Binali Yıldırım ile sohbet ve Gazete basanları kınıyoruz
Binali Yıldırım, ismini bilmeyeniniz yoktur. Siyaseti meslek
edinmeyen, Halka Hizmet, Hakka Hizmet düsturuyla yürüyen
deneyimli bir Devlet Adamı, Cumhuriyet Tarihinde en uzun bakanlık
yapan ve ulaştırma da, iletişimde, Türkiye’de çığır açan, duble
yolları, Havaalanları, Demir yolları Hızlı trenlerin, tıpkı demir yolu
ağları gibi, internet ağlarını kuran insanların sosyal medya ve dünya
insanlarıyla bir uçtan bir uca tanışan dostluk kurmalarını
haberleşmelerini sağlayan bilgisayarları çalıştıran herkesin sevgisini
kazanan “Binali Abisidir”…
Kendisiyle zaman zaman bir araya gelir sohbet eder, siyaseti,
Türkiye siyasetini, yapılan işleri ve İzmir’i konuşuruz. Bazen kendisi
bizi dinler ama daha çok biz kendisini dinleriz. Önceki gün bizim
ofisin oradan geçerken şöyle bir uğrayıp kahve içelim dedi ama
hemen danışmanı söze karışıp, mani oldular. “ Aman efendim,
bugün çok kahve içtiniz. Sonra sağlığınız bozulacak” dediler. Aahhh
bu danışmanlar varyaaa, “Bir Kahvenin 40 yıl hatırı vardır” ama biz
40 yılı kilitleyemedik. Neyse, Sayın Bakanı ağırlamak için ikram
edilen üç beş ‘Çorum Leblebisi’, azıcık İzmir’in Kavacık üzümü, bir
de açık çay ile sohbetimiz devam ettik…
Sayın Bakan, Türkiye üzerine oynanan son oyunlar, Ankara'daki
hain saldırının ardından yaşananlar, terör ne oldu da 7 Haziran
seçimlerinden sonra birden hortladı?
-Binali Yıldırım; “Biz her ile Havaalanı yapmaya başladık,
Batıda ne varsa doğu’da da o olsun dedik, okulları yakıyorlar.
Havaalanı ve barajlarda, yol yapımında çalışan iş makinelerini
yakmaya yıkmaya başladılar. Biz ‘barış Süreci’ dedikçe onlar savaş
anlamaya başladı. Suruç olayından sonra Şanlıurfa’nın ilçesi
Ceylanpınar’da iki Polisimizi uyurken yataklarında şehit ettiler. Bu
bardağı taşıran son damla oldu. Tabi bunun evveliyatı da vardı. Barış
süreci içirişinde bile irili ufaklı 800 küsur hadise meydana getirdiler.
Ankara’da yaşadığımız 102 insanımızı kaybettiğimiz terör olayının
hemen ardından İzmir'de ortaya çıkıp terörü protesto etme
bahanesiyle bir araya gelenler Türk Bayrağı'nın olmadığı bir ortamda
adeta teröre destek mitingi yaptılar.
CHP'nin, HDP'nin önemli kişileri, bazı STK temsilcilerinin başı
çektiği gurup hükümet aleyhine bağırırken Türk Bayrağı'nın
olmadığı bir ortamda kol kola girmişlerdi. İzmirli bu acı tabloyu
ibretle izledi.”
Çanakkale ruhu bizim her zaman içimizde
Binali Yıldırım, Maalesef sevincimizi de acımızı da paylaşamaz
hale gelmemizi istiyorlar. Bu sağlıklı değil. Bunu düzeltmek için
güçlü siyasi iradeye ihtiyaç var. Hiçbir zaman amaçlarına
ulaşamayacaklar. Tüm vatandaşlarımız bilmeli ki, bu tür olaylar bizi
yıldıramaz, kardeşliğimizi bozamaz, aydınlık Türkiye hayalimize
gölge düşüremezler. Milletimiz Çanakkale ruhunu taşıyor. Bu millet,
Ülkemizin geleceğini hedef alan, tehdit eden tehlikelerle
karşılaştığında birbirine kenetlenmeyi bilir” diye anlatıyor...
Soruyoruz; -Sayın Bakan, son zamanlarda gazeteler ve
gazetecilere saldıran ve onları yönlendirenler için ne diyeceksiniz?
Diye sorduğumda, derin bir nefes çekerek Konuşmasına devam
ediyor Yıldırım; “Bunları yönlendiren kişilerin yanlış yaptığını,
Siyasi partilerin liderlerinin mitinglerde ellerine aldıkları bazı
gazeteleri gösterip yerlere atıp parçalaması hedef göstermesi hiç hoş
değil. Beğenmiyorsan alıp okumazsın. Programı beğenmiyorsan
televizyonu seyretmezsin. Ama vatandaşların haber alama haklarını
engelleyemezsin ve elinden alamazsın bu büyük bir suçtur. Liderleri
örnek alan sendika başkanları da bunu yaparsa, yanlış yapmış olur.
Türkiye, Hukuk Devletidir. Hukuk ve Adalet bunun hesabını
yapanlardan sorar. Bu saldırıyı yapanları da kınıyorum” diyordu…
Sayın Binali Yıldırım ile sohbetimiz devam etti ama bize ayrılan
yer kısıtlı olduğu için bu kadar yazazabildim…
İzmir’de bir sendika başkanının Yeni Asır Gazetesini miting de
hedef gösterdiği ve Gazete binasına gelip buraya gençlerin
bazılarının bilinçli olarak saldırması çok yanlıştır. İşçileri temsil
eden sendikanın hedef olarak gösterdiği Yeni Asır Gazetesinde
onlarca gazeteci, yani fikir işçileri çalışıyor. Kırmızı boyalarla o
gazeteyi kan gölüne çevirmeye çalışanlar, orada çalışan işçilerin
ekmeklerini ellerinden almaya çalıştıklarını biliyorlar mı? Bu saldırı
olayını yapanları kınıyorum. Bu yalnız Yeni Asır Gazetesine değil.
Hürriyet Gazetesine, Star Gazetesine, Star gazetesi Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Sancak’a, Yazar ve Televizyon Programcısı Ahmet
Hakan’a yapılan bütün saldırıları da kınıyorum…
Bırakın da herkes bildiği işini yapsın, kimse kimsenin işine
karışmasın, sendikalarda, basınla, gazeteciyle uğraşmak yerine
üyeleri bulunan işçilerin haklarını savunsun. Vatandaşların haber
alma hakkını da elinden alamaya kalkmasınlar…