Fethullah Gülen Neden Darbe Yaptı 2
Geçen zaman ve soğuyan olaylar daha sağlam düşünmemizi ve medya ve sair kanallardan yapılan dezenformasyonun etkisinden kurtulmamızı sağladı.
Üstelik seyreden olayların gerçekleşme şekli, düşündüklerimizde daha emin olabilmemizin yolunu açtı.
Fakat mal bulmuş mağribi gibi FETÖ her iddia sahibinin arzusunu gerçekleştirmede sağlam argüman oldu.
Artık seni sevmedim sen FETÖ sün lafı genel geçer kabul görüyor.
Biz konunun aslına dönecek olursak, 2007 yılında Cumhuriyet mitinglerinden ürken Gülen hiç hazzetmediği halde Ak Partiye yanaştı ve onları bir şekilde ikna edip işbirliğine girdi.
Kendisini ve hareketini yok etmeye azmeden Atatürkçü ve ulusalcılar ile onların başlattıkları toplumsal harekete karşı özelde İslami değerler içeren hareketini, genelde ise sıkışmış hükümeti ve diğer İslamcı yapıları çok edilgen değerlendirdiği için tüm İslami hareketleri koruma adına hükümete destek vererek, izleyen zaman diliminde enteresan değişiklikler içeren 2010 anayasa referandumunu ölümüne destekledi.
Bu süreçte kendilerine verilen destek ve Nurcu töreye aykırı olarak aşırı siyasallaşmaları bize bu yönde fikir veriyor.
Bir şekilde ikna ettiği hükümeti ve liderleri kendisine alan açması konusunda hareketlendirmesi ve ETÖ olarak sundukları ordu kaynaklı yapıları kendi tarihinde ilk defa direk karşısına alarak yargı üzerinden saldırı başlatması ile eş zamanlı olarak devasa bir aygıt olarak sunulması da aynı zamana denk gelir.
Aslında o dönem yargı içerisinde belki de fazla mevcudiyeti olmasa da, konu çok hassas olduğundan farklı düşünenler dahi bir kenara çekilip sindi.
Uluslararası hegamonyanın dikkatinden kaçmayan bu hamle her şartta iç desteğin yanında dış desteğe de ihtiyaç duydu.
Ne tuhaftır ki bazı iç dinamikler, 17/25 Aralık olayları ve daha öncesinde gurubun kendini emniyete alabilmek ve hiç güvenmediği hükümetin yarı yolda bırakmasına tedbir olarak aşırı taleplerde bulunması hükümetin onlardan kurtulmak için dershane kozunu oynamasına neden oldu.
Bu arada hükümet tarafından karşılaştığı dirençli tutuma karşı sahneye koyduğu 17/25 Aralık hükümet darbelerini sahiplenmek zorunda kaldı.
Bu ise bu yapının sonunun başlangıcı oldu.
İster istemez hükümet muhatap olduğu pervasızlığı aşabilmek için eski düşmanları ile işbirliğine yanaşmak zorunda kaldı.
Tam da bu olay neticesinde Gülen yapılanması ve onu destekleyen dış kaynakların, Atatürkçü ve ulusalcı askeri bürokratları yok etmeye karşılık ortak düşman adına ortak hareketi yapma kararı aldığı anlaşılıyor.
Neticede cemaat mensupları dışında hükümeti ortak düşman kabul eden birçok askerde bu kalkışmaya destek vermiş görünüyor.
Belki de kendini koruma adına gözü dönen bu yapı diğer muhalifleri korkuttuğu gibi hükümeti de korkutmuş olmalı ki Cumhurbaşkanı aldığı büyük risk ile halk desteğini yanına alıp bu vartayı savuşturmuş oldu.
Bana göre özünde Ak Partiye karşı olmayan darbe hamlesi belkide akıl danelerinin bile hesap edemediği şekilde karşı tarafın inisiyatifine geçti, buda bu yapının intiharı oldu.
İş tuttuğu hegamonlar Gülen’i asla teslim etmeyecekleri gibi muradlarına erme adına güneyli Kürtleri kullanmaktan hiç çekinmiyorlar
Bir de bu yapı kendisini muktedir hissettiği dönemlerde kendilerinden olmayanlara yaptığı gibi tüm İslamcı oluşumlara da zulüm ettiğinden çevresel anlamda dostu kalmadığı için helak edilmeside zor olmadı.
Daha iddialı bir tez olarak da tasfiyesini Atatürkçü ve ulusalcılar kadar diğer cemaat ve tarikatlerde destekledi.
Fakat ortalık henüz sakinleşmiş görünmüyor.
Dış hükümet darbeleri hızını kesmeden devam ederken hükümetin ve Gülen’in eski düşmanları inisiyatif almış görünüyor.
Belki de bir büyük düşmanı alt etmenin verdiği özgüven ile hükümete de saldırı başlayabilir.
Şimdilerde yandaş matbuat bile Ak Parti kadrolarında ki Fetöcüleri diline pek doladı.
Artık bu hal nereye kadar muhal siz bilin.
Bu arada Avrupa’da olanlar kısa süre sonra durulur, merak etmeyin önemli değil.
Onlarda bir seçim sath-ı mailine girdiler, içeriye oynuyorlar, düzelir.