Seni Seviyorum

Hikaye bu ya; Gül, Su'ya aşık olur ve bir gün dayanamayıp Su'ya: "SENİ SEVİYORUM" der. Bunun farkında olan Su, bir süre bekledikten sonra: "Bende Seni Seviyorum" diye cevap verir. Aradan zaman geçer, Gül, Su'ya tekrar: "Seni Seviyorum" der. Su: "Dedim ya Bende Seni Seviyorum" diye cevap verir. Haftalar, aylar geçer. Gül hastalanır. Su buna çok üzülür ve doktor çağırır. Ölmek üzere olan Gül'ü muayene eden Doktor: "Yapacak birşey yok. Durumu umutsuz" der. Su üzüntü ve merakla: "Peki neyi var..?" diye sorar. Doktor: "Herhangi bir hastalığı yok. Susuz kalmış" der. Su o zaman anlar ki; birini sevmek, SADECE SENİ SEVİYORUM demek değildir..!

Size, kısaca Su'ya aşık olan Gül'ün hikayesini anlattım. Çünkü, ağzımızdan çıkan öyle cümleler vardır ki, onları söylemek bize bir takım sorumluluklar yükler. "SENİ SEVİYORUM" demekte böyle cümlelerden biridir işte. Kolayca, hevesle söylenen, ama sorumluluğu büyük bir cümledir bu cümle. Sizi dünya ve ahiret yükü altına sokup, borçlandıran bir cümle. Bir kalbi sevinçle coşturabilecek ya da gereğini yapmazsanız paramparça edebilecek bir cümle. 

Benim güzel kardeşlerim, ne olur tutamayacağımız sözleri vererek, kendimizi dünya ve ahiret yükü, sorumluluğu altına sokmayalım. Atalarımız; "Laf Dokuz Boğumdur. Sekizini Yut Birini Söyle" diye boşuna söylememiştir. Ağzımızdan çıkanı lütfen kulağımız duysun. Ola ki, bir takım sözler verdiğiniz kişiler, sizin yüzünüzden çok zor durumda kalabilirler. Kimseyi verdiğiniz sözlerle umutlandırıp, yarı yolda bırakmayın. Yiğit olun. Yiğit o kişidir ki, verdiği sözü tutmak uğruna canını dahi hiçe sayar.

Birgün...

Verdiğin sözleri tutmak istersen

Bana verdiğin sözlerden başla ne olur

Aşka teslim olup, yanmak istersen

Benden başkasına bakma ne olur 

Hasretle vuslatı arzular isen

Benden başkasını sarma ne olur 

Ahirette bari kimi derlerse 

İlla de, beni iste Hak'tan ne olur.

Allahü Teala cümlemizi sözüne sadık, muhabbetle dopdolu, sevdiği salih kullarından eylesin İnşaallah.

Sevgi ve Saygılarımla....