MHP’de “Kongre” tamam ama tarih’te anlaşmadılar!

28 May 2016 - 14:39 YAYINLANMA

Siyasi Partilerde esas olan disiplindir. Aksi takdirde kalabalık ve toplulukların çok olduğu yerde disiplin olmazsa her ağızdan bir ses çıkar ve kimin ne söylediği belli olmazsa işte orada kargaşalar başlar, kavgalar başlar, iç çekişmeler hiç bitmez…

 

       AK Parti, kurulduğu günden bugüne kadar disiplin içerisinde ve liderinin sözünden çıkmayan, parti sözcülerinin dışında parti hakkında kimsenin konuşamayacağı bir parti konumunu korumaktadır. AK Parti gibi aynı disiplini MHP de kurulduğu günden buyana kendi içerisinde korumaktır. Ancak seçimlerde liste dışı kalan vekillerin başkaldırmasıyla ve kurultay yaparak Genel Başkanlık seçimiyle Devlet Bahçeli’yi genel başkanlıktan indirmeye çalışıyorlar. Ancak Muhallifler arasında birlikte hareket etmeleri bozuldu. Kavgalar daha erken günlerde başladı…

 

       Bahçeli 10 Temmuz’da seçimli kurultay diye “Hodri meydan” dedi. Başkaldıran Muhallifler “Hayır, önce tüzük kurultayı ve tarihi de ‘çağrı heyeti’ belirler” diyor. Akşener, Aydın, Özdağ ve Oğan’ın düşündükleri tarihi 19 Haziran. Tüzüğü değiştirip, engel kalktıktan sonra seçime gitmek istiyorlar. Hukuk ve Adliye koridorlarına uzanan davalarda yapılan ‘taktik savaşı’ devam ediyor...

 

       Yıllardan beri kurultayları, Kongreleri izlerim. Çekişmelerin yaşandığı ve seçimli kurultaylarda kural Seçim salonda kazanılır!

Divan seçimi, kurultay yönetimi kimdeyse her zaman o taraf bir değil, iki adım öndedir!

      

Eğer Bahçeli’nin dediği gibi olursa o salon doğal olarak silme kendi taraftarlarınca doldurulacak.”‘Çağrı Heyeti”nin dediği olursa bu sefer 4 adayın taraftarları tribün egemenliğini ele alacak. Bu o kadar önemli ki salona alınıp alınmamadan sandıkta kullanılan oya kadar bütün süreçleri gözetim altına alabilirsiniz. Kurultayı organize eden hep kazanmıştır…

       Ülkücüler kurultayın salonda kazanıldığını iyi bilirler. Bu konuda mahirdirler. Zamanın ANAP kongrelerini hatırlayacak olursak. Yıllarca Yaşar Okuyan-Mustafa Taşar gibi ‘ülkücü’ isimler ‘anahtar teslimi’ kongreleri kazandırmadılar mı?


AYM eski Başkanı Kılıç’tan ‘kılıç’ gibi sözler!

       27 Mayıs darbelerin anası, vesayetlerin babasıdır. Darbenin astığı, Halkın seçtiği Başbakan Menderes ile bakanları Polatkan ve Zorlu’yu rahmetle anıyorum…

       Özgürlük Araştırmaları Derneği (ÖAD), anlamlı bir günde, konuşmacı olarak katılan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç’ın dikkat çeken sözleri soyadı Kılıç gibi toplantıya damga vurdu. Kılıç, “27 Mayıs’tan Günümüze Türkiye’de Demokrasi ve Hukuk” başlıklı bir konferansta konuştu. Bugünlerde siyasete girip girmeyeceği veya hazırlık içerisinde mi, olduğu merak edilen Haşim Kılıç’ın gündemdeki konulara ilişkin çarpıcı açıklamaları oldu…

 

Haşim Kılıç’ın sözlerinden bazıları şöyle;
- Siyasetin bu öfkeli haliyle ülkeyi zor ayakta tutarız
- (Yargı başkanlarının Cumhurbaşkanı ile seyahate çıkmaları)1954 yılında DP de aynı şeyi yaptı. Partisiyle ilişiğini kesmemiş olan bir Cumhurbaşkanı ile seyahate çıkması fevkalade zarar verici ve yargıya gölge düşürücü bir davranış.
- Bu kadar operasyon geçiren yargı nasıl ayakta kalıyor anlamıyorum.
-İyi ki dokunulmazlıklar referanduma gitmedi. Toplum ne hale gelecekti? Büyük yara açılacaktı. Referanduma gitmesine mani olan milletvekillerine şükranı borç bilirim.
-Her şeyde bir tiyatro oynuyoruz. Dokunulmazlık işinde de böyle oluyor.
- Davutoğlu’nun gelişi ve alınışı ve Sayın Binali Yıldırım’ın Başbakanlığa getirilişinin oluş sürecini gözden geçirdiğiniz zaman Türkiye’de tiyatronun oynandığını görüyorsunuz.
- Şimdi “İki başlılık var” deniyor. Başkanlık sistemine geçince de Başkan ile Meclis arasında devam edecek. Sorunumuz sistem sorunu değil. Eğer başkanın Meclis’te yeterli gücü olmaz ise başına gelecekleri düşünemiyorum.
-Başkanlık sistemi mi partili cumhurbaşkanlığı mı derseniz ben başkanlığı tercih ederim.
-Partili cumhurbaşkanlığından çok endişe ediyorum.

       Özgürlük Araştırmaları Derneği’ni düzenlediği toplantıda konuşan AYM eski başkanı Haşim Kılıç’a ait.

       Sayın Kılıç, hariçten gazel okuyacağına, siyasete girip fikirlerini savunsa daha iyi olmaz mı? Ben bu konuda daha fazla yorum yapmayacağım. Yorumu siz okurlarıma bırakıyorum

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: