Ağız tadıyla nice yıllara…
Pek çok kişinin imrendiği bir yemeği yiyorken zihniniz doluysa eğer o yemeğin kıymeti size yüksek gelmez.
Ne yediğimiz değil nasıl yediğimiz önemli olandır.
Aklımız başımızda değilse, sağlık sorunları yaşıyorsak veya özgürlüğümüz kısıtlanmışsa ağız tadımız yok demektir.
Aklımızda cevabı zor olan sorular varken…
Gelip gelmeyeceğini bilmediğimiz bir haberi beklerken…
Yani ağız tadıyla yaşıyor muyuz?
Peki yediğimiz yemeğin tadını, lezzetini duyumsayarak yiyebiliyor muyuz?
Yani beden sağlığımız yerinde mi?
"Şu yemeği ağız tadıyla bir yiyelim de.." deriz değil mi?
Yemeği Rahatlık, dirlik düzenlik içinde, içine sine sine, huzurla yiyebiliyor muyuz?
Ya da sahip olduğumuz maddi değerleri, materyalleri, malımızı, mülkümüzü ağız tadıyla kullanabiliyor muyuz?
Ya eşimizle ağız tadıyla sohbetler edebiliyor muyuz? Çocuklarımıza ağız tadıyla sarılabiliyor muyuz? Dostlarımızla ağız tadıyla çayımızı içebiliyor muyuz?
Yani ruh sağlığımız tam mı?, aklımız çalışıyor mu?, zihnimiz aktif mi? fikrimiz yerinde mi?
Ağız tadı için "Yeni bir ev almışsınız, ağız tadıyla oturun" deriz
Sadece yemek değil her konuda ağız tadı gerek…
Ağız tadıyla yaşamak gerekir…
Ancak ağız tadıyla yaşamak birilerinin acısı pahasına olmaz…
Başkasına zulmederek ağız tadı yakalanmaz….
Başkasının özgürlüğünü elinden alarak ağız tadına ulaşılmaz…
Mazlumu yerinden yurdundan ederek ağız tadımız yerine gelmez.
Bize ait olmayana da sanki bizim gibi saygı göstermeden, korumadan hayattan ağız tadı alamayız…
Birilerinin yaşam hakkına gasp ederek ağız tadıyla nasıl yaşanılır ki?
Rızık her şeyi kapsar ve “Allah dilediğine hesapsız rızık verir.”(Nur Suresi 38). Önemli olan Rızkımızı ağız tadıyla değerlendirmektir.
İnşallah ağız tadımız 2025 yılı ile birlikte gelir ve hep bizimle kalır…Dilerim Masumlar ağız tadıyla bir hayata kavuşurlar…
Kalan ömrümüz hepimiz için ağız tadıyla geçer inşallah…