Hazinenin Üzerinde Oturan Açlar

19 Kas 2015 - 14:10 YAYINLANMA

Başlıktaki hazine ve açılık kelimelerini okuyunca, size paradan puldan bahsedeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü insanların asıl açılığının midelerinde değil ruhlarında olduğunu düşünenlerdenim. Emin olun ki, ruhu doyan bir insanın acıkma hissi neredeyse yok olur ve kişi bir iki lokma ile günü rahatlıkla geçirebilir. Peki, öyleyse ruh ne ile doyar? Bu sorusunun cevabı nedir? Ne ile olduğunu, siz de çok iyi biliyor, yaşıyor ya da arıyorsunuz biliyorum. Bu yüzden, hadi siz söyleyin... Ruh ne ile doyar?  Tabii ki Doğru... SEVGİ  ile...

 

İnsan vücüdundaki asıl merkez kalptir. Kalbin içinde öyle bir yer, öyle bir nokta vardırki orası her güzel şeyin kaynağıdır. Asıl güzel olan, Esma-ül Hüsna'nın sahibi Allahtır ve güzellikler, Allahü Tealadandır. Güzelliklere talip olun ki, mutlu yaşayabilin. Mutsuzluğu tercih eden, umutsuz insanlardan uzak durun. Onların sizleri kendi mutsuz dünyalarının içine çekmelerine izin vermeyin. Yardım edebileceğinizi düşünüyorsanız elinizi uzatın, ama en başında söylediğimiz gibi, tercihlerini mutsuzluktan yana kullanan insanlardan uzak durun.

 

Dünyanın içindeki ve dışındaki tüm alemlerde, an be an herşey değişmekte, hareket etmekteyken, bir noktaya takılıp kalmış, gelişim ve değişimden yana olmayan insanların, kendilerine ve diğerlerine verdikleri zararı tahmin edebiliyor musunuz.? Lütfen, güzel şeyler düşünelim ve güzel şeyler konuşalım. İster inançlı olun, ister bu gerçeği kabul edememişlerden olun,  farketmez. İyi niyet ve olumlu düşünce yapısından uzaklaşmayın. Sizi bu hale sokmaya çalışan herşeyden  ve  her halden  uzak durun.. Güzel düşünün.. güzel düşünün ki, başınıza güzel şeyler gelsin... Allahü Teala sizin hüsnü zannınız sebebi ile alemlere güzellikler bahşetsin. Sevin ve sevilin... Sevmekten asla vazgeçmeyin...

 

İnsan, derinliklerine yerleştirilmiş bir hazineye sahip aslında... Ama, malesef o hazineden habersiz umutsuz ve mutsuz yaşıyor... Allahü Teala o kadar cömert ve kullarını o kadar  çok seviyor ki... Tüm anahtarları, halifesi kıldığı kullarının eline vermiş aslında. İsteyen bu anahtarlar ile istediği herşeye sahip olabilir ama, bu keşfi ancak, ona inanan, itaat eden, teslim olan kullar yapabiliyorlar. Kendisiyle ve hakikatle yüzleşmekten kaçan, bunun için gayret sarfetmeyenler, ne yazıkki sevgi dünyasından uzak bi çareler olarak yaşıyor, çırpınıyorlar...

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in buyurduğu gibi; “ Sevmeyen ve sevilmeyen kimsede hayır yoktur". Sizin tercihleriniz hep birlik, barış ve sevgiden yana olsun.. Yaşat ki yaşayabilesin sözünü bu yüzden çok seviyorum. Ve bu felsefeden yola çıkılarak yazılmış olabileceğini düşündüğüm Mustafa CİLASUN'un;

Yar... 
Çare ol çaresizlere 
Umudu kararan masum gönüllere 
Ummanlaşan o yüce ruhun ve kalbinle 
İçinde beslediğin şefkat ve muhabbetin vecdiyle 
Bir başkasını yaşat ki yaşayasın .... 

diye devam eden bu dizelerini çok beğeniyorum.

 

 Biribirimiz için güzel şeyler yapmaya çalışalım. Dualar edelim. Bizi yaratandan uzaklaşmayalım. Sevgi olmadan, yaşayıp yaşatamayacağımızdan artık emin olalım. Bir çocuk saflığında; Güvenmeyi, sevmeyi, paylaşmayı bilelim. Mutlu edersek, mutlu olacağımızı, mutlu olursak mutluda edebileceğimizi görelim... Ve tüm bu güzelliklerin kaynağının da, yaradanımız olduğu gerçeğini asla gözardı etmeyelim.

 

İçimize, derinliklerimize ulaşmaya çalışalım. Orada bizim için yaradılmış olan gönlü keşfedelim. O gönlün içindeki sevgi alemine dalalım.. Orası hakikatin ve gerçek mutluluğun merkezi, kaynağı... Bunu görelim... Tüm çabamız da bu kaynağa, bizi yaratan Büyük Allahımıza ulaşmak olsun inşaallah... Sevgi ve Saygılarımla...

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: