Yasama,Yürütme, Yargı Ve 4. Güç

27 Kas 2017 - 17:02 YAYINLANMA

Her evin olmazsa olmazı demir başı haline gelen televizyon evlerimizin hemen hemen tüm odalarında bulunmaktadır. Odalarımızın şeklini, koltuklarımızın yönlerini, evdeki ışığın durumunu bile evlerimizin baş köşesine oturttuğumuz televizyonlarımıza göre ayarlıyoruz.

 

Peki hayatımızın olmazsa olması haline gelen televizyon, ona gösterdiğimiz değeri hak ediyor mu acaba?

 

Düşünelim…

Ama önce televizyon nedir hangi amaçlarla hayatımıza girdi bunlara bir göz atalım.

Televizyon bir kitle iletişim aracıdır. Yani başka bir deyişle medyanın öğelerinden sadece bir tanesidir.

Kitle iletişim araçları yani medya nedir?

En yalın haliyle şöyle tanımlayabiliriz. Kitle araçlarını kullanarak çok sayıda kişiyi etkileme çabasıdır. Literatürdeki açıklaması ise “Haberin, bilginin, düşüncelerin ya da genel anlamıyla kültürün insan topluluklarına çeşitli araç ve tekniklerle dağıtılmasıdır. Burada belirli bir kaynaktan hedef kitleye mesajların tek yönlü olarak gönderilmesi söz konusudur” şeklindedir.

Haber ve bilgi vermek, eğitmek, eğlendirmek, halkı bilinçlendirmek, kişileri yaşadıkları toplumun bir parçası haline getirmek, kültürün nesilden nesile geçişine ve gelişmesine katkı sağlamak, dış dünyayı görmemizi sağlamak, eşya ve hizmetlerin tanıtılmasına, satılmasına yardımcı olmak; kitle iletişim araçlarının amaçlarının arasındadır.

Yani…

Kitle iletişim araçları, kültürel, ekonomik, eğitim, siyasi, eğlence, haber, gündem gibi birçok kamusal görevi yerine getirerek toplumda bir güç unsuru olmuştur.

Öyle ki…

Medya; yasama, yürütme, yargıdan sonra 4. güç haline gelmiştir. Medya artık, siyaseti de, ekonomiyi de hatta kamu ahlakını da kendisi oluşturma gücünü elde etmiştir. Bu dönüşüm çok daha geniş bir etki alanına kavuştuğu için maalesef ki, baş edilemez bir ejderha gibi ortalığı yakıp yıkmaya başlamıştır.

Hepimiz biliyoruz ki, medya kendi amacının dışına çıkmış başka sınırlara doğru yol almıştır. Yani, kendi elimizle iyi amaçla ürettiğimiz, ama karşımıza çıkıp bizi, ailemizi, çocuklarımızı zehirleyen bir çıngıraklı yılana dönüşmüştür. Özellikle de, televizyon dizilerinde oyuncuların sürekli olarak birbirlerine hakaret etmeleri, etraftaki eşyaları yıkıp parçalamaları, birbirlerine yaptıkları entrikalar, bütün hepsi çocuklarımızın gözleri önlerinde cereyan etmektedir. Kaldırılan evlendirme programların yerine getirilen, reyting yani para kazanma uğruna muhtaç durumdaki insanların müşkül durumlarından yararlanarak edepsizce konuşmaların hatta küfürlerin uçuştuğu programlar artık neredeyse hayatımızın içine atılan bir bomba haline dönüşmemiş midir?

Çözüm…

Kanal değiştirmek değildir!

Özellikle en çok muhatap olduğumuz kitle iletişim araçlarından olan televizyon dizilerinin eğitim amaçlı, halkı her alanda bilinçlendirici eğitim içerikli yapım sayılarının arttırılması olumlu bir adım olacaktır. Bununla birlikte televizyon üzerindeki denetimlerin ve caydırıcı nitelikte yaptırımların olması çok daha makul ve çözüme odaklı olacaktır.

Kısacası…

4. güç evlerimizi zehirli sarmaşıklarla eline geçiriyor. Ve buna artık “dur” deme vakti geldi de geçiyor…

 

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: