Taht Oyunları; Erdoğan’ın Yok Edilmesini Kim İster ?
Psikolok ve psikiyatristler nasıl açıklar bilemem fakat öfke bir duygu değil korkunun öne çıkmış dışa vurumudur.
Yandaş, candaş, muhalif hatta bağımsız olduğunu iddia eden yurtdışı merkezli yayın organları dahil görsel ve yazılı matbuat son yıllarda ve özellikle son birkaç aydır sürekli açık gizli korku pompalıyor.
Hadi hükümetin karşıtı olanlar bunu kasten yapıyor da yanında olanlar neye sebep yapıyor, anlamak zor.
Umudu ekmek edinmiş bu halka yapılacak en büyük zulüm bu olsa gerek.
Belediye Başkanlığı dahil son yirmi yıldır siyasette önde olan bir figür var, Recep Tayyip Erdoğan.
Sevelim sevmeyelim bu toplumda yaşayan kahir ekseriyetin içinden biri.
Elitist anlayışın Enderun kaynaklı devşirme mantığı dışında ortaya çıkmış bir siyaset ve kamu yöneticisi modeli.
Ankara’nın Atıfbey, Çinçin, İsmetpaşa mahalleleri, İzmir’in Eşrefpaşa, Gültepe mahalleleri, İstanbulun Kasımpaşa ve son dönemde Fikirtepe mahalleleri gibi memleketin değişik yerlerinde ki semtlerde çok eski geçmişe dayanacak zaman dilimleri içerisinde hep bu tip insan modeli yetişti.
Bu güne kadar dışlanan bu memleket insanı figürü artık bu semtlerin ciddi insan kaynağı olması ve birtakım görsel yayınların da etkisi ile bizim gerçeğimiz oldu ve bizi yönetiyor.
Kim bundan rahatsız olur?
Neticede büyük bir çoğunluğumuz bu şekilde yaşam formunu benimsemiş insanlarız.
Bir başka değerlendirme ise Erdoğan yok edilirse sanki memleketin bütün sorunları çözülecek.
Şimdilerde yurtdışından isminin önünde akademik titri olan bir kısım zevatın ve yurt içinde kendisini muhalif addedenlerin ortak pompaladığı görüş ve kanaat bu.
Konunun birinci merkezine gelince, Recep Tayyip Erdoğan bunca yıldır yaptığı kamu yönetiminde hangi konuyu geçerli olan yasalara aykırı yapmıştır?
Kimsenin kişisel tercihini bilemeyiz ama şu an yapılan tüm icraatlar kamu idaresinin denetiminde ve onayında yapılıyor.
Diyebilirsiniz baskı şu bu.
Efendim o mevkilerde imza yetkisi olanlar bu kadar acizse ve korku yada tama gereği bunları yapıyorsa zaten ortada bir devlet ve kamu yönetimi yok demektir.
Oysa bu hali ile çok büyük bir itham olur.
Yada yargı ve polis eli ile yapılan birçok soruşturmada yapılanlar ve verilen kararlar R.T.Erdoğan’ın talimatı ile mi oluyor?
Aksine yasal mevzuata uygun icraatlar ile yapıldığı su götürmez.
Yanlış verilen kararlar belli itiraz mercilerince geriye çevrilebilir.
Tabi bu alanda kasten yaratılan mağduriyetler üzerinden kripto uygulamalar riskini ve sebep olduğu korkuyu bir kenara rezerve etmemizde fayda var.
Gelelim meselenin özüne.
Dış ve iç taarruzların ana sebebi insanları korkutup birde bu yanlış enformasyonlar ile iyice çıldırtıp öfkelendirerek istenilen amaca ulaşma çabasından başka ortada bir gerçek yok.
Askeri, polisi katlet bunun insan kaynağı olan halk tabanını öfkelendir.
Turistik mekanı tara hem iktisadi terörizmin önünü aç hem de yaşam modeli üzerinden korkutarak öfkelendir.
Tüm bunlar ile alınacak sonuç Recep Tayyip Erdoğan’ın yok edilmesi ise vatandaş olarak diyorum , bu çok büyük bir yanlış zandır.
Bu köşeden tüm kalem sahiplerine, söz sahiplerine, yandaş candaş kamera sahiplerine sesleniyorum, ortak dilinizle masalsı bir güç sahibi gibi göstererek ve bilerek bilmeyerek (iyi niyet payını bırakarak) birçok uygulama ile haberi bile olamayan konular dahil sizin bizim gibi bir adem olan zatı korku kaynağına dönüştürüp onun üzerinden halkı öfkelendirerek ayrışma sürecini başlatıp kendinize gayrı meşru bir alan açmayın.
Bu günkü şartlarda mevcut siyasi önder figürleri kimseye güven vermiyor.
Eğer ortada bir yönlendirme olsa idi iktidar muhalefet seçim ayrımları total üzerinden bir iki puan değişmez çok daha büyük farklara neden olabilirdi.
Öyle ise bu milleti isimler üzerinden korkutarak öfkelendirip birbirine düşürme çabalarına karşı uyanık olmayı tavsiye ederim.
Aksi halde yıllardır yazdığım gibi üzerinde yaşayacak hatta korkup öfkelenecek bir yurdumuz olmayacak.
Sonuç itibarı ile bir şekilde sandık önümüze konuyor.
İnandırın insanları yapsınlar tercihlerini ve herkes buna saygılı olsun.
İçeridekilere sesleniyorum, lütfen birazcık huzur.