İstismarı Önlemek

26 Nis 2019 - 10:58 YAYINLANMA

Her geçen gün daha fazla kanatıyor haberler ve duyduklarımız yüreğimizi. Bir çocuğu yaşayan bir ölüye çevirdiklerini görmek, hayatı boyunca bu travmanın etkileriyle kavrulacağını düşünmek öyle zor ki. Çocuk bedeninde açılan bu onarılamaz yara onun tüm hayatını etkileyecek. Belki gülemeyecek belki de hiçbir zaman sağlıklı ilişkiler kuramayacak.

İstismarın her türlüsü ve özellikle cinsel taciz devlet politikası şeklinde ele alınmalı. Bu toplumsal bir sorundur. Çünkü, anne babaların çocukları için en korktukları şeyler biliyoruz ki, şu an her nefes alış verişimizde bir yerlerde bir çocuğun başına geliyor.

 Küçücük çocukların diline, sapık, tecavüzcü, tacizci gibi hiç olmaması gereken sözler yerleşiyorsa, her iyi niyetle yaklaşımdan bile korkuyorsa çocuklar, yarının yetişkinlerinin bu sorunlu duygusal tutumlarının hesabını kim verebilecek. Etrafına güvenmeyen, şüpheci, sevmeyen, sevemeyen, travmalarını atlatamamış bireyler yetişiyor. Taciz mağduru olmasa bile toplumsal yaşantı içinde dolaylı maruz kalışlar bile çocuklarımızın ruh sağlığını etkiliyor.

 Ebeveynlerin artık en yakınlarından en uzaklarına kadar kimseye güvenleri kalmadıysa, çocuklarının cinsel istismara uğrayabilme korkusuyla yaşıyorlarsa, çocuklarını da bu güvensizlikle yetiştiriyorlarsa bu artık bir toplumsal sorundur.

 Her yerde çocukların kendilerini korumaları için bilgiler paylaşılıyorsa bu; tacizciler toplumda siz kendinizi ve çocuğunuzu koruyun demektir. Örneğin çocuklara çığlık atmayı öğretmek gibi bir korunma yöntemi var. Ben niye küçücük çocuğa çığlık atmayı öğretmek zorundayım ve yetkililer böylesine aciz bir yöntemi tavsiye ediyorlar?  Birisi de çıkıp benim ülkemde bu çocuklara kimse böyle davranamaz, çocuklar özgürce oynayacak, gelişecek ve öğrenecek, devlet olarak görevim insanlığa bu şekilde zarar verenleri ortadan kaldırmak demiyor da biz çocuklarımıza çığlık atmayı öğretiyoruz kabuk etmem mümkün değil.

Tacizcilerin çocukluk döneminde ciddi benzer travmalarının olduğu araştırmalarla da ortaya konuluyor. Çocuğu doğurmanın işin en basit kısım olduğunu, bir insan yetiştirmenin ne denli zorlu bir süreç olduğunu da biliyoruz. Araba kullanırken, gemici olurken, kalorifer yakarken bile belge veren bir sistem nasıl oluyor da çocuk sahibi olmadan önce değerlendirilemiyor. Birilerinin bir çocuğa yaşattığı her türlü istismar olayı seneler sonra başka bir çocuğun hayatına mal oluyorsa kimse üreme ve cinsel hayat özgürlüğünden de bahsetmesin lütfen.

Devlet, ülke topraklarında bulunan tüm çocukların ruh ve beden sağlığından sorumludur. Bu çocukların sağlıklı yetişebilmeleri için maddi, eğitimsel, sosyal her türlü imkânı sağlamak ve sosyal devlet olmak zorundadır. Ülkedeki çocukların ve ailelerin bu denli ciddi travmaları varken, net,  kararlı, bilime ve hukuka uygun, insan psikolojisi, çocuk hakları gözetilerek adımlar atılması için bir an önce adımlar atılmalıdır.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: