Günahlardan Arınmanın Adı: Berat Gecesi
Mübarek üç ayların ikincisi, Kandillerin Üçüncüsü, Ramazanın müjdecisi, Şaban ayının yarısı gecesi Berat kandilidir. Berat, her türlü sıkıntıdan, beladan, borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan, kurtulma… günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete nâil olmadır.
Berat kelimesi “el-berae” kelimesinin Türkçedeki kullanılış şeklidir. Beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak, kişinin bir yükümlülükten kurtulması demektir. Müslümanların bu gece Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yüklerinden kurtuluşa ermeleri umulduğu için de Berat Gecesi denilmiştir.
“Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur'an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...'(Duhan Suresi 1-4)
Ayette geçen, 'mübarek gece'den maksat; Berat gecesidir. Berat Gecesi, Kur’an-ı Kerimin tamamı Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna inzal denir. Kadir gecesinde ise peygamberimize ilk kez parça parça indirilmeğe başlanmıştır. Buna da tenzil denir. (Bak. Elmalılı, V,4293-4295)
Her sene, Şaban ayının on beşinci günü Berat gecesidir. Bir kulun o senede yaşayacağı her şeyin, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, bir yıl içinde meydana gelecek olan tüm olaylar Levh-i mahfuzda yazıldığı gecedir. Böylesine önemli bir geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir. Bu gece bağışlanma ve af, aklanma gecesi olup, yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
İbni Abbas (r.a) dan rivayet edildiğine göre, “hikmetli işlerin ayırt edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir: Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. Rızıkla alakalı defterler Mikail (as) a verilir. Savaşlarla ilgili defterler Cebrail (a.s) a verilir, Ameller nüshası dünya semasında görevli melek olan İsrafil (as) a verilir. Ölüm ve musibetlerle ilgili defterlerde Azrail (as)'a teslim edilir. Fahrettin Razi’nın açıklamasına göre bu defterlerin düzenlenmesi Berat Gecesinde başlar, Kadir Gecesinde tamamlanarak her defter sahibine teslim edilir.” (Hülasetü’l-Beyan. 13.5251)
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Berat gecesini ibadetle geçirmiş ve kıldığı namazın secdesinde; “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Ya Rabbi! Senden yine sana sığınıyorum. Sen yücesin, Seni layık olduğun şekilde medh-ü sena edemiyorum. Sana layık bir şükürle şükredemiyorum. Sen ancak kendini övdüğün gibisin.” sözleriyle dua etmiştir.
Yine Peygamber efendimiz (s.a.v) söyle buyurmuştur; “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!..Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim" (İbnMâce, Sünen, "İkâmetü's-salât", 191.)
“Bazı mana büyükleri de bu gecede; "Allah’ım, şayet ismimi Saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."( 12 Ra’d Suresi, 39; Mecmuatü’l-Ahzab, 1:597.) sözleriyle dua etmişlerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu gece ile ilgili şöyle buyurmuştur: “Cebrail (a.s) bana gelip şöyle dedi: Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gece cehennemden Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem ‘den azat eder. Ancak bu gecede Allah şu kimselere rahmet nazarıyla bakmaz. Kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asi olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz." (Beyhaki,et-Tergîbve't-Terhib, II 471, V.162 ). (Tirmizi, Savm,39; İbnMace. İkame,191).
Böyle mübarek bir gecede her türlü belalardan, musibetlerden, felaket ve afetlerden koruması, dünyevi ve uhrevi bela ve musibetlerden kurtuluşumuza vesile olması için Allaha yalvarıp yakarmalı. Yine bir hadis de belirtildiği gibi “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.”( Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.) İman etmiş bir mümin olarak, toplumsal huzurun sağlanması için birbirimizi sevmeli, dedikodu, iftira, kin, nefret ve düşmanlık besleme gibi kötü huyları terk etmeliyiz. Bu mübarek gecede kendimizi tekrar gözden geçirip, Hz. Adem (a.s)’ın duasını da duamıza katarak “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz." (Araf Suresi 23) Ayetiyle ellerimizi semaya açarak, bol bol tövbe edip, Allahtan bağışlanma dilemeliyiz.
Bu mübarek berat gecesinde, “Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması, O'nun varlığının belgelerindendir. Doğrusu bunlarda, bilenler için dersler vardır. (RûmSuresi 22) ayeti kerimesini iyi idrak etmeli, renklerimiz farklı, dillerimiz farklı, ideolojimiz farklı olsada biz aynı coğrafyada yaşayan aynı toprakların insanlarıyız. Benlik kavgısıyla gönül kırmamalı, kimseyi ötekileştirmemeli“ hüküm verenlerin en hayırlısının Allahtır” ( Araf Suresi 87, Yunus Suresi 109)ayetini unutmamalıyız.
Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı mübarek Berat gecesinde; Allah hepimizi, Berat gecesiyle af kapısından girenlerden, gönül aynasını kirden silenlerden, beratını alanlardan; bereket, rahmet, mağfireti ayı olan Ramazana kavuşanlardan, bin geceden daha hayırlı olan Kadir gecesinin feyz ve bereketinden nasipalanlardan eylesin.