Dijital sömürgeciliğe yerli veri kalkanı
Küresel güç dengeleri, toprak ve enerjiden çok veri üzerinden şekilleniyor. Meta, Google ve Amazon gibi teknoloji devleri, Afrika ve Latin Amerika’da kurdukları altyapılarla milyarlarca kullanıcının verisini kontrol ediyor. Dijital çağın yeni sömürgeciliği, askeri güçle değil erişim ağlarıyla örülüyor. Bu yayılmacılığa karşı yerli teknoloji kalkanı geliştiremeyen ülkeler, oyunun dışında kalıyor. Türkiye, yerli veri merkezleri yatırımlarıyla dijital egemenliğini sağlamlaştırıyor.
Küresel ekonomide güç dengeleri, toprak ve enerjiden çok veri, algoritma ve dijital altyapı üzerinden yeniden şekilleniyor. 21. yüzyılın “dijital sömürgeciliği”, gelişmekte olan ülkelerin kullanıcı verilerinin büyük teknoloji şirketleri tarafından toplanması ve işlenmesiyle ortaya çıkıyor. Meta, Google, Amazon, Apple ve Microsoft gibi devler, internet altyapısı, bulut hizmetleri ve platformlar aracılığıyla ülkeleri dijital olarak kendine bağımlı hale getiriyor. Bu düzende Afrika ve Latin Amerika ülkeleri dijital ürünlerin tüketicisi olurken, veri ve gelir üretiminde söz sahibi olamıyor. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerdeki kullanıcılara ait milyarlarca veri Batılı şirketlerin eline geçiyor.
AFRİKA VE LATİN AMERİKA’YA SİBER KUŞATMA
Afrika’da Meta’nın yüz milyonları aşan kullanıcı sayısı ve Google’ın deniz altı kabloları, kıtanın veri akışını büyük ölçüde Batı merkezli sistemlere bağlıyor. Latin Amerika’da ise Amazon’un bulut ve lojistik altyapısı, e-ticaretin omurgasını oluşturuyor. Araştırmalara göre Afrika’da dijital reklam pazarının yüzde 80’inden fazlası Meta ve Google’ın kontrolünde bulunuyor. Veri merkezi olmayan bölgelerdeki en önemli sorun ise kamu kurumları dâhil olmak üzere yüz binlerce dijital içeriğin yabancıların eline geçmesi olarak gösteriliyor. Dijital çağda sömürgecilik, artık askeri güçle değil, erişim ağları ve veri akışlarıyla kuruluyor.
1,5 TRİLYON DOLARLIK PAZARDA GÜÇ MÜCADELESİ
Further Africa verilerine göre Afrika’nın dijital ekonomisinin bu sene sonunda kıta GSYH’sinin yüzde 5,2’sine ulaşması, e-ticaret hacminin 29 milyar doları aşması ve dijital ödeme pazarının 2030’da 1,5 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Ancak bu büyümenin büyük bölümü Meta, Google ve Amazon gibi şirketlerin kurduğu platformlar üzerinden gerçekleşiyor. Meta’nın bu sene Afrika’da 320 milyon, Latin Amerika’da ise yüz milyonlarca aktif kullanıcıya ulaşması, veri üretiminin ağırlıklı olarak bu şirketlerin ekosisteminde toplanmasına yol açıyor. Böylece “veri yeni petrol” olurken, ham veri akışı küresel merkezlere yöneliyor. Mordor Intelligence’ın raporuna göre Latin Amerika dijital dönüşüm pazarı 2025’te 107 milyar dolara, 2030’da ise 242 milyar dolara ulaşacak. E-ticaret ve bulut altyapısında Amazon’un, dijital reklam ve sosyal medya alanında Meta ve Google’ın baskın rolü, yerel şirketlerin rekabet gücünü sınırlıyor.
BİLGİLERİMİZ YABANCIYA HAM MADDE OLMASIN
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık’a göre Google, Meta ve Amazon gibi şirketler, sosyal medya platformlarından bulut servislerine kadar geniş bir ekosistem sunarak bu ülkelerdeki kullanıcı verilerini topluyor ve işliyor. Bu veriler; yalnızca hedeflenmiş reklamlar için değil, aynı zamanda bireylerin alışkanlıklarını, tercihlerini ve davranışlarını anlamak için kullanılıyor. Kırık, “ABD merkezli teknoloji devleri, bu verileri ekonomik çıkarlarını pekiştirmek için kullanarak dünya çapında yeni bir dijital güç dengesi kuruyor” dedi.TEKNOLOJİ ALANINDA SÖZ HAKLARI YOK
Kırık, dijital sömürgecilik sürecindeki bazı örnekleri şöyle özetledi: “Gelişmekte olan ülkeler, kendi teknolojilerini üretme konusunda sıkıntılar yaşarken ABD ve Çin merkezli firmaların ürünlerine bağımlı hale geliyor. Google’ın arama motoru, Meta’nın sosyal medya platformları ve Amazon’un e-ticaret servisi, bu ülkelerdeki dijital yaşamı şekillendiriyor. Çin’in Afrika ve Latin Amerika gibi bölgelere sunduğu dijital altyapı projeleri, bu ülkelerin teknolojik bağımsızlıklarını tehdit ediyor. Çin, altyapı projeleriyle bu bölgelerdeki dijital sistemi kontrol altına alırken veri toplama ve analiz etme noktasında büyük bir stratejik avantaj elde ediyor.”TÜRKİYE’DEN 'VERİ VATAN' VİZYONU
Türkiye, hız verdiği dev veri merkezi yatırımlarıyla dijital dünyadaki bağımsızlığını ilan ederek “Dijital Egemenlik” hamlesinde yeni bir döneme girdi. Ülkemizde hâlihazırda yaklaşık 250 megavatlık veri merkezi altyapısı bulunuyor. Yeni proje ve desteklerle veri merkezi yatırımlarının 2030 yılına dek 1 gigavat seviyesine çıkması planlanıyor. Siber dünyanın stratejik kalesi olarak nitelendirilen bu tesisler sayesinde vatandaşın en mahrem bilgisinden devletin kritik savunma verilerine kadar her türlü dijital varlık artık “yerli ve millî” altyapılarda, Türk hukukunun koruması altında saklanıyor. Yabancı devletlerin veri üzerindeki tahakkümüne son veren bu “Veri Vatandır” vizyonu, Türkiye’yi sadece bir kullanıcı değil; kendi yapay zekâsını kendi verisiyle eğiten, bölgesel bir dijital güç merkezi konumuna taşıyarak tam bağımsız Türkiye idealinin siber cephesini inşa ediyor.Para puanların silinmesi yasal mı? Tüketiciye müjde: Geri talep edebilirsiniz
Bakan Işıkhan: Asgari Ücret Desteği ile istihdamın korunmasına destek oluyoruz
Bakan Bolat'tan asgari ücret artışı sonrası fahiş fiyat uyarısı: Fırsatçılara aman vermeyeceğiz