“Şeb-i Yelda” müjdesi

19 Ara 2020 - 21:54 YAYINLANMA

 

Bu gece en uzun gece… Eskilerin deyimiyle “Şeb-i Yelda.” 21 Aralık gecesi hakkında en güzel mısralar ise Bosnalı Sabit’e ait;

 “Şeb-i yeldâyı muvakkitle müneccim ne bilir?

 Mübtelâ-i gama sor kim geceler kaç sâat!”

Yani; bu uzun geceyi vakti ölçme görevlileri ve müneccimler değil, dert sahipleri, hastalar, gam müptelâları daha iyi bilir. Malûm, hastalıklar ve ağrılar geceleri daha da artar. Hasta yatağında inleyenlerin ve büyük bir dert taşıyanların geceleri bitip tükenmek bilmez. Onlar için sabah bir türlü olmaz. İşte bu psikolojiyi üstad Necip Fazıl şu unutulmaz mısralarında ne de güzel anlatır:

"Ne hasta bekler sabahı,

Ne taze ölüyü mezar

Ne de şeytan bir günahı

Seni beklediğim kadar"

Ancak âşıklar bu uzamadan hoşnutturlar. Onlar her gecenin “Şeb-i yelda” olmasını isterler. Yahya Kemal bu arzuyu şöyle özetler;

“Şeb-i yeldâ’da uzar fecre kadar kıssa-ı aşk

Tâ ki Mecnûn bitirir nutkunu Leylâ söyler”

Yani aşk hikâyesi, yılın en uzun gecesinde şafak sökene kadar sürer de sürer; öyle ki Mecnûn sözünü bitirse Leylâ başlar; Leylâ sussa Mecnûn konuşur.

 

Dünyanın “şeb-i yelda”sı

“Şeb-i yelda” hakkında günün anlam ve önemine uygun güzel ve romantik mısralar söyledikten sonra sözü içinde bulunduğumuz sıkıntılı günlere getirmek istiyorum. Malum tüm dünyanın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor ve “korona günleri”nde her geceyi adeta “şeb-i yelda” gibi yaşıyoruz.

 Nitekim kâbus gibi bir 2020 geçirdik. Bizim için en uzun yıl gibiydi. Ama yıkılmadık, yıkılmayacağız. Umudumuzu her daim diri tutacağız. Üretilip insanlığın üzerine salınan bu “korona kâbusu”ndan da, korona dayatmalarından da inşallah kurtulup güneşli, güzel günler göreceğiz.

Zira “Şeb-i yeldâlar dönüm noktalarıdır; inip inip en nihâyet dibe vurmanızdan sonra artık durumun daha da kötüye gitmesine imkân bulunmadığına, dolayısıyla bundan böyle ancak düzelebileceğine delâlet ederler.” (Yağmur Atsız)

 

“Karanlık gecelerin nurlu sabahı”

Yıllar önce birçok insanın hidayetine vesile olan Sami Arslan’ın yazdığı küçük kitabın ismi “Karanlık Gecelerin Nurlu Sabahı” idi. Unutmayalım ki; karanlığın en zifiri olduğu an güneşin de doğmaya başladığı andır.

Bu vesileyle 2021 yılının salgın hastalıklardan, dayatmalardan, baskılardan, savaşlardan, dertlerden uzak olmasını; gecelerinin ağrısız, sızısız, huzurlu geçmesini ve dünyaca özlediğimiz maskesiz, özgür günlere yeniden kavuşmamızı samimiyetle diliyor, yazımı bir şiir denemesiyle bitiriyorum.

 

şu uzun gecenin gecesi olsam…

soğuk ve gece…

yalnızlık ve gece…

hüzün ve gece…

gecelerin gecesi

gecelerin ecesi

“şeb-i yelda” bilmecesi

sevdalılar için bitmesi istenmeyen vuslat gecesi

gamsızların, tuzu kuruların en kısa gecesi

dert sahiplerine,

şifa tanımının en çetrefilli hecesi

Hastaların en uzun, en zorlu gecesi,

hep bu türküyü söyler

gurbette garip kalıp,

yalnızlık çekenlerin nicesi…

"Geceler yarim oldu anam anam garibem

Ağlamak kârım oldu …

Evvel böyle değildim …

Sebebim zalım oldu …"

ve sevdiğim türküyle bitmeli bu şiirin çilesi;

"şu uzun gecenin gecesi olsam

sılada bir evin bacası olsam

dediler ki, nazlı yarin pek hasta

başında okuyan hocası olsam"

                                               R.Y.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: