Mescidi Aksa Müslümanlara Emanettir
6 Haziran 1967 tarihinde işbirlikçi Arap ve Arap olmayan bölge rejimlerinin ihaneti ve Haçlı devletlerinin destek ve yardımı neticesinde,İsrail tarafından Kudüs’ün tamamı işgal edilerek, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa mahzun ve tutsak hale getirilmiştir. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa UNESCO Dünya Mirası Komitesi 41. Genel Kurulunda”Dünya Mirası” olarak kabul edilmiştir. Bu gün Dünya Kültür Mirası olan ve Semavi dinler için büyük öneme sahip olan Peygamberler şehri Kudüs işgal altındadır. İsrail hükümeti 14 Temmuz 2017 günü meydana gelen şiddet olaylarında üç Filistin’linin hayatını kaybetmesi, onlarca Filistinlinin yaralanmasını ve 2 tane İsrailli polisin ölümünü bahane ederek Mescidi Aksa’yı Cuma namazına kapattı.Bu işgal tüm Müslümanların yüreğinde derin bir üzüntü yaratmıştır Bu gün Mescid-i Aksa mahsun üzgün kimsesiz yetim bir çocuk gibi yalnızdır. 50 yıldır, Müslüman Devletlerinin Kudüs’ü, Filistin deki adaletsizlik ve işgalin giderilmesi için ayağa kalkmaları beklenmektedir. Bu durum karşısında artık Müslüman dünyası sessiz kalmamalıdır. Mescidi Aksa Müslümanların Namusudur! Minaresinde ezanlar okunmuyorsalalar duyulmuyor. Mescidin de Müslümanlar namaz kılamıyor.Yüreklerimiz yaralı bu zulme dur diyecek Hz. Muhammed (s.a.v) ümmeti bekleniyor. Mescidi Aksa’nın yalnızlığını kimsesizliğini sesini tüm dünyaya duyuracak İslam neferleri bekleniyor. İslam dünyası uyanmalı!Ayağa kalkmalı!Dik duruş göstererek sahip çıkmalı! Kudüs’e Filistin deki zulme dur demek içinbirlik ve beraberlik sergilenmeli tek yürek olunmalıdır. Mescidi Aksa’nınhasreti bitmeli! Müslümanlarla dolmalı! Silah sesleri değil, Tekbir sesleri, salavatlar göklereyükselmelidir.Kargaşa ve şiddet yerini, barış, sevgi ve saygıya bırakmalıdır. Her semavi din mensubu ibadetini özgürce yapabilmeli. Müslüman yurdu, Müslümansız ve ezansız bırakılmamalıdır!
Şairin dizelerindeki gibi, ” Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde /Götür Müslüman'a selam diyordu./Dayanamıyorum bu ayrılığa / Kucaklasın beni İslâm diyordu.”
Selam olsun Mescidi Aksa’yı namusu bilenlere! Selam olsun Mescidi Aksa’yıkucaklayanlara!
***
Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi ve en kutsal sayılan Harem Mescitlerinin üçüncüsüdür.Yüce kitabımız Kur’an’ı-ı Kerimde “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.” (Isra suresi 1. ayet) ayetinde “Mescid-i Aksa” dan adıyla bahsedilmekte ve bu Mescidin etrafının mübarek kılındığını bildirmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur: "Yolculuk ancak şu üç mescitten birine olur: “Benimşu mescidime (Mescidi Nebevi), Mescidi Haram'a ve Mescidi Aksa'ya." Yeryüzünün en faziletli mekânları camiler, camilerin de en faziletlileri Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa'dır. Bu üç camide kılınan namazların diğer camilerde kılınan namazlardan çok daha fazla sevap ve faziletli olduğu hadisi şeriflerde şöyle ifade edilmektedir.“Bir adamın kendi evinde kıldığı namaza bir namaz sevabı verilir. Oturduğu beldenin sakinlerinin devam ettikleri camide kıldığı namaz yirmi beş kat sevap verilir. Cuma namazının kılındığı camide kıldığı namaza beş yüz kat sevap verilir. Mescid-i Aksa’da kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Benim Mescidimde kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Mescid-i Haram’da kıldığı namaza ise yüz bin kat sevap verilir.”İbnMace, İkametu’s-Selah, 5/ 198. Ahmet b.Hanbel,2/ 16, 68.
Peygamber efendimiz(s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye hicretten sonra onaltı, onyedi aya kadar ilk kıblemiz Mescidi Aksa olmuştur. Mescid-i Aksa’nın ilk ismi, Arapça “Beytü’l Makdis“, yani “Kutsal ev” denmektir. Arapça aksa "uzak" anlamındadır ve mabedin Mekke'ye uzaklığından dolayı bu ad verilmiştir. Hadisi şerifte, Mescid-i Haram'dan sonra içinde insanların Allah'a ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mabet olduğu belirtilmektedir. (Buhari, Müslim, "Mesacid",). Günümüzde Kabe'ye çevresiyle birlikte Mescid-i Haram denildiği gibi Mescid-i Aksa'ya da çevresiyle birlikte Harem-i şerif denilmektedir. Filistin toprakları içerisinde ve Kudüs şehrinindoğusunda Eski Şehir bölgesinde bulunmaktadır. Hz. Süleyman (a.s) zamanında tamamlanmış kutsal bir mekandır.
Hz. Muhammed (s.a.v)‘in İsra ve Mirac olayının gerçekleştiği yerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Mi’rac gecesinde Mescid-i Aksâ’ya uğradığı ve burada içlerinde İbrahim (a.s), Musa (a.s) ve İsa (a.s)’ın da bulunduğu peygamberler topluluğuna namaz kıldırdığı ve sonra semaya yükseltildiği anlaşılmaktadır. (Müslim, “Îmân”, 259; İbnHişâm, II, 37-38).
Mescid-i Aksa, yeryüzündeki bütün Müslümanlara Allah’ın emanetidir. Onu ihmal etmemeli, tüm Müslümanlar birleşip Mescidi Aksa’yı korumalıdır. Mescid-i Aksa, yeryüzündeki herhangi bir mescit gibi değildir. Onun farklı konumu ve özelliği vardır. Miraç olayının gerçekleşmesi ve Yüce kitabımız Kur’an’ı Kerimde Maide suresi 20-21 ayetler, Enbiya suresi 69-71. ayetler, A’raf suresi137. Ayet,Meryem suresi 11. ayet, Al-i İmran suresi. 37- 39. ayetler, Mü’minun suresi 50. ayet, Isra suresi 7.ayet, Bakara suresi 114.ayet, Sebe suresi 12-14.ayetlerde Mescidi Aksa’nın Kudüs’ün, Filistin topraklarının önemi bizlere anlatılmaktadır. Bunedenle Mescid-i Aksa bütün Müslümanların kutsal mescididir. Bugün her Müslüman’a düşen görev Mescid-i Aksa’nın değerini bilmek ve sahip çıkmak olmalıdır. Mescidi Aksa davası bütün Müslümanların ortak davasıdır. Mescidi Aksa’ya herhangi bir zarar gelmesi halinde bundan sadece Filistinli Müslümanlar değil bütün dünya Müslümanları sorumlu olacaklardır. Mescidi Aksa bütün Müslümanların ortak değeri ve namusudur. Öyleyse İslam dünyası olarak birlik ve beraberlik içerisinde el ele verip kutsal emanetlerimize sahip çıkalım.