Ne Amerika, Ne Rusya, Bağımsız Türkiye

02 Oca 2017 - 22:11 YAYINLANMA

 

Özellikle son dört yıldır başımıza gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez derler ya aynen öyle.

 

Bir ABD dövüyor, bir Rusya, arada midemize İran birkaç yumruk sallarken ayrılıkçı Kürtler dizlerimizi tekmeliyor. AB’nin ermişleri kavgayı ayırır gibi yapıp elimizi ayağımızı tutuyor ki bir hamle yapmayalım. Bu arada kendini dindar zanneden lakin içeride ve dışarıda yaptıkları ile bizi sırtımızdan sopalarken bir başkasının kızarmış ekmeğine yağ süren, lakin farkında değilmiş gibi yapanları da ayrı tutmayalım.

 

Memlekette gerek kamu eli ile yapılan onca yanlışa rağmen, gerekse de terör örgütünün kırk yıldır döktüğü kana nispeten Kürt ayrışması olmadı, olmayacağı da artık tescillendi.

 

Burada göz ardı edilmemesi gereken Kürtlerin Suriye veya Irak’ta olduğu gibi yapay aidiyetleri değil bizzat ortak mücadele sonucu bu toprakları yurt edinmesi faslı çok önemli birleştirici unsurdur.

 

Tabi olarak Müslüman inanç ortaklığının getirdiği evlilik bağı ayrışmayı tamamen olamasa da önemli bir faktör olarak engellemektedir.

BM eli ile organize edilen tüm planları dikkatli olmak adına rezerve ediyorum.

 

Bunun yanı sıra asıl tehlike bir vakit Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas’da denendiği gibi yaklaşık altı yüzyıldır birbirinden uzak tutulan ve keskin hatlar ile ayrışan Alevi Sünni meselesinin bu gün tekrar kaşınmasıdır. Öz be öz Türkmen olan bu unsurların Cumhuriyetin kuruluşu itibarı ile kazandıkları mevzilerin ellerinden alınma çabası da ayrıca not edilmelidir.

 

Özellikle Suriye’de Halep üzerinden geliştirilen ve yapılan bir takım aksiyonları meşrulaştırma çabası olarak sergilenen tüm tutumların yanı sıra alenen Şia genelinde ve Alevi özelinde yazılı, sözlü ve görsel olarak matbuatta verilen beyanat ve görüşler dehşetin kapısını araladı ki elin oğlu o açığı görüp yaşam tercihine kast eden eylemi koyuverdi.

 

Tesadüf demek bile zor gelse de devletin Diyanet Riyasetinin verdiği hutbe ve basın açıklaması şimdi ateşe benzin görevi görüyor.

 

İkiyüzelli yıldır seküler tercihler yapılan bu ülkede oturmamış dini kaygıların tümü göz ardı edilip de camiye gelenin bile kutlamakta tereddüt etmediği basit bir dünyevi tercih neden bu kadar sembolleştirilir, pek anlamam.

Hatta devletin iktisadi ve sosyal onlarca din dışı tercihi ortadayken.

 

Bir diğer taraftan 15 Temmuz darbesi eğer iddia edildiği gibi kontrollü yapıldı ise şer cephesinin eline büyük bir koz verilmiş ve surda onlar adına dehşetli gedik açılmış oldu.

Yüzde yüz NATO güdümlü olan kalkışma batının bize vurduğu ağır bir yumruktur.

 

Arkasından gelen uygulamalar öyle çığırından çıkarıldı ki uygulayıcıları bile isyan noktasına getirdi.

Çok geçmez bu konu da mağduriyetler zinciri içerisinde bir masumlaştırma çabasına dönüşür.

 

Bir vakit yapılan diğer iki operasyonda kendi zamanında çok haklı gösterilmekle beraber şimdi tamamen kumpas hüviyetine büründürülüp devlet aygıtını yoran ve boşa düşüren bir hamle olduğu gibi.

 

Dış dünya ile girdiğimiz mücadele sadece “sığınma ve onların birbirine düşmesinden medet umma” noktasında olunca huzur ve güven bizim için ham hayal olmaktan öte gitmez.

 

Bunca akut tehdidin yanı sıra kronik olanların tedavisi için tercih edilen palyatif tedbirler zaman kaybından ve onları önerenler adına hamlıktan başka bir şey değildir.

 

Cumhuriyet devrinin Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelmiş geçmiş en kudretli lideri olan Recep Tayyip Erdoğan isminin önünde her hangi bir vasıf bulunmasa bile tüm gücü elinde topladığı gibi çözümü de üretecek güçtedir.

Sadece Dışişleri Bakanlığının ve Beştepenin koridorlarında dolaşan yetersizleri oralardan uzaklaştırması sonuç ve geleceğimiz adına çok büyük motivasyon olacaktır.

 

Reisicumhur eğer bu bölünmüşlüğe ve sıkışmışlığa rağmen tüm halk kesimlerinin arasına girebilir ve dokunarak temas ederek akıl vermeden sadece dinlemesi ile bile iç meselelerimizin büyük çoğunluğu çözülecektir.

Bir daveti ile darbecilere karşı meydanlara dökülen halk veyahut bir sözü ile elindeki ufacık tasarrufu bozdurmaya koşarak risk alan insanlar , kendilerine dokunan liderin gelecek kurgusunda hiçbir endişeye yol vermeden yer alacaktır.

 

Eğer bu gün yaşadıklarımız bir beka sorunu ise çözümü buradadır.

 

Yoksa aksini düşünmek bile istemiyorum.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: