Barbar Dünya da çocuk yetiştirmek!
Küçük yaşta çocuklarımızın suça itilmesi, uyuşturucu kullanımı küçük yaşlara inmesi, İnternetin bağımsız kullanılması, Terör Örgütlerinin internet ve internet oyunları üzerinden küçük çocukları avladıkları ve her türlü suça eğittikleri, beyinlerini yıkadıkları görülmeye başlandı. Okullarda Akran kavgalarının arttığı, Uyuşturucu ticaretinin arttığı gibi uyuşturucu kullanımının çok küçük yaşlara kadar indiğini görüyoruz.
8. Eylül Okulların açıldığı gün 16 yaşındaki Lise öğrencisinin internet üzerinden terör örgütlerinin beynini yıkadıkları ve İzmir’in Balçova İlçesinde bir Polis Merkezine silahlı saldırı yapması ve Biri Emniyet Müdürü, üç Polisimizin şehit edilmesi bu hain saldırı ve korkunç olay sonrası Türkiye de 21. Yılda çocuk yetiştirmenin zorluğunu incelemek istedim. Emniyet Teşkilatında bulunan Emniyet Müdürleriyle, Okullarda ki Okul Müdürleri, Öğretmenler, Psikologlarla, Doktorlarla, STK Kuruluşları Başkanlarıyla ayrı ayrı görüşüyorum ve inceleyip anlamaya çalışıyorum…
Türkiye Cumhurbaşkanı, Tayip Erdoğan: her konuşmasında Türkiye nüfusunun yaşlandığı ve ailelerin en az üç çocuk yapmalarını ve Türkiye nüfusunun gençleşmesini istediğini ve üç çocuk yapan aileleri gerekli geçim desteği verileceği kanunları çıkardıklarını belirtiyor…
Yalnız görüştüğümüz aileler, vatandaşlar ise: bu hayat pahalılığında, enflasyonun devamlı yükseldiği, market raf fiyatları devamlı yükseldiği, 200 gr. Ekmeğin 15 lira, bir Simit'in bile 20 lira, limonun 189 lira olduğu yerde nasıl üç çocuk yapacağız diye şikâyet ediyorlar. Haklılar mı? Haklılar…
Evet, konumuza dönelim: “Barbar dünyada nasıl çocuk yetiştirilir?” Önemli bir konu. Keşke bu tür etkinlikler ve söyleşiler yapılsa ve sosyal medya üzerinden canlı yayınlansa bu etkinliklere katılamayanlar da izleyebilseler. Aydınlatıcı bilgileri herkes izlemiş ve bilgilenmiş olurlar…
Beş Torun sahibi olan ve iki yetim Torun dedesi olarak bir süredir ben de değişen dünya ile birlikte çocuk yetiştirme modelimizin değişmesi gerektiği üzerinde kafa yoruyorum. Açıkçası teknolojinin tavan yaptığı, eğitimde yapay zekânın kullanılmasının tartışıldığı bir ortamda çocuk yetiştirmek elbette ki hiç kolay değildir. İnternetteki kötü niyetli insanlardan korumanın yollarını devamlı arıyoruz…
Özellikle siz hala geleneksel yön, temlerle bu işi yapmaya çalışırsanız, yetiştireceğiniz çocuklar ile öğretim programlarınız, okul ortamlarınız ve elbette ki öğretmenleriniz arasında bir uyumsuzluk yaşanabilir. Daha bir yaşında akıllı telefonla tanışmaya başlayan çocukların geleneksel çocuk yetiştirme modelleri ile yetiştirmek mümkün değildir. Zaten sizin tüm engellemelerinize rağmen onların teknoloji kullanımı sizin çok önünüzdedir. Elbette “bütün ipleri çocukların eline verelim” anlayışı da doğru değildir. Tatlı bir disiplin iyidir…
Bugün artık çocuklar doğru veya yanlış bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşmaktadır. Ne anne-babayı ne öğretmeni ne de bir başkasına bilgi edinmede pek de ihtiyacı yoktur. Hatta onlar bizler her şeyleri öğretmeye kalkıyorlar…
21. Yüzyıl çocuklarının daha çok eksikliği duyuşsal öğrenmede yaşar. Kabul etmek gerekir ki öğretim programlarımız da bu konulara yeterince önem vermemektedir. Dolayısı ile çocuklardan bunu beklemek de ne derece doğrudur, onu da sorgulamak gerekir.
Covid-19 pandemi sonrasında çocuklarda yaşanan davranış bozuklukları tüm dünyada bilinen bir gerçek. Zaten şiddet içeren bilgisayar oyunları, TV dizileri ve sosyal medyadaki saldırgan içerikler elbette ki tüm dünyada olduğu gibi bizim çocuklarımızı da büyük bir şekilde etkilemiştir…
Şiddetin kol gezdiği dünyada bunu başarabilirsek, okullarda yaşanan akran zorbalığı ve benzer sorunlar da azalacaktır…