İbn Teymiyye'ye göre yöneticilerin vasıfları
Münezzel din: Kur’an-ı Kerimden ve sahih kabul ettiği hadis-i şeriflerden kendi anladıkları.
İbni Teymiye’ye göre, Münezzel dine uymak bütün müslümanlara farzdır. Çünkü Allahü teâlâ bir müctehidin Kitap ve Sünnetten neyi anladığını bir başka mükellefe sormaz. Hatta onu mükellef de tutmaz. Herkesi Kitap ve Sünneti anladığı ölçüde sorumlu tutar. Bu bakımdan "herkes, Münezzel din ile amel etmelidir" der.
İbn Teymiyye'nin "Siyaset-i Şer'iyye" adlı eserinde yöneticiler (râî), toplumun refahı ve düzeni için kilit bir role sahip olarak ele alınır ve onlar için bir dizi önemli nitelik, sorumluluk ve görev tanımlanır. İbn Teymiyye'ye göre yöneticiler, Allah'ın yeryüzündeki temsilcileri olarak büyük bir emaneti taşımaktadırlar ve bu emanetin gereğini yerine getirmekle yükümlüdürler.
"Siyaset-i Şer'iyye" eserinde yöneticiler için öne çıkan temel hususlar şunlardır:
Adalet Sahibi Olmak: Yöneticinin en temel vasfı adalettir. İbn Teymiyye, yöneticinin tüm kararlarında ve uygulamalarında adil olması gerektiğini vurgular. Adalet, sadece hüküm verirken değil, aynı zamanda kaynakları dağıtırken, görevlendirme yaparken ve halka muamele ederken de gözetilmelidir. Adil olmayan bir yönetimin uzun süre ayakta kalamayacağını belirtir.
İlim ve Ehliyet Sahibi Olmak: Yöneticinin, yöneteceği konular hakkında yeterli bilgiye ve ehliyete sahip olması gereklidir. Şer'i hükümleri bilmeli, kamu yararını gözetebilmeli ve doğru kararlar alabilecek yetenekte olmalıdır. Liyakat sahibi olmayan kişilerin önemli görevlere getirilmesi, toplum için büyük bir tehlikedir.
Dürüst ve Güvenilir Olmak (Emanet): Yöneticiler, kendilerine verilen yetkiyi ve sorumluluğu dürüstlükle taşımalı ve halkın malını, canını ve namusunu korumalıdırlar. Emanete ihanet etmek, yöneticinin en büyük kusurlarından biridir.
Kamu Yararını Gözetmek (Nasiha): Yöneticiler, kendi kişisel çıkarlarından ziyade toplumun genel menfaatini düşünmelidirler. Halkına karşı şefkatli ve nasihat edici bir tutum sergilemeli, onların sorunlarıyla ilgilenmeli ve refahlarını artırmaya çalışmalıdırlar.
İstişareye Önem Vermek (Şura): Önemli kararlar alırken ehil ve güvenilir kişilere danışmak (istişare) yöneticinin önemli görevlerindendir. İstişare, doğru kararlar alınmasına yardımcı olur ve farklı görüşlerin dikkate alınmasını sağlar.
Şer'i Hükümlere Bağlı Olmak: Yöneticiler, yönetimlerinde temel referans noktası olarak Kur'an ve Sünnet'i almalıdırlar. Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmeli ve bunlara aykırı hareket etmemelidirler. Kendi heva ve heveslerine göre değil, şeriata uygun kararlar almalıdırlar.
Halkına Karşı Mütevazı Olmak: Yöneticiler, kibirden ve büyüklenmeden kaçınmalı, halkına karşı mütevazı ve ulaşılabilir olmalıdırlar. Halkın sorunlarını dinlemeli ve onlarla yakın ilişki kurmalıdırlar.
Gücü Adaletle Kullanmak: Yöneticilere verilen güç, adaleti tesis etmek ve zulmü engellemek için bir araçtır. Bu güç, keyfi ve haksız bir şekilde kullanılmamalıdır. Ceza ve müeyyideler, şer'i ölçülere uygun olmalıdır.
Sorumluluk Bilincinde Olmak: Yöneticiler, yaptıkları her işten ve aldıkları her karardan Allah'a karşı sorumlu olduklarının bilincinde olmalıdırlar. Bu bilinç, onları adil ve doğru davranmaya sevk eder.
Özetle, İbn Teymiyye'nin "Siyaset-i Şer'iyye" adlı eserinde ideal yönetici, adil, ilim sahibi, dürüst, kamu yararını gözeten, istişareye önem veren, şer'i hükümlere bağlı, mütevazı ve sorumluluk bilincinde olan kişidir. Bu niteliklere sahip yöneticiler, toplumu huzur ve refaha taşıyabilirler.
Günümüze bu vasıfları uygulamaya kalksak kaç kişi bulabiliriz?
Gönlümüz ister ki ülkelerin yöneticileri ve yerel yönetim başındaki kişiler bu özelliklere sahip olsunlar.
Belki bu vasıfların hepsini birden tek bir kişde bulamayabiliriz ancak en azından kabine üyelerinin hepsi bir araya geldiğinde bu vasıflar toplanmış olmasını dileriz. Veya mesela Belediye encümenleri bir araya geldiğinde bu vasıflar oluşmuş olsa yerel yönetimler çok daha güzel hizmetler yapabilir.
Böylece halklar daha mutlu olurlar…