‘Sevgililer Günü’ Sevgi ve Dostluk Günü Olsun
14 Şubat, “Sevgililer günü” sevgililer günü’nün kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bir gündür. Valentine isminde bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple “Aziz Valentin Günü” olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamına da kullanılır…
Bu nedenle ülkemizde ve Müslüman toplumlarda pek rağbet görmezdi. Ne garip çelişkidir ki bu günün ülkemizde de kutlanmaya başlamasıdır. Esnaf iş yapsın ve yeni bir kazanç yolu açılsın diye kutlanma yaygınlaştırılmaya ve gelenek haline getirilmişti. Tüketim alışkanlıkları süratle Türk toplumuna enjekte edilmiştir. Böyle bir gün kutlansın ki; alış veriş artsın, hediyeler alınsın, esnaflar cirolarını artırsın, esnaftaki işsizliğin önüne geçilsin. Ben iki taraftan da değilim ama ortada bir tek düşüncem var ki esnafın iş yapmasıdır ama bu iş alışveriş çılgınlığına dönmemesi ve kartlarla yapılan alışverişler, ödenemeyecek borçların altına girilmemesidir...
Keşke Katolik Kilisesi Aziz Valentin günü değil de dünya üzerinde sevgiyi, aşkı, barışı, hoşgörüyü en güzel ifade eden Mevlana veya Yunus Emre günü olarak kutlansa. Keşke sevgililer günü değil de, “Sevgi ve Dostluk Günü” olarak kutlansaydı. İnsanlar birbirini sevse, hoşgörüyle baksa, savaşlar olmasa, terör olmasa, barış olsa, Kadın cinayetleri olmasa, insanlar birbiriyle kavga edip hiç uğruna birbirini öldürmeseler. İnsanlar birbirlerine sevgi sözcükleriyle hitap etseler. Ne güzel bir dünya olurdu değil mi?
18 Maddelik Anayasa ve yeni sistem değişiklini öngören Referandum sandığı milletin önüne geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, önceki gün imzaladı ve Resmi Gazetede yayınlandı. Önce, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sonra Başbakan Binali Yıldırım açıkladı. 16 Nisan tarihinde sandık milletin önüne gelecek. Propagandalar imza atılmadan önce başlamıştı ama şimdi resmen başladı. Kullanılan dile bakıyoruz da, aman Allah'ım! Sevgiden, hoşgörüden, barıştan bu kadar mı yoksun olunur?
TBMM’de Anayasa görüşmeleri sırasında gördüğümüz görüntüler. Ayak ısırmalar, burun kırmalar, yumruklaşmalar, Milletin Kürsüsünü işgal edip mikrofon ve kürsüyü parçalamak, kimilerinin Kürsü mikrofonuna kendisini kelepçelemesi, her türlü çirkin tiyatroyu sergileyen vekillerin seçmenlerinin adını kullanarak kendilerine ve temsil ettikleri millete yakışmayacak bu çirkinlikleri sergilemesi vekilliğini yaptığı milleti utandırdı. Milletin yaşadığı ülkesinin nasıl yönetileceğini vekiller değil de bırakın Millet kendi kararını kendisi sandıkta versin!
Aynı kavgaları Televizyonlarda tartışma programlarında da izlemeye başladık. Hayırcılar şeytandır. Kim söylüyor bunu? Adının önünde Prof. yazan sözde bir ilahiyatçı. Yazıktır günahtır, bu konuşmalar sizin gibi isminin önünde Prof. yazan insanlara hiç de yakışmıyor. Bu Ülke’de Hayır diyen de, Evet diyen de bizim insanımız. Biz kardeşiz, Böyle bir ortamda bölünüp parçalanmanın, kamplara ayrılmanın âlemi var mı?
Bre cahiller, bre sevgi yoksunu Vandallar, barbarlar 15 Temmuz gecesi, Evet’cisi, Hayır’cisi, hepsi de o meydanlarda değil miydi? Demokrasiyi kurtarmak için, FETÖ’nün kahpe teröristlerinin silahlarının, toplarının, tanklarının önüne çıkmadılar mı?
Eline silah alıp sosyal medyada gösteri yapıp meydan okumak, sosyal medyada küfürleşip birbirlerine hakaretler yağdıranlar size mi kaldı meydan okumak? Nerede kaldı Yenikapı ruhu? Nerede kaldı kardeşliğimiz? Nerede kaldı birbirimize olan sevgi ve saygımız? Bırakın siyasetçiler meydanlarda konuşsunlar. Medeni insanlar gibi kavgasız, hakaretsiz, milleti ikna edip Anayasa’yı anlatsınlar. Millet de kendi düşüncesine göre nasıl yönetilmek istediğini belirten oyunu önüne gelen sandıkta kullansın…
Bu Referandum sürecinde kim ne söylerse söylesin, kem söz sahibine aittir. İnsanlar hangi taraftan olursa olsun. İster EVET, ister HAYIR, ama sevgi dilinden, barış dilinden şaşmamalılar. Verecekleri oydan dolayı birbirlerini dışlama, kavgayı körükleme, ötekileştirmede bulunmamalılar. Sandık kalkacak yine hepimiz birbirimizle dostça yaşamaya devam edeceğiz. Kız alacağız, kız vereceğiz. Yüz yüze bakacağız bu nedenle birbirimizi kırmayalım…
Herkesin gönlünde bir aslan yatar, bırakın herkesin aslanı gönlünde yatsın. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tatlı sözlerinden şaşma. Mevlana, Yunus, Hacı Bektaşi Veli’nin sevgi sözleri ve akıl dilini unutmayın. Unutmayalım ki, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır…