Ben Gazeteciyim!
Türkiye’nin son günlerde ki terör ile mücadelesi kapsamında güvenlik için Polis ek tedbirler almaya devam ediyor. Teröristlerin eylemlerini kırsaldan şehir merkezlerine kaydırması günahsız insanların hedef alınarak canlı bombalarla katledilmesi sonucunda, Polis bir dizi eylem planları karşısında şehir içlerinde operasyonlar, genel asayiş kontrolleri ve toplu yerlerde bulunan vatandaşlardan kimlik sorma gibi huzur operasyonlarına ağırlık vermeye başladı…
Şehir içerisinde, Polislerin yapmış olduğu “Huzur Operasyonları” şüpheliler üzerine yaptıkları güvenlik uygulamalarında vatandaşın çoğunluğu fazlasıyla memnun. Önce kendi güvenliğimiz için Polis uğraş veriyorsa bizlerde Vatandaş olarak Polis’e yardımcı olmalıyız. Kapınızı çalan kargo elemanlarına getirdiği bir mektup veya davetiye için kimliğinizi göstermekten kaçınmadığımız, daha ilerisini söyleyeyim, istediği vatandaşlık numaramızı, şahsi telefon numaramızı hiç çekinmeden veriyoruz ama güvenliğimizi sağlamak için Polisin istediği kimliğimizi, Güvenlik görevlilerine göstermemek için çeşitli bahaneler uyduruyoruz. Tıpkı araba kullanırken emniyet kemeri takmamak için gidip sahte doktor raporları alan insanlar gibi…
Türkiye’de yaşayan her kim olursa olsun herkes eşittir. Milletvekili olabilirsiniz, İş adamı olabilirsiniz, Müdür olabilirsiniz, Avukat, Hâkim, Doktor, Öğretim Görevlisi, her meslekten, her kuruluştan, Sivil Toplum Kuruluşu mensupları olabilirsiniz. Hatta Gazeteci de olabilirsiniz. Ama güvenlik söz konusuysa, Polis gerekli “Huzur Operasyonları”, sokakta karşılaştıkları kişi veya kişilerden sorulan kimlikleri göstermeyip kendisinin sıfatını veya mevki makamını ön plana çıkartıp Polis’e yardımcı olmuyorsa, işte sorun orada başlıyor…
Kimliği bende saklı, her zaman da o kimlik bende saklı kalacaktır ama kimlik soran Polis’e, “Ben Gazeteciyim” demenin ne anlama geldiğini ben anlamadım… Gazeteciye kimlik soran Polis acaba anladı mı?
Anayasa Kanunun 31. 32 Maddesinde Gazetecilere tanınan haklar tabi ki var. Onu her zaman savunurum. Gazeteci de, Polis gibi bir kamu hizmeti yapıyor. Vatandaşın haber alma hakkını koruyup aldığı haberi öncelikle vatandaşın haberi duymasını ve vatandaşın haber alma Hürriyetini sağlamaktadır…
Her kim olursan ol. Gazeteci de olsan işte burada “DUR” ve Polis kimlik soruyorsa, kim olursan ol ama kimliğini göster. Zaten Gazeteci olduğun için Polis gereken yardımı gösterecektir. Haber almanda sana yardımcı olacaktır. Haber alama hakkında Polis sana yardımcı olmuyorsa, Onların Amirleri, Müdürleri var. Vali var. Gerektiğinde konuşursun. Gerekirse yetkililer devreye girer ve konuşurlar ve görevini hakkıyla yapılması sağlanır…
Tabi 44 derece gölgede sıcaklığın olduğu bir şehirde başına güneş geçmesin diye başına şapka giyen bu arkadaşımızdan Polis şüpheleniyor ve kimlik soruyor. Gazeteci arkadaş başlıyor Polise sormaya; “bu meydanda bu kadar insan varken neden bana kimlik soruyorsunuz.”
İş, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın aranmasına kadar varıyor. Emniyet Müdürü, Basın mensuplarıyla en iyi geçinen, gazetecileri seven, paylaşılması gereken haberi öncelikle paylaşan bir müdürdür. Gazeteci arkadaşa, yapılan uygulamanın özel bir durum olmadığını ve rutin bir kontrolün olduğunu, bunu devamlı yaptıklarını, Vatandaşların Huzur ve Güveni için yapılması gerekenini yapıldığını anlatıyor. Gazeteci arkadaş; “Ben şimdi başımdaki şapkanın kurbanı m oldum?” diyor ve gülüşmelerle, Polis Vatandaş, Polis Gazeteci dostluğu bir kez daha pekişmiş oluyordu…
Polis bana kimlik sorduğunda hemen kimliğimi gösteriyorum ve iki elimi de havaya kaldırıp üstümü aramasına yardımcı oluyorum. Önce kendi güvenliğim için, vatandaşın güvenliğini sağlamaları için herkesin bunu yapması lazım. Her gün Şehit Cenazelerinin geldiği bir ülkede yaşayan vatandaşların Güven ve Huzurunu sağlayan tüm Polis teşkilatı mensupların da buradan teşekkür ediyorum…