İzmir Referandum Mitingi Ve Genel Durum
Son Cumhurbaşkanı ve başbakanın katıldığı İzmir mitingi bölgemiz hatta tüm ülkemiz için ilginç sonuçlar barındıran bir eylem oldu.
İzmir ve hinterlandında olan yerlerden iyi bir organizasyon neticesinde alana getirilen izleyici profili bizim daha önce gördüklerimizden biraz farklı idi.
Evvelki toplantılarda toplumun tüm kesimleri alanda olur ve birbirlerini canlı tutarlardı.
Bu sefer sadece işçi, köylü, memur ve birazda sıradan şehirli halkın içinde olduğu muazzam bir kalabalık vardı.
Lakin il yöneticileri dahil tüm elitler alan yerine Gündoğdu meydanına bakan apartmanların balkon ve teraslarını tercih ettiler.
Bu konuda hiç çekinmeden fotoları da sosyal medyada paylaştılar.
Delil isteyen oralara müracaat edebilir.
Alandakilere gelince çok ciddi heyecan eksikliği vardı.
En önde olanlar hariç belli bir heyecan kıpırdaması Cumhurbaşkanının kürsüye çıkması ile olsa da topluluğun büyük kısmı heyecanını kısa sürede yitirmiş göründü.
Bu izlenimlerden sonra konuyu analiz edecek ve ders çıkaracak olursak farklı bir gözlük takmalıyız.
Ben yazılarımda tarafgirlik yerine gördüğümü analiz etmeyi tercih ederim.
Çünkü “kalemin namusu olduğu gibi hesabı da vardır” düsturu benim ilkem olsun diye çok uğraştım.
Bu nedenden dolayı okuyanlar alınganlık yerine ibret alırsa memnun olurum.
Geniş halk kesimleri hiç beklemedikleri bir anda kucaklarında buldukları referandumda tercih noktasında sıkıntı yaşarken taraflar tam da bu alanda ikna turlarında seslendirdikleri ile işi iyice açmaza sokmuş görünüyor.
Şimdilerde Ak Parti içerisindeki bir takım guruplar artık kestiremedikleri oylama sonucundan olsa gerek kendilerini Ülkücü yada Milli Görüşçü kökenleri ile izah etmeye çalışıyorlar, işin ne olur ne olmaz kısmındalar.
Aynı sonucu daha önceleri de yazmıştım.
Tıpkı Cumhurbaşkanının değerlendirmesinde katagorik olarak ayırdığı Fetö nam yapılanmada olduğu gibi, bir cemaatçiler bir de hizmet ehli var diye.
Neticede 17/25 Aralık akabinde ve dehşetli 15 Temmuz sonucunda içli dışlı oldukları yapıyı terk eden ve inandığını söyledikleri değerlere üst perdeden küfreden şahısların hali gibi.
Aynı pragmatistler şimdi de göremedikleri riskler yüzünden Ak Partide uç verdiler.
Katagorik olarak tarif edeceğim bu yapılanma son yılların bir gerçeği.
Dibine kadar her yere sızan paragmatistler 17 Nisan da nasıl bir sabaha uyanacaklarını bilmediklerinden ölümüne arkasında olduklarını söyledikleri liderin karşılaşabileceğini tahmin ettikleri durumlara kendilerince tedbir alıp durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
Üstelik bunlar parti yönetiminde ve kamu kaynaklarının kullanımında söz sahibi olanlar.
Yani sizin anlayacağının güneşin ve ayın altında ne varsa biz ondan istifade edelimciler yarın nasıl bir tavır alacak şimdiden çok net görünüyor.
Alanlara gelen kitle işte bu nedenlerden dolayı heyecansız.
Bana kalırsa bu tutum onları çok etkiliyor.
Sadece işin biraz farkında olan dini yapıları bundan vareste tutabiliriz.
Çıkan sonuç Recep Tayyip Erdoğan kendi gayreti ile bu tercihi evet noktasında çıkarırsa sorun yok, aksi halde biz demiştik noktasında olan bir hayli insan etrafta arz-ı endam edecek.