Karar verme Zorluğu
Sabah yeni bir güne gözümüzü açtığımız andan itibaren farkında olmadan, ne giyeceğimiz, kahvaltıda ne yiyeceğimiz, hangi yoldan gideceğimiz gibi kararları hızlı bir şekilde zorlanmadan verebiliyoruz. Bazı durumlarda karar vermek gündelik yaşantımızı etkileyen, dengemizi bozabilen bir durum haline gelebiliyor.
Karar vermede zorluk yaşanmasının en önemli sebeplerinden birisi bireylere karar verme becerilerini geliştirme imkânıverilmemiş olmasıdır. Elma mı yersin portakal mı? Mavi gömleği mi giyersin yoksa yeşili mi? Basit gibi görünen bu sorular aslında bebeklik çağından itibaren bireylere karar verme becerisi sunar. Bununla beraber birey verdiği kararların sorumluluğunu da alabilir hale gelir. Elmayı seçen çocuk armut yiyemeyeceğini anlamış olur. Bu konuda kararları tek başına alması engellenmiş, adına karar verilmiş bireyler ilerleyen yaşlarında da bu konuda sorun yaşamaya devam edebilirler. Bir başkasının onun için karar vermesini beklemek bir süre sonra bağımlı bir yapı geliştirilmesine de neden olur.
Aynı zamanda bebeklik döneminden itibaren istemesine fırsat verilmeden, her şey önüne dökülen çocuklar da yetişkin olduklarında karar vermede zorluk yaşarlar. Çünkü onların alıştığı hayat felsefesi bambaşkadır. Sabretme, bekleme, isteme gibi durumları yaşamadan önüne sunulan tüm varlıklar bireyin kolaycı, hazırcı ve doyumsuz olmasına neden olur. Bu şekilde yaklaşılmış bir birey için seçenekler arasında karar vermek, diğer seçenekten vazgeçmesi ve kaybetmesi anlamına gelebilir ve bu sancılı bir duruma yol açar. Karar verememe durumunun altında vazgeçememek yatar aslında. Bu nedenle bireyin süreci uzatması vazgeçmesine engel olur.
Mükemmeliyetçi bireylerin de karar verme mekanizmalarında sorunlar görülebilir. Bu bireyler için en mükemmel olan bir karar, bir doğru vardır ve bu seçilmelidir. En doğru ve en güzel olanı seçebilmek zordur. Mükemmeliyetçi insanların pek çoğu dış odaklıdır. Aslında çevrenin baskısı ve kişiye atfedilen özellikler nedeniyle kişi kararları üzerinden değerlendirildiğini hisseder. Seçimleri nedeniyle eleştirileceğini düşünen insanların karar verebilmeleri de zordur. Dış odaklı bireyler başkalarının düşüncelerini hayatlarının merkezine alırlar. Bu nedenle pek çok ortamda istek ve hayallerinden ziyade kendileri için en doğru, en mükemmel gözüken seçenekte karar verirler. Herkes için ve her ortamda mükemmeli bulmak söz konusu olmadığı için de karar verme süreci son derece yıpratıcı olur.
Karar verme konusunda güçlük yaşayan bireylerin kendilerini tanımaları ve karar verme mekanizmaları altında yatan düşünceyi keşif için uğraşmaları son derece faydalı olacaktır.