Mutluluk Oyunları

29 Kas 2016 - 10:19 YAYINLANMA

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım telefonla arayarak, face'de görmüş olduğu bir fotoğrafa bakmamı ve onu yorumlamamı istedi. İmkanım olmadığı için o an bakamadım. Ancak daha sonra neymiş, ne varmış ki o fotoğrafta deyip baktığımda, inanır mısınız çok etkilendim. Bu nedenle, sizlere o fotoğrafı biraz tasvir etmek istiyorum.

 

Bir aile fotoğrafıydı gördüğüm. Akşam yemeği için dışarıda bir mekanda biraraya gelmiş, bir aile. Masaya dört servis açılmış. Ancak henüz yemekler servis edilmemiş. Fotoğrafta bir erkek, bir kadın, bir erkek çocuğu görünüyor. Masaya açılan dördüncü servisin sahibi, muhtemelen ailenin diğer üyesi ve fotoğrafı çektiği için görünmüyor. Fotoğrafta kadın mutlu, çocuk meraklı ve şaşkın, erkek ise acı bir yüz ifadesine sahip. Belli ki sıkıntılı ve darda. Mutlu olmak için biraraya gelmiş ama aynı noktaya bakarken bile benzer duyguları yansıtmayan, birbirlerinin ruh halinden habersiz, özde değil, söz de bir aile fotoğrafı işte. Peki böyle bir fotoğrafı, herkesin görebileceği platformda bir hanımefendi, kimlere neyi ispatlamak için yayınlamış olabilir..? “Biz birbirimizi seviyoruz birlikteyiz”, “Eşim bizi dışarı yemeğe çıkardı mutluyuz”, “Paramız var dışarıda yemek yiyebiliyoruz” gibi  cümleleri söylemek ve duyurmak için mi..? Ne yazık ki “Mış” gibi hayatlar yaşayıp, “Mış” gibi  görüntüler veriyoruz.

 

Ne oldu bizlere.? Ne oldu aşk ve muhabbet kaynağı olan, olması gereken  yuvalara.? Bir kadın, bir erkek ve çocuklardan oluşan, ışıkları yanan dört duvarlar var etrafta. Ama çoğusu yuva değil, sadece dört duvarlar. İçlerinde aşk yok, muhabbet yok. Çıkarlar ve menfaatler var. Mutluluk oyunu oynuyorlar. Komşu ya da akrabalarının yaşadıkları olumsuzluklara bakarak, en azından bu bizim evimizde yok diyerek teselli ediyorlar kendilerini. Bir sürü yalanlar uydurarak, bir de bunlara Allah'ın rızası maskesini takarak, bağımlı olarak yaşıyorlar birbirleriyle. Suratları asık, gülmeyen, bazense ayrı ayrı odalarda oturan, konuşmayan, bunları da birbirlerine duydukları saygıdan yaptıklarını söyleyen, etrafa ışık ve sevgi saçmayan insanlar. Zaten, konuştursanız ayrı ayrı hepsini, göreceksiniz ki, neler neler çıkacak içlerinden, ne şikayetler, ne mecburiyetler. Neden o evlerin içinde durduklarını kendilerine bile itiraf edemeyen, maddi, manevi çıkarları için seviyormuş gibi görünen, sözde mutlu mesut, bir sürü zavallılar.

 

Kardeşlerim, ne olur yapmayın bunu. Aşk ile aşktan yaratılmış şu alemi, bu kadar sevgisiz ve muhabbetsiz yaşamaya mahkum etmeyin. Bırakın şu saçma sapan mutluluk oyunlarını. Olmadığınız gibi görünmeyi. Önce kendinizle yüzleşin. İki yüzlülükten kurtulun. İlişkilerinizde çıkarlarınız değil; Manevi Değerleriniz ve SEVGİ ön planda olsun. Bunu yapın, yapın ki, sevgisizliğe, aşksızlığa mahkum olmuş şu zavallı dünya çiçek açsın, aşka ve sevgiye kansın artık...

  

Sevgi ve Saygılarımla...

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: