İçimizdeki İsrail

28 Kas 2023 - 13:32 YAYINLANMA

Filistin Gazze'de yaşanan soykırım hepimizi çok üzdü. Dualarımız oradaki kardeşlerimizle beraber. Yaşanan zulüm, işkence ve işgale sebep olanlar, tarih sayfalarında lanetle anılacaklar... Filistinlilerin 70 yıl önce mağdur olan yahudilere kucak açmaları, ekmeklerini onlarla paylaşmaları ve evlerinde misafir etmeleri ve bunun gibi iyiniyetlerinin siyonist yahudilerce kullanılması, bu zulme zemin hazırladı. Bu soykırım tüm dünyada yahudilere karşı  son derece olumsuz bir imaj çizdi. Onların varlığından duyulan tedirginlik, bir çok soruyuda beraberinde getirdi. Sorgulanan çok şey var...

Bizlerde Filistin gibi birçok yahudi ve ermeniye ev sahipliği yaptık.1492'de II. Beyazid döneminde, İspanyadan (Sephardims) ve 1497'de Portekiz'den kaçan yüzbinlerce Yahudi, Osmanlı topraklarına kabul edilerek yerleştirildi. Bunların topraklarımızda barış içerisinde yaşamasına müsade ettik. O günlerden bu günlere gelinceye kadar yaşadığımız tarihi ihanetler misafirperverikte aşırı gittiğimizi ve gereğinden fazla taviz verdiğimiz gerçeğiyle bizleri yüzleştirdi. Bu durum cumhuriyetin ilanından sonrada değişmedi.

21 Haziran 1934 yılında çıkarılan 2525 sayılı SOYADI KANUNU ile tam bir münafıklık örneği olarak YAHUDİ, RUM ve ERMENİ'lerin 2.000.000'e yakını Türk ve Müslüman kimliğine büründüler. Aramızda bizdenmiş gibi görünüp gerçek kimliklerini, kök-kimliklerini gizlediler. Ülkemizi kimliksizleştirmek için yapılan bu kanunla amaç halkımız arasına fitne tohumları ekmek, vatanımızı içten içe ele geçirmek ve devletimizin ve kurumlarımızın içine rahatlıkla girebilmekti . Kimin nereden geldiği bilinemedi, bilinemez hâle getirildi. Sinsice tezgâhlanmış bir kanun. Türkiye’nin kimliksizleştirilmesi, adsızlaştırılması kanunla teminat altına alınmış oldu. Edindikleri TÜRK ve MÜSLÜMAN kimliklerle yani gizlenmiş kimliklerle, amaçlarına daha kolay ulaşmayı hedeflediler. Kendilerini gizleme avantajıyla  devletimizin ve diğer kurumlarımızın içine rahatlıkla girip efendilerinin "yani düşmanlarımızın emirlerini" yerine getirmeye  başladılar. "TÜRK TABİBLER BİRLİĞİ", "KEMALİSTLER", sözde "ATATÜRKÇÜLER" birçok parti başkanı, sağlık, diyanet, TSK dahil bir çok kurum çatısı altında faliyet gösterdiler.

Bunların sığındıkları ve kendilerini gizledikleri diğer bir yol ise işyerlerine astıkları veya yakalarına taktıkları ATATÜRK rozetleri ve resimleri.Birde başları sıkıştıklarında o durumdan kendilerini kurtarmak için konuyu ATATÜRK'E getirerek gündemi değiştirmeye çalışmalarıda bir başka yöntem... Mustafa Kemal Atatürk onlar için, yalanlarına gelecek tepkilere karşı kendilerini koruyacaklarına inandıkları bir kalkan. Bu nedenle diyorumki içimizdeki İSRAİLİN artık bilinmesi ve soyadı kanunundaki bu yanlışlığın düzeltilmesi gerekmektedir. Ki HALKIMIZ, FİTNE ÇIKARAN SESLERİN GERÇEKTE NEREDEN GELDİĞİNİ BİLSİN . Bizlerde içimizdeki İsrailden kurtulalım..

ÖZGÜR ÖZGÜR FİLİSTİN...

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: