Yanan ciğerlerimiz, Şehitlerimiz ve dinmeyen gözyaşları!
Türkiye de şimdiye kadar görülmemiş hava sıcaklıkları ve Orman yangınları, adeta ciğerlerim yanıyordu. Bu orman yangınları hep insan elleriyle yakıldığı görüldü ve tespit edildi. En son Bursa da Benzinlik kamerasından suçüstü yakalanan Orman kundakçısı da FETÖ’cü çıktı. Ordudan atılan bir subayın, intikam için Bursa Orman yangınına, istasyonundan benzin alırken kameralara yakalandı. Aldığı benzin ile söndürülen Bursa Orman yangınını yakarak, ormanlarımızı tekrar alevlere benzinle teslim eden kişi yakalandı. Suçunu itiraf etti. Bunlar gibi ormanları yakan insanların onlarcası yakalanıyor!
Yanan ciğerlerimizle, Ormanlarımızı söndürmeye çalışan “Yeşil Vatan Kahramanları” uykusuz, aç susuz, alevlerle mücadele ediyorlar. İki saat dinlenmek için halı sahalarda yerlerde iki yangın söndürme elbiseleriyle yerlerde uyumaya çalışıp iki saat sonra yine içtiği bir tas su ile alevlerle mücadeleye koşturuyorlar…
Şehitler sadece savaşlarda verilmez. İnsanlık adına, canlılar adına ateş çemberlerinde, sel felaketlerinde amansızca mücadele edip de hayatlarını kaybedenler de şehittir. Onlar, insanların doğal afetlerden kurtulabilmesi uğruna canlarını ortaya koyan kahramanlardır. Yangının ortasında kalıp da, nereye kaçıp kurtulabileceğini kestiremeyenlerin canları pahasına, tek umutları yeşil vatanı ormanları kurtulmasıdır…
Dahası bir geyiğin, bir tavşanın, yaban keçisinin, yılanın, kekliğin, kirpinin ve ormanda yaşayan her türlü mahlûkatın, toprağın altındaki sürüngenlerin, karıncaların, bel bağladığı kurtarıcılarıdır. O kurtarıcılar, ateşin cayır cayır yaktığı ormandaki canhıraş haykırışlara kulaklarını tıkamaz, ‘ne kadar kurtarabilirsem’ diyerek, elindeki kazma veya itfaiyenin su borusuyla canlıların imdadına yetişmeye çalışır. Bir karınca yuvasının dahi yangından etkilenmesine gönlü razı olmaz…
Zaman zaman televizyon ekranlarında izliyoruz. Bir kedi veya köpeğin, bir kuşun sıkıştığı yerden kurtulabilmesi için ne mücadeleler verilir. Kurtarıldıktan sonra, bölgeye toplanan halk öyle bir sevinir ki, kurtarıcılar dakikalarca alkışlanır. Deprem, yangın ve sel felaketlerinde bu tür olayları sıkça görmekteyiz…
Türkiye’nin birçok bölgesinde özellikle batı bölgelerinde ardı ardına yakılan orman yangınlarıyla mücadele sürerken, hayatlarını ortaya koyarak canla başla çalışırken şehit düşen 5 orman çalışanı ve 5 AFAD gönüllüsü, memleketlerinde gözyaşlarıyla toprağa verildiler. Bursa da tankeriyle su taşıyan kişilerin tankerin kaza yapması sonucu 3 gönüllü şehit oldu. Bir orman işçisi kırık ayağı ve ayağının alçısıyla orman yangınını söndürmeye katıldı ve kalp krizi sonucu hayatını kaybetti!
Bu arada Türkiye’de son 95 yılın temmuz ayı sıcaklık rekoru kırıldı. Antalya’da sıcaklık 46 dereceyi aştı. İzmir de gölgede 42- 45
dereceyi gördü. Şanlıurfa ve Mardin, Diyarbakır, Adana, Gaziantep’te 55 derece sıcaklık görüldü… Yangın bölgelerindeki Orman Köylerinin sakinleri, yangına karşı köylerini boşaltıldığını duyurdu. Bazı Köy evleri yandı. Köylüler sadece hayvanlarını kurtarmanın derdine düştü…
Evlerini boşaltan, evleri yanan köylerdeki halkın öfkesi ise ciğerlerimiz dediğimiz ormanlarımızın insanların elleriyle yakılmasına büyük öfke duyuyorlar. İnşallah ciğerleri yansın o kişilerin…
Doğal afetlerde, hele de yangınlarda müdahalede biraz gecikme oldu mu, yangının önünü alabilmek çok daha zorlaşır. Zamanında müdahale edildiği takdirde, geniş bir alana yayılması önlenir, can ve mal kayıplarına neden olmaz…
Kavurucu sıcakların devam ettiği şu günlerde, aman ne olur, ciğerlerimizi yakacak bir şey yapmayalım. Yangınsız, daha doğrusu doğal afetsiz günlerde hep birlikte yaşamanın sevincini paylaşacağımız günleri bekliyoruz…