Hep Aynı Cümle!
Ne yazık ki, bugün bir kadın daha öldürüldü.
Kayseri’de, üniversite kampüsünde, elinde pompalı tüfekle gelen eski eşi tarafından.
Üç çocuğu vardı.
Üniversitede okuyordu. Demek ki kurtulduğunu sanmıştı o istemediği birliktelikten.
Hayata yeniden başlamak, hem kendisi hem çocukları için yeni bir sayfa açmak istemişti.
Ama bir adam, “eski eş”, üç çocuğun annesini, umutlarını, bir kadının yeniden var olma mücadelesini öldürdü…
Üstelik arkadaşlarının gözünün önünde.
O an orada bulunan öğrenciler, o korkunç sahneye şahit olan gençler…
Onların yaşadığı travma da kolay kolay silinmeyecek.
Bir kadının hayatı elinden alınırken, bir kuşağın vicdanı da yara aldı.
O çocuklar, annelerinin babaları tarafından öldürüldüğü gerçeğiyle nasıl yaşayacaklar?
O travma nasıl unutturulabilir?
Kim büyütecek o çocukları?
Kim anlatacak neden annesiz kaldıklarını?
Her defasında aynı cümleyi kuruyoruz: “Bir kadın daha öldürüldü.”
Ve hiçbir şey değişmiyor.
Toplum hâlâ erkek çocuklarını “erkektir kıskanır”, “oğlumdur yapar” diyerek büyütüyor.
Sonra o çocuklar büyüyüp birer caniye dönüşüyorlar.
Kıskanmayı sevgi, sahiplenmeyi aşk sanıyorlar.
Kadına hükmettikçe “adam” olduklarını zannediyorlar.
Bu noktada artık sadece birey değil, aileler de sorgulanmalı.
Çocuklarının işlediği suçlardan aileler de ceza almalı.
Belki o zaman düzelir bu toplum.
Ne de olsa utanma kültürü değil, ceza kültüründe yetişen bir toplumuz.
Ne üzücüdür ki böyle caniler yüzünden, kadınların hayalleri artık mezarlıklarda filizleniyor.
Her biri bir anne, bir öğrenci, bir öğretmen, bir umut…
Ve hepsinin mezar taşına aynı cümle yazılıyor:
“Boşandığı eski eşi tarafından öldürüldü.”
Artık susmak, tarafsız kalmak, “karı koca arasına girilmez” demek suç ortaklığıdır!
Bu, bireysel değil, toplumsal bir hastalık.
Ve tedavisi evde, ailede, küçük yaşta eğitimle başlar.
Tüm canlıların yaşam hakkına saygı duymayı öğretmekle, vicdanla başlar.
Anneler, babalar…
Erkek çocuklarınızı ayrıcalıklı değil, vicdanlı yetiştirin.
Kadına emir vermeyi değil, saygı duymayı öğretin.
Sevgiyi kontrolle, kıskanmayı sahiplenmeyle karıştırmayan erkekler yetiştirin.
“Ya benimsin ya kara toprağın” diyen cahil zihniyetlerin, duyarsızlığımızın ve hepimizin suskunluğuyla bir mezar daha kazılmasın.
“Bir kadın daha öldürüldü.”
Toplum olarak bu cümleye alışmak değil, bu utancı bitirmek zorundayız.