Mülteci krizi çözülüyor mu, kördüğüm mü oluyor ?

29 Mar 2016 - 07:07 YAYINLANMA

 Avrupa Ülkeleri göçmenlerle boğuşmayı bıraktı kendi vatandaşlarının can derdine düştü. Türkiye, yıllardır terör ile boğuşan ve teröre 40.000 vatandaşını kurban veren onlarca Askerini, Polisini şehit veren bir ülke olarak terörün ne olduğunu çok iyi biliriz. Fransa’nın başşehri Paris’te çifte terör olayları, İngiltere, şimdide Avrupa’nın Başşehri Brüksel’de Terör, Havaalanı ve metro baskını canlı bombalar peşi sıra kendini patlattı. Sonuç; 34 ölü, 60’ı ağır 350 yaralı…

 

       Avrupa, Can derdiyle operasyonlara devam ederken, Hollanda ve Belçika Hükümeti Türkiye’nin yakaladığı teröristin iadesinde söylenenleri ve terör ikazlarını dinlememsinin cezasını çekmeye ve muhalifler ise harekete geçti ve Hükümeti sallamaya başladı….

       Avrupa’nın bu saatten sonra mültecilere bakışı değişti mi? Göçmen meselesinde "Büyük Güç"ler sorumluluk almaktan kaçıyor. Diğerlerinin zaten çözme imkân ve kabiliyetleri yok.


Lübnan'ın nüfusu 4,5 milyon. Bu minik ülke, 15 Haziran 2015 rakamlarına göre, 1 milyon 183 bin mülteci barındırıyor. Yani nüfusunun dörtte birinden fazla.  Aynı kaynağa göre, 65 milyon nüfuslu, gelişmiş, güçlü İngiltere'nin kabul ettiği göçmen sayısı, sadece 140. Yazıyla, “yüz kırk.” Tabii aradan 9 aya yakın bir süre geçti. Muhtemelen, İngiltere'deki göçmen sayısı birkaç yüze ulaşmıştır. İngiltere'de bu kadar az göçmen var ve onlara da son derece kötü bakılıyor!


        İngiltere'nin etkili gazetelerinden The Guardian'da yazan Patrick Kingsley, göçmenlerin barındıkları şartları, "gerçek bir rezalet" olarak niteliyor. Kingsley, göçmenlerin "kabul edilemez koşullarda" bazı kamplarda, hatta hapishanelerde tutulduğunu ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını söylüyor. Bunları da bir müfettiş raporuna dayandırıyor. Kingsley, yazısında, özetle şu görüşlere yer veriyor: Çocuklar beton bir zeminde uyumak zorunda bırakılıyorlar, İnsan ticareti kurbanı, ishal olan hastalar yiyecek verilmeden kilit altında tutuluyor. Duşlara erişim engelleniyor,
Bir gözaltı merkezinde çıplak bir kadın yerlerde sürüklendi ve iki kez yumruklandığını yazıyor...
       Kilit altındaki hamile kadınlar tartaklandı, Kadınlar, çocuklarını, kirli kabinlerde kendi ıslak giysileri içinde uyutmak
zorunda kaldılar. Patrick Kingsley, İngiltere'nin, gelecek 5 yıl içinde, her yıl 4 bin mülteci alma kararını da eleştiriyor ve "4,5 milyonluk Lübnan 1 milyondan fazla göçmen barındırırken, 65 milyonluk İngiltere'nin, 5 yılda 20 bin göçmen alacak olmasının hiç mantıklı ve etik olmadığını yazıyor…


       Nihayet yazar, yukarıdaki utanç verici şartların yaşandığı ve bu kadar az göçmen kabul kararı alan ülkenin, "Savaşın yıktığı, malî sıkıntı içindeki Libya değil, devasa kaynaklara sahip İngiltere" olduğunu özellikle vurguluyor…


       Umarız, bu ve bunun gibi uyarılar, "devasa İngiltere"yi insafa getirir. Göçmen meselesinde daha büyük sorumluluklar almasını sağlar. Tabii sadece İngiltere değil, bütün zengin ve güçlü ülkelerin daha fazla sorumluluk almaları, daha fazla yük üstlenmeleri gerekiyor. Aksi takdirde, bu göçmen meselesi, çok daha büyük sancılara sebep açacak. Şimdiden, bütün dünyanın gözleri önünde, "medenî Avrupa"nın dikenli-jiletli tel örgülerle kapatılan sınırlarında yaşananlar yeterince yürek yakıcı değil
midir?
       Öte yandan, medyanın hiçbir sınırlama olmadan çalışabildiği, muhabirlerin rahatça her yere girip-çıkabildiği, yazarların korkusuzca yazabildiği, “Demokrasinin Beşiği”nde bunlar oluyorsa, medyanın pek de o kadar rahat çalışamadığı ülkelerde acep neler oluyordur?

       Türkiye’de özgür basın yoktur. Basın sansürlü diyenler iyi dinlesin. Medeniyetin beşiği Avrupa bunu yapıyorsa, Türkiye 3 milyon mülteciye kucak açıp her türlü yaşam varlıklarını karşılayıp barınmalarını sağlıyorsa Türkiye hakkında eleştiri methiyeleri düzülme yerine Türkiye’nin Mültecilere yaptıklarıyla, kucak açmasıyla alkışlanması gerektiğini herkesin bilmesi gerekir. İçimizde yaşayan kambazcıların da kendi yaşadıkları ülkesini vatanını dışarıya karşı kambazlamak, ispiyonlamak yerine Türkiye’ye, Vatanına, bayrağına sahip çıkmalıdır…
       Yukarıda İngiliz gazeteci The Guardian'da yazan Patrick Kingsley, belgelere dayanarak yazdıklarını aktardım. Gerçekten mültecilere uygulanan davranışları düşünmesi bile ürkütücü!
Etkili bir çözüm bulunamazsa, “göçmen krizi” uzun yıllar, bütün dünyanın uykularını kaçıracak. Başlarını ağrıtacak. AB ülkeleri uzun süre mültecilerle başlarının dertte olacağını bilmeleri gerekir. İşte ilk sinyallerini vermeye ve teröre ateşine kucak açan Avrupa’yı terör ateşi sarmaya başladı…

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: