Ne Olacak Bu Devletin Hali ?

28 Oca 2017 - 13:03 YAYINLANMA

 

Aslında yazı başlığının çağrıştırdığı gibi müennes hale düşürülüp de herkesin namusuna tasalluta yeltendiği devlet aygıtından değil, bizim Dr. Devlet Bahçeli’den bahis açacağım.

 

Bizim gibi geldiği cenah belli olan belli bir yaşın üstündeki her vatandaş eğer hafızası nisyana malül olmadı ise yakın geçmişi iyi hatırlaması gerekir.

 

Merhum Alparslan Türkeş tarifi muallakta kalan Türkçülük meselesini teori seviyeden alıp ustaca uygulanabilir hale getirmeyi başarmıştır.

 

Ziya Gökalp ile başlayan ve Nihal Atsız ile tarifini arayan bu akım, yüzlerce yıldır bu coğrafyadaki hareketliliğin sahiplerine teslim edildi.

 

Biz biliyoruz ki son altmış yıldır uygulama ve yaşama şansı olan Türk Milliyetçiliği belli tekamül seviyesine gelip de devleti idarede vazifeye talip olunca ilk evvela Kenan Evren’in darbesi ile önü alınıp şekli değiştirilerek gayr-ı meşruya mahkum edilmek istense de, içinde yetişen bir takım münevverler sayesinde kendine biçilen alan dışında da yaşama arzusunu belli etti.

 

Bir siyasal kimlik tercihine gelen ve kendisini Türkçülüğün bir adım önüne çekerek Ülkücü Hareket ile Türk İslam sentezi olarak tarif edilen törpülenmiş milliyetçilik, Anadolu insanı tarafından daha çok tercih edilir olunca kıyamet orada koptu.

 

Değerler hiyerarşisi içerisinde inandığına sadık olan kitle bu uğurda ölümü meşru görüp devlet adına kendisini telef etmeyi şan  ve şeref saydı.

 

İş bu boyuta gelince operasyonun şiddeti de arttı.

 

Aşırı milliyetçilik nam ile tasfiyesine karar verilen bu siyasi hareket sağ ve muhafazakar seçmen artışına rağmen ademe mahkum edilmeye başlandı.

 

Ta ki son deme gelinceye kadar.

 

Dindar kisvesinde ki bir takım oluşumların ulusalcı kisvesinde ki bir takım oluşumlar ile birbirini tasfiye yarışı devleti bitirme noktasına gelince devreye Devlet girdi.

 

Ağza alınmayacak ve hiçbir surette şahidi bulunmayan ithamlar ile saha müdahalesi engellenmek istenen Devlet Bey her şeyi göze almış görünüyor.

 

Üstelik bir de MİT ajanlığı gibi itham üzerinde bırakılmak isteniyor.

 

Sonuç itibarı ile bizde bir başkasını ispiyon hoş karşılanmadığı için olsa gerek MİT ajanlığı nam itibarsızlaştırma eylemi olsa da , aslında devletin meşru ve gerekli bir kurumunun memuru olmak hiçbir surette ayıp olmadığı gibi gereklidir de.

 

Dr. Devlet Bahçeli’ye Milliyetçi Hareketi bitirdi suçlamasına bakın , büyük çoğunluğu zaten o çok suçladıkları Ak Partiden ya nemalanmış yada içinde görev almış olmakla beraber tasfiye noktasına çekilenler olduğu dikkatten kaçmamalı.

 

Garip olanda şu anda MHP nin tepe yöneticilerinden birçoğunun da nesep olarak Türk olmamaları.

 

Evet bende Devlet Bey’in Ülkücü Hareketi edilgen noktaya çektiği kanısındayım.

 

Ama olay öyle bir noktaya girdi ki devlet refleksi Devlet’i harekete geçirmiş olmalı.

 

Kendisine sorulduğunda bu iş devlet meselesidir den başka bir açıklama yapmasa da , biz her şeyi hayra yoralım maksadı dışında , olayları okurken olayın ne adına planlandığını görebiliyoruz.

 

Tarihe bir not düşecek olursak şu an itibarı ile boşalan devlet kadrolarına Milliyetçi Hareket mensuplarının tercih edildiğini görememek geçici körlük olur.

 

En azından bütün sebeplerin yanında bir sebep olarak bizim baktığımız yer olan İzmir merkezli , Ak Parti mensubiyeti olanlar üzerinden uygulamaya sokulan devasa bir hareket aslında bazı tepkilerin verilerek devlet aygıtının korunmaya alınmasını zorunlu kılmaktadır.

 

Her türlü ağır şerait bu şartlar altında bertaraf edilmezse mevcut yöneticiler içine çekildiği sarmalı fark edemeyecek noktaya sürükleniyor.

 

Ağır tecavüzler karşılığı başlatılan ağır tasfiyeler bazen uygulayıcıları tarafından etrafından dolaşılarak asıl hedefi içine alacak hamlelere evrildiğinden , devleti idare edenlerin hem kendilerini korumak hem de devleti korumak adına yaptıklarını cesaretlendirecek eylemlere Devlet’in destek vermesi gayet doğal.

 

Lakin sonrasını nasıl idare edecek asıl merak konusu bu. 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: