İftarlarda kardeşlik rüzgârları
Seçimlerden sonra ortaya çıkan tablo, “Al sana bir kaya, nereye dayarsan daya” Atasözünü hatırlatıyor. Seçmen reçeteyi yazdı. Şimdi siyasiler düşünüyorlar taşınıyorlar, tatlı tatlı kaşınıyorlar. Herkes bir yol bulmaya çalışıyor ama kırmızı çiğiler, egolar ortaya çıktığı için kimse kabadayılıktan ödün vermemeye çalışıyor. Meclis Başkanı bir seçilsin yolun nereye gideceği belli olur…
BİR DAMLA KAN HAYAT KURTARIYOR
Ankara’nın siyaset atmosferinden ayrılıp biraz İzmir’i dolaşalım. Geçtiğimiz günde Türk Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Gökay Gök, Hilton otelinde Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü' nedeniyle düzenlenen törende, 10 ve daha çok kan bağışında bulunanlara madalya ve teşekkür plaketi verildi. Toplam 162 kez kan bağışı yaparak 1'inci olan Ahmet Bahadır Alpsan’a ise İzmir Valisi Mustafa Toprak tarafından kupa verildi… Dr. Gökay Gök, burada yaptığı konuşmada Türkiye açısından kan toplamanın çok zor olduğunu anlattı. Oysa AB Ülkeleri kan bağışı toplama ve stoklamada Türkiye’ye gıptayla bakıyor. Dr. Gök; “Tüm güzel gelişmelere rağmen kan bağışında yeterli ve istenen noktada değiliz. Maalesef insanların ön yargılarını yıkmak kolay olmuyor. Türk Kızılayı'nın kan sattığı, kanların iyi saklanamadığı, çöpe atıldığı, hastalık bulaştığı gibi insanlarda yanlış algılar vardı. Bunun önüne geçmek için eğitime ağırlık verdik. Binlerce insana kan bağışı ile ilgili bilgiler aktardık, buna rağmen bağışlar yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde kan bağışçılarının nüfusa oranı yüzde 5, Türkiye'de ise bu oran yüzde 2,5 seviyelerinde. Eğer Türkiye de de bu oran yüzde 5'e çıkarsa, kan ihtiyacı olan hasta kalmaz. Ege Bölgesi'nde 2005 yılında 60 bin kan bağışı alınırken, 2014 yılında bu rakam 330 bin üniteye ulaştı. Ama Ege'nin ihtiyacı 400 bin ünite kan” dedi. Tabi bu sözler çok güzel ama çokta acı. İnsan hayatını kurtaran kanı bulamıyoruz. Herkesi, özellikle kadınlarımızı kan vermeye, kan verdirmeye çağırıyoruz…
RAMAZAN AY’I BEREKET AY’I, KARDEŞLİK AY’I
Ramazan Ay’ı ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe Belediyeleri, STK’lar adeta iftar verme yarışına girdiler. Tabi ki, bütün dilekler oruç tutulan şu günlerde herkesin gırtlağına sıcak bir yemek girmesi ve kimsenin aç uyumamasıdır. İlk İftar akşamında Balçova Termal Oteli Müdürü Ramazan Kaya, basın temsilcilerinin yoğun çalışmalarından arındırıp birlik ve beraberlik içerisinde iftar yemeğinde buluşup ilk iftarı birlikte yapmak ve hoş sohbet etmekti. Nitekim de hoş bir iftar akşamı oldu. Ramazan Kaya’ya ve mesai arkadaşlarına hepimiz teşekkür ediyoruz…Daha sonraki günlerde hemen her akşam bir iftar yemeğine davetliydik. Esnaf Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, tüm Esnaf Odaları üyelerine, Buca Esnaf Birliği Oteli bahçesinde verdiği iftar yemeğinde de esnafın kaynaşması birlik ve beraberliğin ön plana çıktığı siyasetin hiç konuşulmadığı bir ortam olduğu görüldü… İlim Yayma Cemiyeti iftarında da İmam Hatip öğrencileri ve ilim konusunda söz sahipleri birlikte okul bahçesinde iftar yapıyordu. Her tarafta kardeşlik ve dostluk rüzgârları esiyordu…
Sarnıç Ayakdaş Ayakkabı Fabrikası bahçesinde Birlik Vakfı İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, Başkan Yardımcıları Sait Aktuğ ve M. Şevki Nalçacıoğlu’nun düzenlediği İftar yemeğine, her kesimden insanların katıldığı çok dikkatimi çekti. Müslüman, Alevi, Hristiyan, Ermeni, Kürt, Arap, Suriyeli, herkes katılmıştı. Oruç tutup tutmamaları önemli değildi. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin sembolleşmesi ve herkesin dini inançlarına bakmadan birbirine saygı ve sevgi gösterdiklerini gördüm. Vakıflar, STK’lar para kazanılan yerler değil, gönüllü ve insanlığa hizmet etmek için kurulan yerlerdir. Tüm dileğimiz bu birlik ve berberlikleri, kardeşliklerin devam etmesidir. Ramazanınız ve İftarlarınız hayırlı olsun…