Gülten Kışanak’a Büyük BM İlgisi

01 Kas 2016 - 21:24 YAYINLANMA

Klasik tabirler vardır bunlardan bir tanesi , ülkemiz zor günlerden geçiyor karartmasıdır.

 

Oysa bizim konjonktürümüzde olan tüm ülkelerin her günü zor gündür.

 

Bütün yakın ve uzak çevre olaylarının yanı sıra son birkaç gündür enteresan bir mevzumuz var, Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak.

 

Bu hanımın tutuklanmasına başbakan dahil kimse şu sıralar anlamlı bir yorum getiremedi.

 

Herkes topu taca, pardon yargıya atıyor.

 

ABD ve AB’nin bu konuda fikir beyanı bizim için çok tanıdık fakat BM’nin müdahil olması pek de alışık olmadığımız bir olay.

 

Bir belediye başkanının tutuklanması belki meşru gerekçeler olmaz ise sıkıntılı olabilir lakin , ortada tutuklanma gerekçesi bile muallaktayken konuya BM’nin atlaması hem de acil olarak beyanat vermesi çok enteresan.

 

Belki de bu konudaki diğer önemli faktör önümüzdeki günlerde yapılacak olan Kıbrıs görüşmeleri olabilir.

 

ABD , AB ve BM’nin nerede ise Rum kesimine taraf olarak katılacağı bu aslında toprak , mülkiyet ve olası birleşmedeki yönetim yaklaşımının pazarlığı olacak olan toplantı için ön müdahale olma ihtimali gözden kaçmamalı.

 

Dehşetli iç sorunlara maruz bırakılan memleketimiz siyaseten her ne kadar güçlü olduğu imajını veriyor ise de son darbe kalkışması ve muhalefet partilerinin aniden gündeme taşıdıkları başkanlık tartışmaları bir çok şeyi gölgede bırakabilir.

 

Devasa dış problemler her halinden yorgun olduğu anlaşılan bir bakanla ne kadar götürülebilir, ayrıca bir soru ve tespit olarak bir kenara not edilmeli.

 

Hükümeti yıpratmaya yönelik sürekli ve ardışık hareketler belki de BM için müdahil olunabilecek bir alanı açtı.

 

2011 yılında rahmetli Muammer Kaddafi, 1973 sayılı BM kararı ile son derece meşru yönetim anlayışına yapılan bu müdahilliklere gerekli tepkiyi veremediği için olayların vahim bir hal ile sonuçlanmasını engelleyememişti.

 

Hatta Barack Hüseyin Obama’ya yazdığı mektup hala ibretliktir.

 

18 Mart tarihinde Libya müdahalesi gündeme geldiğinde yazılan mektup aşağıdadır.

 

”Oğlumuz Barack Hüseyin Obama’ya.Sana daha önce söyledim.Allah korusun Libya ile ABD savaşa girse bile sen bizim oğlumuz olarak kalacaksın.Bizim gözümüzdeki resmin değişmeyecek.Senden aynı imajı korumanı istiyorum. Eli silahlı El Kaide militanları senin ülkendeki şehirleri kontrol etseydi sen ne yapardın?Söyle , bende aynı yolu izleyeyim.”

Muammer Kaddafi

 

Bu mektup bize gösteriyor ki her hangi iç siyaset anlayışımız dünyanın bu muktedirlerinden etkilenmez sanılmasın.

 

Belki de diğer olağan üstü 7 Şubat , 17/28 Aralık ve 15 Temmuz hareketliliği gibi kontrol dışı gelişen hadiseler bu güne kadar iyi yönetilmiş olmakla beraber başta saydığım Kıbrıs nedeni ve son Ortadoğu gelişmeleri bu yapılan tutuklamayı gölgede bıraksa da birileri daha karanlık alana iterek kendi gündemlerinde taze, bizimkinde görünmez olmasını sağlamaya çalışıyorlar.

 

Daha doğrusu geçmiş dönemlerde yazdığım bir çok tespitin gelişen dönemlerde tespitlerime yakın şekilde yaşanması bu son olayda da dikkatli olmak adına tarihe bir not düşümüdür.

Gülten Kışanak nedir ki diyip geçmeyin, tamda pandoranın kapağı olabilir. 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: