Sorumlulukları Öğretebilmek

19 Nis 2018 - 17:34 YAYINLANMA

Hayat tatlı yorucu ve bazen de tüketen bir koşuşturmaca. Yetişkinlikle beraber bireyin sorumlulukları ve bireyden beklenilenler artıyor. Çocukluk çağında sorumluluklarını yerine getirmenin önemini kavratılamamış, yeteri kadar sorumluluk verilmemiş bireyler bu noktada çok zorlanabiliyor.

 

Çok küçük yaşlardan itibaren oda toplamak, düzenli olmak gibi sorumlulukları olmalı çocukların. Okul çağındaki çocuk da derslerini çalışarak o döneme özgü bir sorumluluğunu yerine getirmek zorunda.

Ders çalışması ve o döneme özgü sorumluluklarını zaten gelişim dönemlerinde de görüyoruz. Örneğin Eric Erikson’a göre ilkokul dönemi başarıya karşı başarısızlık ve aşağılık, yani bireyin çalışması ve çalışma konusunda başarılı olmasının beklendiği bir dönemdir. Başarıdan kastedilen de yüksek notlar değil bu becerinin sergilenebilmeye çalışılmasıdır. Ancak bu süreç için ebeveynler tarafından hediyeler ödüller rüşvetler sunularak baltalanabilmektedir.

İşin içine hediye, rüşvet, vaat girdiğinde çocuğa “bu doğal bir durum değil, aslında senden yapmaman gereken bir şey istiyorum ve karşılığında da bunu vaat ediyorum” mesajı veriliyor. Çocuğun çalışması sorumluluk alması ve elinden geleni yapmasının önüne geçiliyor. Çünkü her gün yapmanız gerekenler için size ödül verilmez, büyük önemli adımlar için vaatlerde bulunulur. Bu mesajları alan çocuklar ise sorumluluk almanın doğal bir durum olduğunu düşünmeden gözünde büyütür ve sürekli dışarıdan övgü, hediye rüşvet beklemeye başlar.Hatta övgü ve rüşveti beğenmezse de o işi yapmaz, kaybının sadece o hediyeden mahrum olmak olarak görür.

Vermemiz gereken mesaj “ herkesin bazı görevleri vardır ve okul çağına giden bir çocuk için de derslerini çalışmak bir görev ve sorumluluktur” olmalıdır. Söylemlerimiz kadar davranışlarımız da bu mesajı doğrulamalıdır.

Çünkü lise dönemi öğrencileriyle çalışan bir psikolojik danışman olarak belirtmeliyim ki danışanların ortak sorunu ders çalışmak istememeleri ve ders çalışmayı sevmemeleri. Onlara ders çalışmak sevilir mi veya sevilmek zorunda mı diye sorular soruyorum ve şaşırıyorlar. Anne ve babalarının, ebeveynlerinin yapmak zorunda oldukları sorumlulukları anlatmalarını istiyorum. Ebeveynlerinin bu işleri ne derecede sevdiklerini de düşünmelerini istediğimde biraz daha anlaşmaya başlıyoruz. Kendi hayatımdan da örnekler veriyorum ve daha da anlaşılmasını sağlamayı hedefliyorum.

Aslında çocuğun senlerdir oluşmuş kalıp yargılarını değiştirmeyi amaçlıyorum. “Ders çalışmak gibi bazı temel sorumlulukları sevmek zorunda değilsiniz”. Severek ders çalışırsanız tabi ki de daha güzel olabilir ama burada sevdiğiniz veya sevmeniz gereken bir durum sorumlulukları yerine getirmenin hazzı ve verdiği vicdani rahatlık olmalıdır diyorum. Uzun senelerden beri oluşmuş ders çalışmayı sevmezsen çalışmazsın mantığını yıkmak kolay olmuyor ama bu mantıkla hareket ettiğimizde sonuç almamız da kolaylaşıyor.

Bu nedenle gelmekte olan karne dönemi öncesi henüz rüşvet vermemiş olan velilere bir uyarı niteliğinde olması için yazıyorum bunları. İyi karneyi kutlayabilirsiniz tebrik edebilirsiniz ama ders çalıştı diye maddi boyutlarda kazançlar elde etmesini sağlamanız bunun sürekli hale gelmesi beklentisini doğurur. Ömrü boyunca parayı görmeden veya vaatleri dinlemeden çalışmayan birey yetiştirirsiniz.

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: