TEOG Öncesi Kaygılar
8. sınıf öğrencilerimiz kısa bir süre TEOG sınavına girecekler. Öğrenciler ve aileler kalan zamanı en verimli şekilde geçirme çabası içindeler.
Sınavlar gündeme geldiğinde, sınav kaygısı kavramı da sıklıkla duyduğumuz bir kavram haline gelir.. Kaygının belli bir düzeyde bulunması halinde kişiyi harekete geçiren ve motive eden bir güçtür. Bireylerin tamamen kaygısız olması, harekete geçmelerine ve değişim yaşamalarına engel olabilir. Bu nedenle kaygının varlığı her zaman kötü değildir. Kaygı, performansı engellediği takdirde sorun olmaya başlar. Sınav kaygısı yüksek olan bireyler, sınav öncesinde ve sınav esnasında performansını kullanamaz ve yardım alması gereklidir. Çocuklarının çok ciddi boyutlarda sınav kaygısı yaşadığını düşünen aileler mutlaka öğretmenleriyle ve okul psikolojik danışmanlarıyla iletişim halinde olmalıdırlar.
Ancak, olması gereken kaygı düzeyi de, aileleri ve dolayısıyla çocuklarını endişelendirmekte ve olağanüstü tepkiler vermelerine neden olmaktadır. Aileler, tutum ve davranışlarıyla çocuklarını olumsuz etkilemediklerinden, olması gereken kaygı ile ilgili abartılı tepkiler vermediklerinden emin olmalıdırlar.
Her çocuğun kaygı düzeyinin ve kaygıyı yaşama şeklinin farklı olduğu, aileler tarafından unutulmamalıdır.
Çocuğu tanımak, onun sınırlarını bilmek önemlidir. Bu şekilde çocuğu gerçekçi şekilde değerlendirmek mümkün hale gelir.
Sınav sonucu çocuğa ceza gerekçesi olarak gösterilmemelidir.” Sınavdan sonra görüşürüz”, “Yeterli sayıda net yapamazsan hesaplaşırız” mantığı çocuğun kaygısını arttıran bir baskı aracıdır.
Sınavdan önceki süreçte ailenin olağanüstü bir davranış örüntüsü sergilemesi çocuğun gerilmesine ve kaygı düzeyinin artmasına neden olur, üzerindeki baskıyı arttır. Özellikle sınavdan önceki son zamanlarda yaşantı rutinlerinin ve çocuğa davranış şekillerinin, yapmacık, abartı olamamasına dikkat edilmelidir. Sınav esnasındaki kaygıyı arttırmamak için sınav gününün ebeveynlerce önceden planlanmasına ve doğal, her zaman olan sakinlikte yaşanmasına çaba harcanmalıdır. Bu tarz sınavların yaşamımızın bir parçası olduğu, sonucunda hayatımızın mahvolmadığı gerçeği ancak sakin ve normal şekilde davranılarak verilebilir.
Çocukların sınavlarla ilgili algıları ne yazık ki aileleri tarafından şekillendirilmektedir. Ebeveynlerin sakin kalmaya çalışması, sınavlara hayati anlam yüklememeleri, çocuklarının zekâsının ve kişilik özelliklerinin değerlendirildiği şeklinde yaklaşmaması çocukları da rahatlatacaktır. Bu sadece bir sınavdır ve çocuklar hangi koşullarda olursa olsun özel ve değerlidir.