Plajda 30 Ağustos Kutlaması, Şehitlikte İçki İçmek Caiz midir?

Toplumsal tercihlerimiz yada diğer bir deyişle bize kural olarak dayatılanlar değiştikçe bizimde kabullerimiz değişiyor.

Elde Türk bayrakları plaj kulüplerinde İzmir Marşı söylemek o kadar cazip ki, bir de elimizde hafiften alkol dolu bardak varsa değme keyfimize. Belki de adalet arayışı için çadır kurulan Çanakkale Gelibolu şehitliğinde biraz alkol alıp hafif oynak havalar karşılığı kıvırtmak çok garip olmasa gerek.

İşi biraz daha çeşitlendirelim, yolun ortasında otobüsü durdurup vakit namazı kılmak artık kabul etmemiz gereken bir uygulama olsun. Mevzuyu daha da katmerlendirip göbek üstü diz altı mayo ile denizde şakalaştıktan sonra cemaat halinde namaz kılmak çok ama çok gerekli bir uygulama. Belki de yıllar önce bir akrabamın kız isteme töreninde şahit olup absürt biçimde tepki gösterdiğim olayı anlatmanın zamanı da geldi. Hacı Ağabey İslami tatil köyünde mayolu bir hanımefendinin güneşinin kesilmesine sebep olduğun da, hanımın gölge etmemesini söylemesine karşılık gösterdiği tavır tam bir İslami tatil köyü anlayışı olarak hatıralarımda yer almış. Hatta ona cahilce Kuran’da yada Sünnette nasıl bir İslami tatil köyü tarifi olduğunu sorma cesaretini bile gösterdim.

Belki de adalet yürüyüşünden sonra sıkışıp daralan tüm solcuların ve seküler tercihte olanların çatı partisi hüviyetine geçen CHP’nin varlığı, yada Ülkücüleri bile Ak Ülkücü yapan sağın çatı partisi Ak Partinin mensubiyet gerekçeleri bize yol gösterebilir. Adalet arayışı amacıyla tertiplenen faaliyetlere katılma gerekçelerini kutsal adalet kavramı ile tarif edip de biz aslında şöyleyiz diyenler ile kişisel yada gurup geleceğini Ak Partinin başarısında görenlerin efendim biz aslında Ülkücüyüz, Ümmetçiyiz, Türk/İslamcıyız, Kürdüz ama Tayyip Erdoğan’ı ölesiye seviyoruz riyakarlığına ne demek lazım? Eline silah verilenleri kışkırtıp devlete kast edenlerden hiç bahsetmeyeceğim.

Adamlar kısa yoldan kalkınmanın yolunu siyasette görmüşler, bunda da çok haklılar. Bin yıldır zenginleşmenin yolu kamu kaynaklarını tekelinde tutan devlet değil mi? O zaman kardeş CHP’de, kuzen MHP’de oğlan Ak Parti Gençlik Kollarında kendisi Ak Parti yönetiminde. E nasıl olsa rüzgar hangi yöne dönerse dönsün her tarafta tahkimat var.

Bana siyaset yaptığım yıllarda garip gelense, adamın tüm ailesi bölücü örgüt destekçisi partiye mensup, bir tek kendisi hidayete ermiş olarak iktidar partisi liderine öl dese ölecek kadar bağlı olduğunu haykırma cesareti gösterebilecek derecede kahraman.

Gençliğimde bir müzikli toplantıya katılmıştım, orada eğlenen gençler remiks yapılmış neslin baban, ceddin deden mehter müziği karşısında kıç sallayıp dans etmişti de ben bunu kınamıştım, ne kadar ayıp ettiğimi şimdi anlıyorum. E tabi adam şehitten yetimden bahseden İzmir Marşını, kimler için yazılıp bestelendiğini akla getirmeden plajda yapılan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında elde kadeh söyleyebilir, yada kendince adalet arayışı içinde şehitlikte kıvırmak makul olabilir.

  Bize soracak olursanız bu saydıklarımız çerçevesinde hepsi caizdir.