CIA’nın hedefi TSK’yı parçalamaktı!

02 Ağu 2016 - 07:09 YAYINLANMA

Terörden çektiği gibi, darbelerden de çok çeken ve 80 darbecilerinin yargılanması ve cezalandırılmasından sonra Türkiye’de bir daha askeri darbelerin olamayacağına inandığımız bir zamanda ve siyasi iktidarın en güçlü olduğu bir anda Amerikancı- Fethullahçı bir askeri darbe girişimini hep beraber yaşadık… 

 

Sanmayın ki, darbe girişimi sadece AK Parti ile FETÖ arasında bir meseledir. Öyle olsaydı, darbe girişimi için tarihi ABD değil, FETÖ belirlerdi. Bu nedenle darbe girişiminin asıl nedeni olarak AK Parti iktidarının FETÖ’ne karşı başlattığı uygulamaları göstermek büyük bir yanlışlık olur...


 

ABD, Türkiye en büyük müttefikimiz dediğine bakmayın. Darbenin asıl nedeni; Bölgemizde Türk-Amerikan işbirliğinin artık imkânsız hale gelmesidir. Buna karşılık, Türkiye-Rusya’nın tam barışmaya başladığı şu günlerde ve Türkiye-Rusya işbirliğinin önünün alabildiğine açılmasıdır. Koşullar, Batı ittifakı içinde yer alıp parçalanmaktansa, Rusya ve diğer bölge ülkeleriyle işbirliği yapmasını, daha açık bir ifadeyle saf değiştirmesini, Türkiye’ye dayatmaktadır.Bu durumu ne AB,nede ABD kabullenmeleridir… 


       Darbe için düğmeye basılma nedeni budur. Yani, Türkiye’nin bu kaçınılmaz yönelişinin önünü kesmek için darbe başlatılmıştır. Bundan önceki yazılarımda da yazmıştım. Rus uçağının düşürülmesi de aslında budur. Bu da CIA’nin tezgâhlarından birisiydi…


       Burada bir tek tutturamadıkları hesap, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın dik duracağı, Başbakan Binali Yıldırım’ın soğukkanlı davranması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Milleti Demokrasiye sahip çıkmak için sokağa çağıracağını, Milletin tankların önüne yatıp, canları pahasına üstüne çıkıp silahların önüne geçeceğini, Polis’in, Demokrasi için Milletle birlikte savaşacağının hesabını yapmadılar…

       Bu nedenle, varlığımıza, birliğimize ve bağımsızlığımıza kast etmiş olan bu alçakça saldırıya karşı durmak, bu amaçla meydanlara çıkmak hepimizin en önemli vatandaşlık görevidir. Bu görev Tayyip Erdoğan, düşmanlığına döndürülmeye çalışılsa bile millet birleşti ve ihmal etmeden darbecilere karşı koydu…

       Irak savaşı nedeniyle TBMM tezkeresinin çıkmaması sonucu başlayan ve devam etmesiydi. 2003 yılından sonra ABD ve AB çevreleri, her fırsatta Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni hedef alıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Matt Bryza, 2006 yılında, Türkiye'nin, ordunun siyasetteki rolünü sınırlandırması gerektiğini öne sürmüştü. 2006 yılında başlatılan çete operasyonları TSK'ya yönelik olduğu netlik kazanıyordu. MİT eski mensubu Rahmetli Prof. Dr. Mahir Kaynak; “Ülkemizde günaşırı yeni bir çete yakalanıyor ve bunların hemen hepsi askerlerle ilişkilendiriliyor. Bazı yorumcular 28 Şubat süreciyle günümüz arasında benzerlik kuruyor ve demokrasiye yönelik yeni bir komplo hazırlığından söz ediyorlar. Bu analizlerin hiçbirine katılmıyorum ve silâhlı kuvvetlerin tertiplerin bir parçası değil hedefi olduğunu düşünüyorum” diye anlatıyordu...
       Mahir Kaynak, meseleyi şöyle ortaya koyuyordu; “Türkiye'nin bugünkü manzarası, doğal sürecin bir sonucu değil, başarılı dış operasyonların ve istihbarat Servislerinin eseridir. Yeni hedef Silâhlı Kuvvetlerin siyasi etkisini sınırlamak hatta yok etmektir. Bugün yaşadığımız coğrafya askeri operasyonların cereyan edeceği bölgedir ve çok kuvvetli görünen Türk Ordusunun oynayacağı rol belirleyici olacaktır. Bu şartlar altında ordu ile halk arasındaki güvenin zedelenmesi Türkiye'nin bölgede oynayacağı rolü zora sokabilir, hatta engelleyebilir. Olayları, orduyu töhmet altında bırakacak biçimde yorumlayanlar bir karşı hamleye zemin hazırlamaktadır.” Şeklinde konuşmalarını şimdi çok daha iyi anlıyorum…
       ABD, Ülkesinde yıllardır beslediği FETÖ’yü, işte tam burada devreye sokuyor. Türkiye de bulunan TSK dâhil Yargı ve Emniyet ile başlattığı istihbarat, dinleme tele kulak bilgilerini CIA’ye veriyor!

       CHP Milletvekili Albay Çiçek’in dediği, İşte o özel örgüt, AK Parti iktidarına olan yakın görünme desteğiyle Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve Casusluk gibi uydurma davalarla, TSK'nın en iyi yetişmiş subaylarından bin kişiyi tasfiye etti. Siyasi iktidarın şekillendirdiği yeni komuta kademelerini de boşaltarak kadrolara o özel kendi yetiştirdiği örgüt elemanlarının yerleştirdi! Sonuçta, FETÖ denilen bu özel örgüt mensupları, kendilerinin de tasfiye edileceğini anlayınca darbe girişimi için düğmeye basıldı...

       15 Temmuz gecesi darbe girişiminde Karargâhı ele geçirdikten sonra ilk işleri, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın yönetimini almaya çalışmak ve Polis Özel Harekât Merkezi'ni bombalamak oldu. Cumhurbaşkanı Recep tayip Erdoğan’nın, Demokrasiyi korumak için Milleti sokağa davet etmesiyle, darbe başarısız oldu. Bu arada tezgâhlayan CIA’nin istediği bir yerde oldu. Özel örgüt şimdi tasfiye ediliyor ama kendilerine verilen görevi yapmış ve “Ordu ile halk arasındaki güvenin Zedelenmesi”ni sağlamış oldular…
       Konuyu iyi tahlil etmek, iyi düşünmek ve araştırmak lazım. CIA’ya lazım olan FETÖ’yü ABD hiçbir zaman Türkiye’ye vermeyecektir…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: