AI Çağında İçerikte Güven Nasıl Kurulur?

19 Ara 2025 - 14:04 YAYINLANMA

Bilgi çoğaldıkça, güvenin kaynağı değişti.
Bugün mesele ne bildiğin değil,
neyi yaşayarak öğrendiğin.

Son zamanlarda bilgi bir açık büfe gibi.
Sunumu şık, tabaklar parlak, içerik bol.
Ama tuhaf bir şey var:
Tokluk hissi yok.

Burada asıl soru şu: 
“Ne biliyorsun?” değil,
“Bildiğini neye dayanarak söylüyorsun?”
Bu ayrımı yalnızca teoride değil, pratikte defalarca gözlemledim.

Yapay zekâ bilgiyi demokratikleştirdi,
ama aynı anda onu ucuzlattı.
Artık herkes aynı kelimelerle konuşuyor:
 • içgörü
 • dönüşüm
 • farkındalık
 • strateji

Sorun şu ki, bu kelimeler beden görmemiş zihinlerden çıktığında
içi boş bir ekoya dönüşüyor.

Bilgi anlatılır.
Birikim aktarılır.

Ve bedel ödenmemiş hiçbir şey,
karşı tarafta güven inşa etmez.

Bugün içerikte sezgisel olarak aradığımız şey çok net:
 • Bu cümle terden mi doğmuş, yoksa prompt’tan mı?
 • Bu çözüm sahada sınandı mı, yoksa masa başında mı üretildi?
 • Bu kişi “böyle yapılır” mı diyor,
yoksa “ben burada tökezledim, burada öğrendim” mi?

Çünkü yaşanmışlık kokusu olan içerik taklit edilemez.
AI onu ne kadar taklit etmeye çalışırsa,
o kadar ele verir.

Öz değişmiyor:

Tornadan çıkan içerik değil,
iz taşıyan söz kalıyor.

Bu yüzden artık içerikte şunu ayırt ediyoruz:

Anlatılanı değil,
taşınanı dinliyoruz.

Ve biliyoruz ki,
iz taşımayan söz,
ne kadar parlak olursa olsun, eninde sonunda
unutulmaya mahkûm.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: