı sürerse, bir damla suya muhtaç hale gelmemiz an meselesi.

Bu israf, bu vurdumduymazlık, doğrudan doğruya bir doğa katliamıdır.

Bizler “Suyu boşa akıtma evladım!” diyen bir kuşağın çocuklarıyız. Şimdi aynı öğüdü yeni nesillere vermeye çalışıyoruz. Ama etrafımıza baktığımızda gördüğümüz manzara iç açıcı değil: Kentin göbeğindeki döner kavşaklarda, süs uğruna tonlarca su harcanarak sulanan çimler... Her ay yeniden dikilen mevsimlik çiçekler... Görüntü güzel olabilir ama bu güzellik, ne yazık ki suyumuzu çekip alıyor elimizden. Bir başka problem ise yazlık siteler ve tatil köyleri… Su faturasından “tasarruf” edeceğim derken, yer altı sularımıza göz dikiyorlar. Sondajlarla çıkarılan su, bilek kalınlığındaki hortumlarla sabahtan akşama kadar çim sulamak için harcanıyor. Yani uğruna binlerce ton su harcanan şey yalnızca “göz estetiği”. Sırf göze hoş görünsün diye, en değerli yaşam kaynağımız feda ediliyor.
Bu bilinçsizlik yüzünden haziran ayı gelmeden birçok köyde kuyular kuruyor. Çiftçi mahsulünü sulayamıyor, hayvanlarına tankerle su taşımak zorunda kalıyor. Oysa hepimiz biliyoruz: Su olmadan üretim olmaz. Birkaç otelin, birkaç lüks sitenin bahçesi biraz daha yeşil kalsın diye çiftçinin suyu tüketilirse, sonunda halkın sofrası da kuruyacak.
Site yöneticileri, otel işletmecileri, yerel yönetimler bu konuda acilen sorumluluk almalı.

Bu ülkenin aydınları, gazetecileri, akademisyenleri yıllardır uyarıyor: Suyu dikkatli kullanmalıyız. Ama ne kamu spotları ne sosyal sorumluluk projeleri ne de bireysel çabalar yeterli oluyor. Denetim yetersiz kalınca, suyu bitmeyecek sananlar suyu değil, geleceğimizi tüketiyor.
Çimler yeşil kalsın diye gösterilen bu duyarsızlık, sofralarımızı kurutmak üzere. Yarın aç kaldığımızda suladığınız çimleri mi haşlayıp yiyeceğiz?

Bu noktada, bazı yerel yönetimlerin örnek uygulamaları da yok değil. Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, göreve gelir gelmez kavşaklardaki çimleri ve çiçekleri söktürdü. Yerlerine turunçgiller ve zeytin ağaçları diktirdi. Hem su tasarrufu sağladı hem de doğayla uyumlu bir kent estetiği sundu.
Gelin, hep birlikte bu bilinçsiz çim sevdasından vazgeçelim.
Gelin, çimleri sökelim; yerine meyve ağaçları, zeytinler dikelim.
Suyu göz zevki için değil, yaşam için kullanalım.

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: