“Sosyal Medya Adaletsizliği: Türkiye’de Reklamcılık Neden Haksız Rekabetle Savaşmak Zorunda?”
Markalar sosyal medyada görünür olamazsa kayboluyor. Ama görünürlük yarışında haksız bir avantaja sahip rakipler var: Facebook, Instagram, TikTok, YouTube… Türkiye’de faaliyet gösteriyor gibi görünseler de aslında kendi kurallarıyla oynuyorlar. Yerel ajanslar vergisini ödeyip kurallara uymak zorundayken, global devler hem maliyet avantajı hem de veri gücüyle öne geçiyor.
“Sosyal Medya Adaletsizliği: Türkiye’de Reklamcılık Neden Haksız Rekabetle Savaşmak Zorunda?”
Markalar sosyal medyada görünür olamazsa kayboluyor. Ama görünürlük yarışında haksız bir avantaja sahip rakipler var: Facebook, Instagram, TikTok, YouTube… Türkiye’de faaliyet gösteriyor gibi görünseler de aslında kendi kurallarıyla oynuyorlar. Yerel ajanslar vergisini ödeyip kurallara uymak zorundayken, global devler hem maliyet avantajı hem de veri gücüyle öne geçiyor.
Vergi meselesi en göze çarpan fark. Global platformlar gelirlerini merkezlerinden topluyor, vergilerini kendi ülkelerinde ödüyor. Bizim ajanslar ise her kuruşun hesabını yapıyor. Algoritma gücü de cabası: Kullanıcı davranışlarını saniyeler içinde analiz edip reklamları hedefleyebilen bu devler, yerli platformların çoğu zaman erişemediği bir hız ve etki sağlıyor.
Denetim ve kur farkı da rekabeti bozuyor. RTÜK ve Reklam Kurulu, yerel reklamları titizlikle kontrol ederken, uluslararası platformlar çoğu zaman kendi kurallarını uyguluyor. Döviz üzerinden yapılan ödemeler ise global platformlara ek bir avantaj sağlıyor; yerel reklamverenler kur dalgalanmalarına karşı savunmasız kalıyor.
Marka görünürlüğünde de uçurum var. Global platformlar dünya çapında erişim sağlarken, yerli dijital platformlar sınırlı bir kitleye hitap ediyor; reklam bütçeleri aynı etkiyi yaratamıyor.
Bu dengesizliği kırmak için yapılabilecekler belli: Global platformlardan reklam gelirlerine vergi yükümlülüğü getirmek, yerel dijital platformları desteklemek, AR-GE yatırımlarını teşvik etmek ve düzenleyici otoritelerin global platformlara yaptırımlarını artırmak.Sosyal medya fırsatları herkesin hakkı, ama rekabetin adil olması da öyle. Türkiye’de reklamcılık, global ile yerel arasında adil bir oyun alanı oluşturamazsa, küçük ajanslar kaybolacak, sektör dengesizleşecek ve yaratıcı çözümler sınırlı kalacak. Adaletin sağlanması artık sadece bir tercih değil, zorunluluk.