Süleymaniye-Erbil-Bağdat triasında ihtimaller

26 Ağu 2025 - 21:11 YAYINLANMA

21-22 Ağustos akşamı Süleymaniye’de yaşananlar bölge açısından önemli bir kırılma noktası oldu. Tam da bu noktada bölge dengeleri bilhassa da Kürtler kendi menfaatleri doğrultusunda yeni stratejiler geliştirmek zorunda…

Yani kartlar dağıtılmaya devam ediyor ve her denge kendi elini güçlendirecek konumları almak zorunda yoksa oyun dışı kalmakla birlikte pek çok güç-varlık unsurlarını kaybedebilirler.
Ve Irak Kürtleri için bu saatten sonra Başbakan Masrour Barzani’nin liderliği çok önemli. Neden mi? Ortadoğu fırtınalar eşliğinde yeniden inşa sürecini yaşarken güçlü, kararlı, stratejik, vizyon sahibi bir kaptana ihtiyacı var Kürtlerin.

Süleymaniye’de yaşanan çatışmalar yıllar önce başlayan gerginliklerin 2021’de patlak veren “KYB içi darbe” ile son bulmuştu. Geçtiğimiz gece Süleymaniye’de yaşanan çatışmalar da o darbenin ikinci sezonu niteliğindeydi. Çeşitli suikast (zehirleme-saldırı) girişimleri nedeniyle 2021 yılında Lahur ve Bafel Talabani (o dönem ikisi KYB’nin eş başkanlarıydı) kılıçlarını birbirine karşı çekmişti ve süreçten Bafel Talabani galip çıkmıştı. Fakat Lahur Talabani yenilgiyi kabul edecek ve geriye çekilecek biri değildi. Lahur Talabani geriye çekilemezdi çünkü KYB-Süleymaniye hakimiyetiyle ve kurnaz siyasi-istihbarat-kamuoyu zekası sayesinde pek çok meziyete sahipti ve böyle bir Ortadoğu cevherini bölgede hüküm süren ülkeler kaybetmek istemezdi.
Çoğu kesim o dönem “Lahur bitti” dese de konuya hakim kişiler Lahur’un kolay kolay bitmeyeceğini biliyordu. Ki öyle de oldu.

Geçtiğimiz gece Süleymaniye’de yaşanan KYB-KYB çatışması 21-22 Ağustos tarihinden sonra Süleymaniye açısından önemli kopmaları beraberinde getirecektir zira KYB’nin gidişatından KYB’liler çok rahatsızdı zaten ve bu rahatsızlığı alenen dile getirmeye başlamışlardı.

Bundan sonra ne mi olur Irak Kürdistanı’nda? Kürtler önemli bir dönüm noktasında bu nedenle çok dikkatli olmak zorundalar. Süleymaniye kendi içinde uzun zamandır kaynıyor ve bu kaynama Erbil’e doğru da bulaşmaya başlamıştı. Birkaç ay önce yaşanan “aşiretler kavgasının” bilinçaltında da çok büyük ihtimalle Süleymaniye etkisi vardı.
Evet Süleymaniye uzun zamandır Kürtleri oldukça tedirgin ediyordu. Erbil ise her zaman olduğu gibi sağduyulu, birleştirici, affedici tavrıyla Süleymaniye’yi yalnız bırakmıyordu. Geçtiğimiz gece yaşanan olaylarda da Başbakan Masrour Barzani Süleymaniye’ye yönelik yine sağduyu çağrısını yineledi ve ateşe su döktü.
Kürtlerin yan yana durarak güçlü kalması gereken bu yüzyılda Süleymaniye’nin aklını başına toplayıp Erbil’e fazlasıyla ihtiyacı olduğunu kavraması gerekiyor bu net.
Ortadoğu savaşlar, çatışmalar, gerginlikler eşliğinde “yıkılıp yeniden inşa sürecini” yaşarken Kürtler önce ne istediğine karar vermeli ve verdikleri kararlar doğrultusunda tarzını ve tavrını ortaya koymalı.
Kürtler iç çatışmalar eşliğinde dağılıp yok mu olmak istiyor, yoksa yan yana gelerek güçlü bir konum almak mı istiyor?

Ve Bağdat’ın İran kaynaklı yaşadığı sorunlar giderek derinleşirken Kürtler ne yapacak?
Bağdat’ta her geçen gün giderek gerginleşen Haşdi Şabi mevzusu Bağdat-Washington arasındaki köprüleri yıkmak üzere.
Seçime hazırlanan Irak’ta mevcut Başbakan Soudani yeniden seçilebilmek için Haşdi Şabi ile arasını bozmak istemiyor bu tavrından dolayı da ABD’den veto yiyor. ABD ve İran arasında preslenen Soudani’nin işi sandıkta çok zor görünüyor. Laf aramızda Soudani ağzıyla kuş tutsa Şiiler artık onu istemiyor.

Bağdat Parlamentosu Haşdi Şabi yasasını geçirmekte diretirse ABD’nin bir yaptırımı mutlaka olacaktır. Eski ABD olsa Haşdi Şabi’nin önemli karargâhlarını vurur derdim fakat mevcut ABD “huzur planında” böyle bir ihtimali en sona bırakmak istiyorum. Ortadoğu’da bir an evvel sükuneti sağlamak için tüm güçleri baskılayan ABD, kendi eliyle bir gerginlik çıkarmaz diye düşünüyorum. Çıkarmaz fakat “çıkarmaktan da beter eder Bağdat’ı” ABD Başkanı Trump.

Peki Türkiye nasıl bir tavır sergiler mevcut-gelecek Irak tablosu karşısında? Türkiye elbette ki Irak ve Irak Kürdistan’ı yönelik stratejilerini güncelleyecektir. Yeni yol haritalarını, yeni yol arkadaşlarını, yeni uzlaşı planlarını gündemine alacaktır.

Türkiye’nin bu güncelleme durumunu Suriye için de bekliyorum. Zincirleme reaksiyon etkisiyle pek çok başlığa göbekten bağlanan Suriye konusunda Türkiye “yeniden rota oluşturabilir”.
Suriye’nin yerel-küresel verilerini ve halklar kodlarını asla göz ardı edemeyiz.
Ve bu rotanın en can alıcı noktası da “Suriye iletişim kanallarımızdaki buzların erimesi” olacaktır elbette. Zira Trump ve Putin’i, Aliyev ve Paşinyan’ı yan yana getirip uzlaştıran menfaatler diplomasisi Türkiye’nin de rotasını belirleyecektir.

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: